İşte burdaa
Üçüncü Bölüm
Zombiler camları kıramıyordu. Alpella hala çözememişti. Neden? Camlar kırılmayan cinsten miydi? Bunu en iyi Nana bilirdi.
“Bir şey sorabilir miyim?” diye Nana’ya döndü. Ayaktaydılar. Nana otomatik kapıların ayarlarıyla oynuyordu.
“Evet?”
“Onlar,” dedi Alpella. Zombileri gösterdi. “Camları neden kıramıyor?”
“Bu alışveriş merkezinin kapı camları kırılmıyor. Doğal olarak bu pislikler de kıramıyor.” Nana kapıyı kilitlemiş olmalıydı.
Alpella zombilere baktı. Ne kadar da iğrençtiler. Ve burada ne işleri vardı? Tüm şehir halkını zombiler mi kaybetmişti acaba?
Bağırarak kapıyı yumruklamaya devam ettiler. Nana, Alpella’yı kolundan tuttu. “Hadi gel, dip bölümlere gidelim.”
Kapıdan uzaklaştılar. Alpella hala onlara bakıyordu. Çok garip yaratıklardı. Nana onu yiyecek reyonuna getirdi. Bahçe malzemeleri bölümünden de iki tane sandalye getirdi. Birisini Alpella’ya verdi, diğerine kendi oturdu.
“Eee,” dedi. “Ne olacak şimdi?”
“Aynı soruyu ben sana sormuştum,” dedi Alpella, alaycı bir ifadeyle. “Bekleyeceğiz demiştin. Gördüğün gibi bekliyoruz, ya sonra?”
“Suyumuz ve yiyeceğimiz var,” dedi bilgece Nana. “Bir süre daha burada kalabiliriz. En azından onlar gidene kadar.”
Alpella cevap vermedi. Zombilerin sesi, alışveriş merkezinin dip bölümünden bile duyuluyordu. Alpella duydukça daha da ürküyordu.
“Korkulacak bir şey yok,” dedi Nana. Sanki Alpella’nın zihnini okumuş gibi. “Hiç zombi filmi izlemedin mi?”
“Hayır, korku filmi izlemem,” dedi Alpella, tekdüze bir sesle. “Sadece buradan çıkmak istiyorum.”
“Bence izlemelisin. Biraz aksiyon öğrenmen gerek. Farz et, filmin içindeyiz.”
Alpella, Nana’nın soğuk esprisine gülmedi. Nana da gülmemişti. Sandalyede oturmaya devam ettiler. Zombiler, alışveriş merkezine girmek için her türlü yolu deniyorlardı. Ama başarılı olamıyorlardı.
Güm!
“O neydi?” diye telaşla ayağa kalktı Alpella.
“Hişşt,” dedi Nana, yerinde oturmaya devam etti. Ortalığı dinliyordu.
“O neydi?”
“Keser misin sesini?”
Zombilerin sesleri devam ediyordu hala. Aynı ses bir kez daha duyuldu. Güm!
“İçeri girmiş olabilirler mi?” dedi Alpella, çok kısık sesle.
“Sanmam,”
Nana da ayağa kalktı. Elbisesinin cebine koyduğu küçük çakıyı çıkardı. Zombilerin olduğu kapıya doğru yavaşça yürüdü. Alpella da korkar adımlarla onu takip etti.
Ama Nana çakıyı elinden düşürdü.
Zombiler gitmişti!
“Lanet olsun,” diye mırıldandı ve alışveriş merkezinin arka kapısına doğru koşturdu. Elbisesi havalanıyordu. Alpella gülmek isterdi ama, şimdi gülmenin hiç sırası değildi. Nana’yla birlikte kapıya bakmaya o gitmemişti.
Nana kapıya baktı: açıktı! O halde zombiler içeride olmalıydılar. İşte şimdi kapana kısılmışlardı.
“Alpella! Çabuk! Delici bir şeyler bulmaya çalış!” diye, var gücüyle bağırdı Nana. Birbirlerinden çok uzaktaydılar ama, boş alışveriş merkezinde Alpella, Nana’yı duymuştu. Hemen koşarak keskin bir şeyler bulmaya çalıştı. Hırdavat reyonundan bir bıçak ve bir çakı aldı eline. Bir de tornavida. Tüm bunları kot pantolonunun cebine sığdırmaya çalıştı. Koşarak Nana’nın yanına gitti.
Nana bu sefer otomatik kapıyla uğraşıyordu. Yada kilitlemeye. Alpella sormadı ve, “Getirdim,” dedi.
“Çok iyi,” dedi Nana. “Onlar sende dursun, sanırım içerdeler. Hepsini öldüreceğiz. Şimdi gidelim.”
Nana otomatik kapıyla uğraşmayı bıraktı ve arkasına döndü…En az 20 tane zombi arkalarındaydı ve onlara, ağızlarından sular akarak bakıyorlardı.
“Olamaz,” dedi Alpella sessizce. “Hadi bakalım. N’olucak?”
“Sakin ol, üstesinden gelebiliriz.”
Ama nasıl geleceğini bilmiyordu Nana. Belki de kapana kısılmışlardı. Zombiler onları yiyeceklerdi.
Nana elindeki çakıyla beraber zombilere doğru koştu. Bir tanesinin vücuduna sapladı. Bağırarak yere düştü, erkekti. O zombi ölünce diğerleri harekete geçtiler ve Nana’ya saldırmaya başladılar. Nana birkaçına çakı saplasa da, onlar çok daha güçlüydü.
“Aman Tanrım,” diye mırıldandı kendi kendine Alpella ve cebinden tornavidayı çıkartarak kavganın içine yürüdü. Rasgele, zombilerin sırtlarını deldi. İçlerinde kadın bile vardı.
Ama o sırada, alışveriş merkezinin içinde, hem zombilerin bağrışı hem de silah sesi duyuldu. Silaha dayanamayan zombiler, birer birer düştüler… Hepsi öldü… Nana güçlükle kalktı ve etrafına bakındı. Kimdi? Kim onları öldürmüştü.
Sonra kendini gösterdi. Nana ve Alpella’nın yaşındaydı. Uzun, kızıl saçlıydı. Mavi gözleri, boş bakıyordu. Elinde bir silah vardı.
“Sen kimsin?” dedi Nana. “Nerden çıktın?”
“Ben Alice,” dedi kız. “Uzun zamandır buradayım. Size her şeyi anlatacağım.”
Nana ne diyeceğini bilemiyordu. Alpella da öyle.