İnsanlığın yeni planı...
Birinci Dünya Savaşı sırasında ABD´de İngiltere aleyhine kampanyalar düzenledi, İngiltere´nin çıkarlarının Almanya doğrultusunda olduğuna inanıyordu.1920´de Crowley, tapınağını Sicilya´da kurdu. Yaşamının kalan dönemi "Büyük Çalışma" için yeterli olacaktı ve bunu resmen ilan etti. Kendini Tarot´daki gibi, "Baş Rahip" olarak görüyordu, görevi İnsanlığın bir aşamadan ötekine geçişinde sırları açığa çıkarmaktı. İnsanlığın geçmişinde, üç büyük ve önemli ruhsal aşama yaşanmıştı; Paganizm, Hıristiyanlık ve Crowley´in dönemi... Bu üç dönem, Anne yani İsis, Baba yani Osiris ve Çocuk yani Horus olarak Aiwass tarafından tanımlanmış ve "Kanun Kitabı"nda yazılmıştı. Bunlar eski Mısır tanrılarının adlarıydılar. Horus Planı veya dönemi, çocuğun ödüllendirilme ve fethedilme dönemiydi yani Crowley´in ve şöyle yazıyordu; "Onun egemenliği, her dönemde temeldir, kendinizin günah duygusunu ve bozulmuşluğunuzu gözlemleyin, günahsızlığın büyümesi ve sorumsuzluklar, tekrarlanan içgüdünün garip değişiklikleri... İlk oluşumda bir çocuk gibi sınırlanma vardır ve bu bir kabus gibi kıyametin korkusu ile birleşir."
"Kızıl Kadın"la yaşananlar...
Artık kendini İnsanlığın yeni döneminin peygamberi olarak görmesinin yanı sıra, İncil´deki "Beast 666" olarak da görüyordu. Yani "Canavar" olarak ve İncil´deki Vahiy"in 17. Bölümü´nün ona ima ettiği kişiyi arıyordu; "...Ve beni ruhta çöle götürdü; ve yedi başı ve on boynuzu olan küfür isimlerle dolu kırmızı canavarın üstüne binmiş bir kadın gördüm... Ve bana diyor; kadının üzerinde oturduğunu gördüğün sular, kavimler, milletler ve dillerdir ve gördüğün on boynuz ve canavar onlar kadından nefret edecekler, onu perişan ve çıplak edecekler ve onun etini yiyecekler ve kendisini ateşte yakacaklar... Ve gördüğün kadın dünyanın kralları üzerin krallığı olan büyük şehirdir..." Crowley´in yaşamından çok kadın gelip geçmişti ama hiçbirisi Leah Hirsig gibi olmadı, olamadı. Onunla inanılmaz seks-maji deneylerine girişti, garip ilaçlar kullandı, kendi ifadesiyle görünmeyen, bilinmeyen dünyaları gözlemlediler. Leah, görüntüler görüyor ve bazen bilinmeyen bir bilinç boyutunda Aiwass´la ilişki kurup, başarıyla görüntüler oluşturuyordu. Tüm olanları da günlüğüne yazıyordu. İşte Leah "Kızıl Kadın" dı ya da ideal olanıydı. Ondan bir çocuğu oldu, Sicilya Cefalu´daki Thelema Tapınağı adını verdikleri yerde yaşıyorlardı, burasının adı öylesine kötüye çıktı ki, sonunda kapatılacak ve Crowley İtalya´dan sınırdışı edilecekti. Derken, kızı Poupee aniden öldü, Crowley´in dünyası yıkılmıştı, işte o ruhsal çöküntü döneminde kokain ve eroin kullanmaya başladı, hatta "Uyuşturucu Güncesi" adlı bir de kitap yazdı.
Büyücünün görünüşüne aldanmayın...
Crowley´in sisteminde, en önemli buluş, boyutların değişiminde temel faktör olan pratik büyüydü, 200 yıllık bilgileri veya büyü ayinlerini kullanıyordu. Aiwass üstü örtülü bir anlatımla; "Eskilerin metodları karadır, bir kötü gücü serbest bırakırsanız, bir peygamber tarafından iyi bir güç de serbest kalır..." diyordu. Crowley tüm ritüelleri yani büyü metodlarını, on bölüm olarak unutulmaz eseri "Equinox" adıyla 1909-1913 yılları arasında yayınladı. Eski ustası Mathers, 1910´da yayını engellemek için boş yere uğraştı. Oysa Crowley, bu şekilde Golden Dawn´ın kırılan onurunu tamir edeceği düşüncesindeydi ama yazdığı bazı metodlar eski dönemin veya planın benzeriydi. Törensel büyüde, geleneksel olarak büyücü simgelerle silahlanmıştır. Özel simgelerin işlendiği parlak kumaşlı giysiler, o etki alanı içinde görünmeyen rehberlere savaşır ama büyünün bu yeni planı veya evriminde savaş askeri savaşlara benzemez. Amaç sadece istenendir ne olursa olsun... Eğer formül "Sevgi olsun" ise, arzun neyse o olacaktır; işte bu anlayış zıt güçlerin kıskançlığı ve ruhun tüm çıplaklığıdır, kısacası artık renk ve karakter yoktur. Genelde, o kişi görünüşte katıdır ama o anda büyücü bedeninden soyunur, ki o zaman ruh bilincin tüm katlarını yalnız başına keşfeder. Maddenin tüm evrensel tanımı yok olur ve ruh bunu yapabilir, hiçbir ruh kaderini bitirmez ancak yeni planın dalgalarına kapılır, kapılırken bocalar. İnsan sınırlı ve büyülü bir çemberde kendisini evrenin kalanından izole eder, o onunla birdir artık, onun bütünüyle oluşum alevlenmiş ve birliğin coşkusuyla parlamıştır. Büyücünün yere çizdiği çember bu anlamı içerir. Karakterestik olarak Crowley seksüel deyimlerle kozmik birliği tanımladı ve yorumladı. Onun seksüel maji öğretisi bir kurban töreni veya bir adak adama gibiydi, bu anlaşıldıktan sonra 1922´de OTO´nun yani ünlü Alman Maji grubu Ordi Templi Orientis´in lideri oldu.
Karanlık günler...
Crowley, insanın kaderinin tanrılarla ortaya çıktığına inanıyordu, bazı gizemli bilgilerle gerçek insana dönüşme kimyasını "Moonchild-Ay Çocuğu" adlı kitabında anlattı. Bu eserde, özel bir amaç için seçilen bir büyücü ve bir kadının öyküsü anlatılıyordu, kuşkusuz Crowley gerçekten daima bu olayı yaşadı ama majikal çocukluğu ile beraber defalarca birçok Kızıl Kadın´ı yaşadı. Tapınağın öğrencilerinden Raoul Loveday´ın zehirlenmeden ölmesiyle Crowley´in yaşamının karanlık dönemi başlıyordu. Adamın dul karısı İngiltere´ye dönerek, tapınakta yaşananları "Sunday Express"e sattı, yayından sonra kıyamet koptu. Artık resmen "Kara Büyücülük"le suçlanıyor ve insanları kurban ettiğine inanılıyordu. İtalya´da Mussolini faşizminin güçlenmeye başladığı bir dönem yaşanıyordu ve rejimin gereği olarak tüm örgütlenmeler ve inançlar yasaklanıyordu ve sonunda Crowley, İtalya´dan çıkarıldı, tapınağı kapatıldı. Önce Tunus´a gitti, sonra Fransa´ya. Yalnızdı ve eroin bağımlısıydı, tek başına kurtulmak için mücadele etti. Kitaplarını İngiliz yayıncılar yayınlamıyorlardı, öylesine çökmüştü ki, bir ara kendini boğarak öldürmeye kalkıştı.
Almanya´ya geçti ve son 15 yılını yaşamak için İngiltere´ye geri döndü. Bir majikal komün kurma idealinden asla vazgeçmedi, yine karanlık güçlerle boğuşmaya devam etti, çevresindekiler Aiwass´ın onun şeytanı olduğunu söylüyorlardı. Dönüşten sonra yine kitapları yayınlanmadı hatta kitap satıcıları kitaplarını satmayı dahi reddettiler. Ama hala dostları vardı ve yardım görüyordu. ABD´deki taraftarları yardım yolluyorlardı. Kalan yaşamı süresince, kitaplar yayınladı, şiirler yazdı ve dünyanın her yerindeki tanıdıklarına sayısız mektup yolladı, İkinci Dünya Savaşı´nın karanlık ve kanlı günlerinde son büyük eserini bitirdi ve yayınladı; "Toth Kitabı"; bu kitap antik tarot simgelerine yeni bir yorum getirirken, fal kartı olarak bilinen tarotu yeni bir planın açılışına taşıyor veya bir üst düzeye taşıyordu.
Sırların bilinmesini istemedi...
Bu inanılmaz zor, renkli ve karmaşık yaşam Aleister Crowley´in 1947´de Hastings´de ölmesiyle noktalandı. Son günlerinde büyük dozlarda uyuşturucu kullanıyordu. Cesedi dört gün sonra yakılırken, başucunda istediği gibi kitaplarından bölümler okundu. Artık herşey bitmişti, Crowley yaşamı boyunca kötü denilen veya öyle tanımlanan güçleri ve olayları amaç edinmişti, Varoluş´a saygı duyuyor ama birey ruhsallığı hiyerarşinin dışında ve hatta üstünde tutuyordu. Uyuşturucu, seks, çarpık ilişkiler, kara büyü ayinleri, ihanet, bazen dostları da dahil olmak üzere sayısız insana yönelik büyüsel çalışmalar vs... Aleister Crowley salt bunlardan mı oluşuyordu? Onun otobiografı ve çalışmalarının koleksiyoncusu Gerald Yorke´a kulak verelim; "Ne olursa olsun, kim ne derse desin, Crowley bir şarlatan değildi, inandı, çalıştı, acıya katlandı, gücü vardı ve olağanüstüydü. Yaşamındaki en büyük hata Tapınak ve Thelema dini girişimi oldu ama bu da onun yapısından geliyordu, sürpriz sayılmazdı. Hıristiyan kamuoyu onu Şeytan ilan ederken bile çekiniyor ve saygı duyuyordu. Birçok yakını onu bir daha görmekten kaçındılar ama müridleri bugün dahi Magus´un ölümüne yas tutuyorlar..." Ünlü yayıncı Lance Sieveking ise; "İnanıyorum ki, Aleister Crowley, çok şey biliyordu ama bunlar bana göre kişiseldi ve bilinmesini istemedi..."
Crowley ve Sanat
Beatles ünlü "Sgt.Pepper´s Lonely Hearts Club Band" adlı albümünde, Crowley´i kapakta kullandı. Rolling Stones´un "Sympathy For The Devil"adlı şarkısı ve bu şarkının bulunduğu "Their Satanic Majesties Request" adlı albüm Crowley´den esinlenerek hazırlanmıştı. 60´ların ünlü caz-rock´çısı Graham Bond, kendisinin Crowley´in gayrimeşru oğlu olduğuna inanıyordu ve tüm çalışmaları onun doğrultusundaydı. Venom, Witchfynde, Iron Maiden ve tabii Black Sabbath Crowley´in etkisinde kalan ünlü heavy-metal ve hard-rock gruplarıydılar. David Bowie, 1971´deki "Quicksand" adlı albümünde, Crowley´in imajını ve Golden Dawn çizgisini seslendirdi. Ve Jimmy Page; Led Zeppelin´in lideri tam bir Crowley tutkunuydu. Daha öğrenciyken, Crowley´in kitaplarını okumuş ve daha sonra da sadece Crowley kitaplarının satıldığı "Equinox" adlı bir dükkan açmıştı. Kenneth Anger´in Crowley filmlerinin müziğini yaptı. Genesis ve Phil Collins aynı temadan yola çıkarak çalışmalar yaptılar.
Crowley sineması, 1926´daki sessiz "The Magician" ile başlar. Daha sonra, Snoo Wilson aynı konuyu "The Beast-Canavar"adlı sahne oyununda kullandı. Karswell´in "Night of the Demon" ve Dennis Wheatly´in ünlü Hammer klasiği "Devil Rides Out" önemli ve kalıcı çalışmalar olarak tanımlanmaktalar. 1984´de Tarzan´ın babası Burroughs´ın çabasıyla bir Crowley miti olan "The Decoder" beyaz perdeye getirildi. Absürt Yönetmen Kenneth Anger´in "İnvocation of Demon Brother", "Pleasure Dome" ve "Lucifer Rising" adlı kısa filmleri, pop-star Mick Jagger´in de etkisiyle türünün en iyi örnekleri olarak kabul edildiler. Bugünlerde Sharon Tate´in katili Charles Manson´un yaşamını ve inançlarını Crowley çizgisinde ele alacak bir filmin çalışmaları sürdürülüyor.
Edebiyat alanında Somerset Maugham´ın "The Magician-Büyücü"sü, Dion Fortune´un "The Winged Bull-Kanatlı Boğa"sı, Colin Wilson´un "Gölgesiz Adam"ı, Anthony Powell´in "Müziğin ve Zamanın Dansı" adlı serisi ve bilim kurgucu James Blish´in "Black Easter"i Crowley düşüncesinin yansıdığı eserler olarak bilinmekteler. Günümüzde Crowley çılgınlığı sanıldığından ötededir, sadece Londra´da sayası onları bulan dernek vardır, günümüzün hemen tüm metal gençliği, Crowley´i tanımakta ve onu belki de perde arkasındaki direnişin, isyanın ve özgürlük arayışının garip ama gerçek bir simgesi olarak tanımlamaktadır. Bir başka açıdan baktığımızda da, doğaüstünün efendisi olarak anlatılan bu adamın bilgisine ulaşmanın yolunda, güç kazanmak, intikam almak ve düzeni göreceli değiştirmek gibi güdüsel motifler görülebilir.
Ozan Crowley´den
Bilginin içinden
Söz veriyorum, güvenin bana, her insan bir Tanrı´dır,
Çünkü en basit düşüncede, gençlik sıkıcı ve durgun,
Akılsız cahil bir ırk, bir aptallık içinde,
Saf Gerçeğin kusursuz anlayışında.
Doğuştan tanrı vergisi, benimle kesin tanımlanmış,
Gerçi tümü boş yereydi, felsefenin ter dökmesi,
Ki o, tanımlanan en basit kavram,
İnsanlık elbette kesinlikle borçlu ve minnettar.
Akıl var, bir anlık dalış için yararlı sanatlara,
Fakat ciddi bir farklılık, ayrıcalık ortaya çıkınca,
Beyinlerimiz oynar ardından kalplerimiz,
Lanet olsun şansa, rasgele Tanrılarımız için.
İşte Son
Herşeyin sonu; gecenin örtüsü,
Çok derin değil ama idrak edemiyorum,
Gördüm benden öncekini, korkunç görünümde,
İşte Son...
Aşk çok eskiden terketti beni, yola koyuldum,
Onun yolu genç bir adamla, yaşam küflü ve paslı,
Şimde insanın ötesinde, hiçbir dostum yok.
Benim için ümit yok, ışığın pırıltısı hiç yok,
Kara patikamda, ödünç bir teselli,
Henüz buluşacağım gülen bir yüzle ve dürüst
İşte Son...
Alıntıdır...