Askerler avluda toplanmıştı.Mombasi bu “lanetli yerden” acil bir çıkış planlıyordu. Sleman orduyu çoktan 3 gruba ayırmış birini kendine birini Mombasi’ye diğeriniyse Daacih’in idi. Böyle ayrılması Mombasi’nin geri çekilme taktiklerinden birini kolaylaştırdığı içindi. Mombasi ve birliği en arkada olduğu halde köyden çıkmaya başladılar. Mombasi neler olduğunu düşünürken kuş seslerini bir çığlık bozdu. Bu bir savaş emriydi. Saldırıya uğramışlardı. Mombasi,en öndeki Sleman ve birliğine baktı savaşa başlamışlardı. Mombasi ilk emrini verdi,
-Bir birinize yakın durun! Birbirinizin ardını kollayın! Okçular tepeye,piyadeler yarım daire olun! Daacih sakın göz açtırma!
Son emirle Daacih’in “Ateş!” sesi duyuldu. Bütün oklar durduğu anda Mombasi “Ateş!” dedi.Çok geçmeden onlarda bekledi ve Sleman geri çekilirken Mombasi’nin “Hücum!” emri geldi. Daacih’in birliği bu sesle tepelere kadar çekildi ve orayı ok yağmuruna tuttu. Mombasi’nin birliği saldıranlara balyoz gibi inmişken. Köyün sağından ve solundan akın akın atlılar gelmeye başladı. Mombasi ilk önce şaşırsa da toparlandı,
-(Mırıldanarak)Çok kalabalıklar.(Bağırarak) Geri çekiliyoruz!Sleman süvarilere!Daacih bizi koru!
Bu emirlerden sonra iki birlikte deli gibi ok yağdırmaya başladı.Mombasi tepenin arkasına çekildiğinde 3 birlik beraber düşmanı döverek köye çekildi.
Gece olmuştu.Artık tek umur Rilebun’du ve birlikte umutsuzluk artmıştı.Mombasi elindeki kağıda birkaç bir şey karalarken gecenin karanlığını alevli bir ok yardı.Mombasi ne olduğunu anlamaya çalışırken 4 taraflarındaki tepelerin tamamen okçularla dolduğunu fark etti.Oklar adeta yağmur gibi yağmaya başlamıştı.Herkes canını kurtarmaya çalışırken Rilebun ve Daacih,Mombasi’nin yanına gelmişti.Mombasi okların hedefi olan insanların acı bağrışları arasında bu kadar büyük bir orduyu kimin,nasıl topladığını düşünüyordu.