Biz Hiç Üşümedik !Oysa üşümemiştik ki, kalemlerimizdi kalbimizi ısıtan
Ya da inanmak istediğimiz buydu, inanmaya çalıştığımız
Üşümedik, üşümedik.
Orada öylece titrerken, biz aslında hiç üşümedik.
Yemin ederim ki üşümedik, taneler düşerken o kırmızı çukura
Bin bir köşesiyle erirken atan damarların üzerinde
Üşümedik, üşümedik.
Kalemlerimizdi kalbimizi ısıtan
Dilsiz olduk, alacaklarımızı bıraktık
Şimdi pek çok şey gibi, ondan da ıraktık.
Olsun, titresek de üşümemiştik
Yine başlıyordu kar,
Olsun, biz yine üşümezdik.
Bin bir köşe batarcasına yüreğimize
Eridi evet, eridi.
Eridik, evet; üşümedik ama!
Biz üşümedik!
Üşütemediler,
Soğuk savaş içerisinde, yanarcasına üşümedik.
Buzdan tanrılar aşkına, biz hiç üşümedik.
Işıklar sönünce ve kese kağıdı geçirince,
Ya da sadece arkadan bakınca,
Belki biraz da sarhoş olunca,
Güzeldi dünya.Buzdan ışıltılar eşliğinde parlamasına rağmen,
Üşümedik, üşümedik, üşümedik!
Son sesimizle bunu fısıldamak istedik,
Dilsizmişiz, yapamadık.
Olsun, biz titresek de üşümemiştik.
Bin bir köşesiyle, şimdi yeniden yağıyor kar
Her tane başka başka.
Biz üşümedik, bizden başka herkes,
Herkes üşüdü, biz üşümedik.
19.02.2010 ~ 06.06
-
Uykunun es geçtiği gecelerin, sabahla buluşmaya çıktığı anlarda; öylesine yazdığım bir iki satır. Şiir demeye yüzüm yok, hiç anlamam çünkü şiirden.

Alt alta gelmiş satırlar, öylesine... Sadece, öylesine.