''Dominoyu bilir misin? Tek, küçük bir dokunuşun ardında neler saklanabileceğini? Tık, tık, tık. Peşinden hep bir büyüğünü sürükler; tık, tak, bam!'' Ellerini sinek avlar gibi birbirine çarptırdı. Sanki gerçekten birşeyi öldürmüşçesine kızıllığı yanaklarına taşmış dudaklarını büzdü. ''Ben kaostan anlamam kardeşim. Ben insanların saçlarla kaplı şu şeyinde olan biteni bilirim, her şeyi.'' Ellerini karışık yağlı saçlarına götürüp daha fazla karıştırdı. ''Ne istediklerini bilmiyorlar. Ben sadece bir seçeneğim, onlara kendimi sunuyorum... Ben aslında kimim biliyor musun?'' Gözlerinde deliliğin aleviyle sessiz sessiz kıkırdamaya başlamıştı. Birden durdu. Kıkırdama sinsi bir gülümsemeye dönüştü. ''Özgürlüğünü ilan etmiş bir domino taşıyım . Hepsi bu.''