Kayıt Ol

Güz Sancısı

Çevrimdışı Mls hp

  • **
  • 236
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
    • Arda Turan.<3
Güz Sancısı
« : 24 Ocak 2009, 12:46:45 »


Güz Sancısı
Gösterim tarihi: 23.Ocak.2009
Yönetmen: Tomris Giritlioğlu
Oyuncular: Murat Yıldırım, Beren Saat, Okan Yalabık, Belçim Bilgin Erdoğan
Dil: Türkçe 
Tür: Drama

Tomris Giritlioğlu'ndan Suyun Öte Yanı ile başlayıp Salkım Hanım'ın Taneleri ile süren tematik üçlemenin son filmi Güz Sancısı. Yılmaz Karakoyunlu'nun aynı adlı romanından uyarlanan film, tartışmalı bir dönemi beyazperdeye taşıyor.

Konusu
1955 senesinde geçen öyküde, zengin ve milliyetçi bir toprak ağasının oğlu olan Behçet, karşı komşusu Rum Elena’ya aşık olmuştur. Behçet, 6-7 Eylül olaylarının gölgesinde; duyguları, siyasi görüşleri, ailesinin tavrı ve kendi vicdanı arasında sıkışıp kalacak, kendi iç hesaplaşmasının esir olacaktır…

Behçet’in babası Kamil Efendi, Antakya’da güçlü bir nüfuza sahiptir. Hükümet de bu nüfuzu için Kamil Efendi’den ilgisini eksik etmemektedir. Babasının etkili siyasi kimliğinin fazlasıyla gölgesinde kalmış olan Behçet’in en büyük amacı, babasının telkinlerine uyarak siyaset dünyasına girip yükselmektir. Bu konudaki en büyük destekçisi ise babasının yakın dostu ve nişanlısı Nemika’nın babası olan Kenan Bey’dir. Aynı zamanda eski bir bürokrat olan Kenan Bey, “Kıbrıs Türktür” adlı bir cemiyetin üst kademelerinde yer almakta, derin devlet operasyonlarına destek vermektedir.

Son derece muhafazakar, sakin ve içine kapalı bir genç olan Behçet, adalete ve ahlaka çok önem verir. Ama bu yapısı, siyaset dünyasının doğal dinamikleriyle örtüşmemektedir. Yine de kendi milliyetçi bakışını doğru, adil ve etik bulur. Ona göre Türk milleti batılılar tarafından abluka altına alınmıştır ve Kıbrıs’ta yaşananlar da bunun en açık kanıtıdır.

İç dünyasında tüm bu duyguların çatışması etkisi altındayken, bir yandan da komşu kızı Rum Elena’ya aşık olur. Elena da Behçet’e karşı ilgisiz değilir. Siyasi atmosfer giderek ağırlaşmaya başlarken, iki genç arasındaki aşk giderek daha karşı konulmaz bir hal alır. Ama Behçet’in yolu, Elena’ya kavuşmasını giderek zorlaştırmaktadır. Türk siyasi hayatının ağır yükünü taşımak zorunda kalan Behçet ve Elena, aynı toprakların farklı tarafları olarak birbirlerine kavuşabilecekler midir? 

 


Herkesin HayaLLeri Vardır,Ama Tanrı Sadece BazıLarımıza OnLarı GerçekLeştirecek Şansı Verir.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güz Sancısı
« Yanıtla #1 : 24 Ocak 2009, 13:08:30 »
Şimdi izlenmez mi bu film. Hatırla Sevgili'deki oyuncular tekrar bu sefer sinema filmiyle kaqrşımıza geliyorlar. Murat Yıldırım'ın yerine Cansel Elçin neden yok anlamadım! Onun haricinde konusunu ve oyuncularına bakarak güzel bir film daha bizlerle diyebilirim.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Slyffindor

  • **
  • 218
  • Rom: 0
  • Entrigiue?.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güz Sancısı
« Yanıtla #2 : 25 Ocak 2009, 02:48:21 »
Naylon Şebeke : Bobiler'de Gaz Sancısı olarak yapılan afişiyle beni güldürmeyi başarmış yapım..
Bunun haricinde Umut Kurt var, bu iyi haber..Demek gidilesi bir film.



                 I'll be your water. I'll be yours

Çevrimdışı Belgarion

  • **
  • 286
  • Rom: 1
  • Life is only joke maybe we make it!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güz Sancısı
« Yanıtla #3 : 30 Ocak 2009, 10:46:06 »
Gittim gittim gittim ve beğendim :D

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güz Sancısı
« Yanıtla #4 : 04 Şubat 2009, 21:25:36 »
Filmden yeni çıktım sıcağı sıcağına bir yorum yapayım.

Son zamanlarda bu tarz politik filmler baya arttı. İçimizde kalan bir şeyi mi boşaltıyoruz anlamadım. Olsun hepsi bir soluk getiriyor sinemamıza. Bunun dışında diğerlerinin yanından benim gözümde başarıyla sıyrılıyor bu film. Konuyu çok yavaş işlemiş, Hatırla Sevgili'yi falan bilmiyorum onlarda da böyle mi ama asıl konunun etrafında dönen olaylara ağırlık vermiş gibi. Ben konuya biraz daha dikkatli yaklaşmasını bekliyordum.

Filmdeki aşk güzeldi. Müzikler yerinde ve harikaydı. Filmin özellikle sonlarını beğendim, Altı-Yedi Eylül olaylarını en çarpıcı yanlarıyla anlatıyordu o kısım, gerçekten güzeldi. Komşularını koruyan insanlar, vatan millet Türklük deyip yağma edenler, kaybolmuş insanlar. En sonundaki jenerik ayrı bir harikaydı. Salondan kimse çıkmadı, herkes jeneriği sonuna kadar izledi. Sonundaki tahribatın sonucunu görmek için kalmalısınız.

Ancak dediğim gibi, filmde aşka çok vurgu yapılmış geri kalanlar hafifçe geçiştiriverilmiş. Olayların sadece ne yaptığını bilmeyen Kıbrıs Türktür Derneğinin işi olduğundan bahsedilip bırakılmış. Daha büyük sebepleri gözardı edilmiş. Belki belgesel olmasın diyedir bilemiyorum. Ama Atatürk'ün evinin bombalanması haberinin, medyanın gaza getirici söylemlerinin, devletin hiçbir şey yapmamasının da üzerinde durulması gerekiyordu diye düşünüyorum.

Bu arada oyunculuklar güzeldi. Okan Yalabık harikaydı. O Rumu oynayan kadının oyunculuğuna hayran kaldım.
try again fail again fail better

Çevrimdışı Belgarion

  • **
  • 286
  • Rom: 1
  • Life is only joke maybe we make it!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güz Sancısı
« Yanıtla #5 : 17 Şubat 2009, 15:04:04 »
Ya sana şu kadarını diyim sadece insanların son dönemde bunu yapmalarının sebebi aslında korkularının yeni yeni üstünden atmaları ve bence o dönem hakkında yapılan şeyler gayet filmlere imza atıyor.