Kayıt Ol

Kıpkısa Kulübü

Çevrimdışı andien

  • *
  • 29
  • Rom: 1
  • Meditating Frog
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #195 : 25 Nisan 2011, 13:48:17 »
Dönüp baktığımda, dönüp bakacak mısın diye dönüp baktım.

Çevrimdışı hanne

  • **
  • 326
  • Rom: 4
  • maybe one day...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #196 : 09 Mayıs 2011, 22:32:36 »
Her son bir başlangıçmış meğer başlamaktan sıkıldığımda anladım...
sonun sonunu bulana dek devam..
....Sanki bir erik ağacına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum  ama bahçe sahibi gelince cevizleri neden yediğimi sormuştu....

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #197 : 09 Mayıs 2011, 22:55:17 »
Berberde yere düşen saç tutamları arasındaki bir tel saç kadar toplumdan soyutlaştığını düşünüyordu ama aslında patates kızartılacak yağın kızgınlığı test etmek için önceden atılan kahverengi patates kadar somuttu.
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı andien

  • *
  • 29
  • Rom: 1
  • Meditating Frog
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #198 : 18 Mayıs 2011, 00:44:24 »
Bağrı yanık minibüs motorlarının sesi, şehrin delikanlıları olduklarını hatırlatan yankılarla yaklaşıp uzaklaşıyorlardı

Çevrimdışı Demigod

  • **
  • 253
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #199 : 25 Mayıs 2011, 17:51:23 »
Nefesini hızlıca verdi ve bir kereliğine soğuk olmasını diledi. Ateşin canını yakmadığını mı zannediyorlardı? Aptal insanlar...
“Bu basit ama anlatması pek de kolay olmayan bir hikaye. Tıpkı bir masal gibi. Masallarda ne kadar hüzün varsa o kadar hüzünlü ve en az masallardaki kadar çoşkulu bir hikaye.”
-La vita è bella

Çevrimdışı hanne

  • **
  • 326
  • Rom: 4
  • maybe one day...
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #200 : 17 Haziran 2011, 17:32:50 »
gökyüzü ne kadar kapalıysa iç dünyam o kadar açıktır.Benim için ölümde düğünde "yağmurdan sonra".
....Sanki bir erik ağacına çıkmıştım da orada üzüm yiyordum  ama bahçe sahibi gelince cevizleri neden yediğimi sormuştu....

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #201 : 18 Haziran 2011, 08:15:07 »
"Seni bırakıyorum."
"Bende aynı şeyi söylemek için gelmiştim."
"Şu durumda bile düşüncelerimizin karşılıklı olması güzel."
"Öyle."
"Evet."
"Görüşürüz o halde."
"Görüşürüz... değil mi?"
"Sanmam. Senden kaçacağımı söylemiştim."
"Görüşürüz o zaman..."
#rekt

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #202 : 18 Haziran 2011, 14:50:11 »
  Çevrede hiç kimse ona bakmıyordu. Dostunun, içinde kabaran bir hasetle Kahramanlık Madalyası'nı almasını izledi. Törenden sonra yanına geldiğinde, gülümseyip arkadaşının omzuna vurdu ve madalyayı şöyle bir eline aldı.
  Baktı, elinde çevirdi. Alkışları gördü, övgüleri duydu, her yerde ona veirlecek rahatlığı hissetti. Bir de madalyonun güneş görmeyen yüzüne baktı. İhanetlerin ve insanların iki yüzlülüğünün acısını yaşadı. Ününe olan bağlılığı gördü.
  Hayır, Madalya taşıyamayacağı kadar ağırdı. Onu dostuna geri verdi, ve bunu yaparken korkunç bir haz duymaktan kendini alı koyamadı.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #203 : 18 Haziran 2011, 15:10:25 »
Türkçe edebiyatta bu tarz şeylerin ismi yok ama ben kıpkısa koyayım dedim; kıpkısa. Bahsedeceğim şey kısa hikayeler, ama çook kısa olanları. Bir kaç kelimeden büyük kurgular yaratmak gibi.  ;D

Ernest Hemingway in bu tarzda bir hikayesi:

"For sale. Baby shoes. Never worn."

İşte hikaye budur. Haydi bizimkileri görelim.

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #204 : 18 Haziran 2011, 15:33:51 »
Ahahahh evet biraz uzun oldu farkındayım. Ama normal hikaye kategorisine girecek kadar uzun da değil. ;D

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #205 : 18 Haziran 2011, 15:35:39 »
Ahahahh evet biraz uzun oldu farkındayım. Ama normal hikaye kategorisine girecek kadar uzun da değil. ;D
Valla konuyu açan Arlinon'un tanımlaması buydu :). Silinirsen ben karışmıyorum. Kendisi gelip ayıklıyor çünkü.

Çevrimdışı Gilderoy

  • ***
  • 416
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
    • Kuyutorman
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #206 : 18 Haziran 2011, 16:50:28 »
Ellerini göğe kaldırdı suçlarcasına ve dedi ki, "Hey, sen! Orada eğleniyor musun?"
to see world in a grain of sand
and a heaven in a wild flower
hold infinity in the palm of your hand
and eternity in an hour
-William Blake

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #207 : 09 Temmuz 2011, 23:53:47 »
Gülmeyi bıraktığında her zaman ağlaman gerekmez.

Çevrimdışı Narr

  • **
  • 115
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #208 : 10 Temmuz 2011, 23:54:45 »
Tuvaletten çıktığında düşündü; "Vay be, bunun farklı versiyonları da varmış."

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Kıpkısa Kulübü
« Yanıtla #209 : 16 Temmuz 2011, 10:44:59 »
Adam arkasına döndüğünde duvara yasladığı gitarını çalabilirdim ama çalamayacağımı bildiğim için çalmadım.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.