Konu: Dorian Gray

[Amras Ringeril]

Film başlığına yaptığın yoruma bakar mısın Bir şeylerin filme uyarlanması niye bu kadar korkutuyor ki, ayrıca daha önce de uyarlanmış zaten.

Hatta ilk uyarlama 1915.

http://www.imdb.com/title/tt0876508/

[pleasant^^]

Biliyorum o uyarlamayı O kadar korkutmadı canım,hayalimde canlandırdığımdan çok daha farklı olabileceğinden izleyemiyorum.

[Canina]

İzledim.

Beklentilerim çok yüksek olduğu için, film beklediğim gibi çıkmadı. Ama film çok mu kötüydü? Hayır tabii ki değildi. Hatta çok iyiydi bile diyebilirim. Ama fragmanlarla ve söyleşilerde verdikleri awesome izlemine yaklaşamıyor.

[DarLy OpuS]

"Dorian Gray'in Portresi", NTV Yayınları'ndan çok yakında çizgi roman olarak da çıkacak arkadaşlar. Dünya klasikleri serisinin son halkası olarak... İlgilenenlere duyurulur.

[magicalbronze]

Filmi izleyeli bayağı oldu lakin yazmayı unutmuşum sanırım, şimdi konu canlanınca farkettim.

İlk olarak böyle bir film beklemiyordum, itiraf edeyim. Yani hani beklentim çok şaşalı bir film olacağı yönünde değildi, ayrıca film ilk başlarken yapımında emeği geçen sponsorların tek tek gösterilmesi ile bendeki beklenti o anlık tavan yaptı. "Abi bu kadar firma sponsor olduysa, bu film tamamdır herhalde." diye düşündüm. Ama öyle olmadı... Neden mi?

Nedeni tamamen Dorian Gray'e farklı bir senaryo yazmaları. Kitapla bu senaryo aynı mı gerçekten? Yani Dorian'ın o yaptığı çılgınlıklar gerçekten geçiyor mu kitapta? Ya da okuduğum özette böyle bir şey  vardı da ben mi göremedim?

Senaryo açısında bakılacak olursa beklentilerin altında bir film olmuş. Fakat kitabı falan karıştırmadan, oradaki tasvirleri filme koyma güdüsünü bir kenara bırakırsak iyi bir yapıt olmuş. Ben Barnes çok daha iyiydi burada, kendisinin gelecek vaad eden bir oyuncu olduğunu kanıtladı. [*]en azından bana kanıtladı[/*] Colin Firth için nedenebilir ki? Aşmış resmen bu filmde.

Son olarak söylüyeyim, film sürükleyici. Yani "İzlersem sıkılır mıyım acaba?" düşüncesindeyseniz emin olun sıkılmazsınız. Hatta hayret nidası eşliğinde, "Bu kadar beklemiyordum!" bile diyebilirsiniz...

[Bonthey]

Nedeni tamamen Dorian Gray'e farklı bir senaryo yazmaları. Kitapla bu senaryo aynı mı gerçekten? Yani Dorian'ın o yaptığı çılgınlıklar gerçekten geçiyor mu kitapta? Ya da okuduğum özette böyle bir şey  vardı da ben mi göremedim?

Dorian'ın zevk ve safaya önem vermeye başladığı, erdemlerinin değiştiği çok açık ve net bir şekilde belirtiliyor kitapta. Yönetmen de bu belirteçleri görsel efekt olarak kullanmış filmde. Çok büyük fark değil bence. Nitekim Dorian gençlik ve güzelliğini heyecan, tutku için kullanan bir lanetli diyelim, filmde de bu aşılanıyor, bunun aşılanması için çekilen ekstra bir kaç sahne filmi çok saptırmaz ki?

Yani filmde senaryo açısından eksikler vardı ama fazlalıklar yoktu diyeyim ben.
Eğer kitaptaki gibi bir film çekilseydi, çok sıkıcı olurdu film.
Kitap beni sıktığından değil, asla... Sadece kafa sesi çok fazla olan bir kitaptı ve bunu beyaz perdeye aktarmak oldukça zor olurdu, doğrudan yapılsaydı izleyici için işkence olurdu. O nedenle yönetmen de süsleme yapmış biraz.

Immm senaryo kitaptan farklıydı azcık ama Bonthey ablama katılıyorum kitabı direk yapsalardı izleyenin içini bayardı. Hiç bu kadarını bekliyordum

[Denaro Forbin]

Kısa bir süre önce Dorian Gray'in Portresi'ni okumuş ve yorumumu da şurada paylaşmıştım. Sıra filmindeydi ve kısa bir araştırma yaptıktan sonra, sinemaya uyarlanmış olan son filmi izlemeye karar verdim ve bu film 2009 yapımı "Dorian Gray"di.

Filmi izlemeden önce IMDb puanına bakmış ve çok düşük olduğunu görünce biraz üzülmüştüm açıkçası. Dorian Gray bence vasat bir film. Vasat olmasının ise yalnızca bir nedeni var: kitaba bağımlı kalmaması. İşte bütün mesele bu.

Yönetmen Oliver Parker'ın imzasının olduğu işlere şöyle bir baktığımızda kendisinin Oscar Wilde hayranı biri olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz. Hal böyleyken, bu filme giriştiği esnada senarist Toby Finlay'nin senaryosunu okuyup müdahale etmeliydi bence. Eğer ufak bir müdahale etmiş olsaydı, durum çok daha iyi olabilirdi. Bu durum Parker'a yakışmadığı gibi, Finlay'nin kariyerinde de bir leke olarak kalacaktır.

Oysa "vasat" dememi gerektirecek birkaç sahne de tıpkı kitaptaki gibi olsa, tadından yenmeyecek, çok iyi bir uyarlama olarak akıllarda yer edecekti. Evet, yalnızca birkaç sahne değişmiş sinemaya aktarılma esnasında, ki bence en önemli sahneler de zaten bunlar. Sibyl Vane'in ağbisi James Vane'le Dorian'ın arasında gerçekleşecek olan çatışmalar olması gerektiği aktarılmadığı gibi, kitaptaki o vurucu final de filmde değişikliğe uğramış. Olmamalıydı.

Ama tüm bunlara rağmen, kitaptan bağımsız ele alırsam dört dörtlük bir filmdi diyebilirim. Tek bir saniyesinde bile sıkılmadım, akıp gitti film. Oldukça doyurucuydu. Kitaptaki hava filme çok iyi aktarılmış. 19.yy. İngiltere'sini zaten hep sevmişimdir, bu film sayesinde bir kez daha sevdim.

Dönemin havası, karakterler ve diyaloglar da yine olması gerektiği gibiydi. Her ne kadar kitaptaki derinliğe ulaşamasak da, hoş bir seyirlik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Dorian Gray kitaptakinden çok farklı bir şekilde filme aktarılmıştı, hatalardan biri de buydu fakat Ben Barnes'in oyunculuğunu sevmiş olmam, bunu görmezden gelmem için yeterli bir sebep. Basil Hallward'ı oynayan Ben Chaplin ressamlık rolünü gayet iyi kotarmış ama daha da önemlisi Lord Henry Wotton rolüne cuk oturan Colin Firth. Harikaydı, izlerken çok keyif aldım.

Son olarak Sibyl Vane'i oynayan Rachel Hurd-Wood'a değinmek istiyorum. Güzelliği gözlerimi kamaştırdı. Rolü çok azdı, oyunculuğu için bir şey söyleyemeyeceğim henüz zira ben o sıralar gözlerinin içerisinde kaybolmaktaydım. Hemen IMDb'ye koşup filmografisine göz attım ve kesinlikle "sırf o oynadığı için" diğer filmlerini de izleyeceğim.

Kitabı okuyanlar kesinlikle izlemeli, okumamış olanlar da okuyup izlemeli.

[Rosemary]

Uyarlama bir film olmasını öteye bırakalım sıradan bir film olarak değerlendirildiğinde dahi vasatı aşamayacak bir yapım. Yapılmak için yapılmış, o kadar.

Açılış sahnesi o kadar saçma ki filmin finalini ele vermekte bir bakıma.

Geçişler öylesine kötüydü ki üzüldüm doğrusu. Keskin bıçaklar. Bir bakıyorsunuz ceketli sonra bir daha bak ceket iptal. Olmamış.

Hiçbir şekilde kitapla alakasının bulunduğunu düşünmüyorum. Yetersizlikler her daim anlayışla karşılanabilir lakin hatalar değil. Kitaptaki felsefi zemin ve karanlık atmosfer yerini filmde parodi ve sirk gösterisine bırakmış diyebiliriz. Kitaptan sonra zerre haz duyulacak bir film değil.

Oyunculuklar ise eski Müslüm Gürses, Cengiz Kurtoğlu filmlerini andırıyor. Senaryoyu çekim anında ellerine tutuşturup 'al oyna' demişler sanki.

Puanım: 0/10

[Denaro Forbin]

Puanım: 0/10

Çok ağır bir eleştiri olmuş.

Kitaba aşık biri olarak, bu uyarlamayı sevdim ben. Evet, vasat ama 10 üzerinden 0 alacak denli kötü değil. IMDb puanı civarları filme gayet uygun. Hem %100 kitaptan bağımsız çekilmiş diyemeyiz, kaldı ki %100 kitaba bağlı kalınarak çekilen bir film de dünya sinemasında mevcut değil. Her uyarlama gibi, bu filmin de kusurları bir hayli fazla, en azından iki elin parmaklarını geçer.

Ama 0 puan? Hiç yokmuş gibi davranmak? Yo, çok ağır.

[Rosemary]

Doğrusu, evet vasat fakat izlenilebilir sıradan bir film. O derece düşük puan verme sebebim ise bu filmi uyarlama olarak görmemem. Yönetmen ise bu konuda ısrarcıdır kesin.

Eğer filmin adı Dorian Gray değil de 'lanetli portrenin unutulmaz intikamı' olsa ve bu şekilde izlemiş olsaydım birtakım unsurları kitaptan çalarak ortaya karışık bir şeyler yaptıklarını düşünür ve hırsızlıkla da itham ederdim.

Karakterler hiçbir şekilde kitaba bağlı olmayıp, tamamen kişisel inisiyatifler doğrultusunda şekillendirilmiş. Tabi ki kitabın tıpkısını beklemiyorum ama sadece fiziksel unsurlar kopya edilerek sığ bir gerçeklik ortamı kurulmaya çalışılmış. Filmdeki Dorian ile kitaptakinin arasında epey fark var. Önceki yorumunuzda Colin Firth'ün oyunculuğunu beğendiğinizi yazmışsınız, evet bence de başarılı ama sorun şu ki Lord Henry'i canlandırmak yerine solo isteğiyle yanıp tutuştuğundan bambaşka bir karakter ortaya çıkmış. Hele sonlara doğru bakışlarında hak yolunu bulmuş Ahmet Turani yoğunluğu vardı ki, of of. Basil kitapta zeki ve duygusal. Filmde gerzek ve esnetilebilir.

En çok kızdığım nokta ise felsefi noktaları sergileme korkaklığından ötürü şekilciliğe kaçması.

Herhangi bir film olarak ortalama bir değere sahip olabilir. Uyarlama olarak ise hiçbir gerçek değerinin bulunduğunu düşünmüyorum.