Kana Bulanan Kahramanlık Destanı
“Allah Allah” nidalarıyla.
Yiğit naralarıyla.
15 yaşında,
Bir aslan namında.
Tutmayacak Haçlıyı,
Öz vatanında.
En büyük silahlara karşı,
En cesur yürekler,
Çarpıştı burada.
Nesli iyi yaşayacak,
Dün gibi,yarını da.
Mehmetçik kapadı gözünü.
Şehid olan iyi saydı gününü.
Gazi olan savaşacaktı elbet.
Durmak yok,olmazdı,
Biliyordu.
Peygamber isimli Mehmet.
Çakal sürüsü istiyordu,
Yaralı aslana vurmayı.
Ama aslan hala biliyordu,
Kendini savunmayı.
Namert eli değmesin vatanına.
Ölümüne savaştı bu amaçla.
Ama ölmedi.
Şehittir,ölmez.
Her an istediği gibi ulaştı Allah’a.
Adlar zamanla unutulur.
Ama sadece bir Fatiha.
Onurunu,yurdunu kurtarmak için.
Değer düşmeye toprağa.
İman dolu,kale gibi göğsü var her neferin.
Yutuyordu insanları gökten gülleler,ateş.
Yerden ise toprak.
Hafif hafif esen,
Anlamlı ezgilerle bezenen.
Her şeyin şahidi rüzgar,
Hala taşır kan ve barut kokusu.
(Bilmiyordu Anzaklar,
Ne işleri vardı burada?
Pekte ısınmışlardı bu insanlara.
Birbirlerine hep daha çok yaklaştılar,
Verilen her arada.
Her ateşkes
Bir dostluk daha orada.
Ölü ve yaralıları toplarken,
Tanıştılar iyice.
İki tarafta sevdi birbirini.
Ama ateşkes bittiğinde,
Kurşun sıkmayı bırakmadı hiç birisi.
Bir asker karşıya esir düştüğünde,
Ne ekmek ne su,
Diyor Anzak subay,
-Esirlerle paylaşılırdı erzak ve su.
Yüz yıllar sonra ilk kez centilmenlik savaşıydı bu. )*
Yay gibi gerilip,bırakıldı her çift göz,
El,ayak ve parmak.
Hepsi toprağa bırakıldı,
Ama giderken verildi söz.
-Kanınız yerde kalmayacak!
Aslanlar gibi fethedildi bizce,
Bizim olan toprak.
Zaten nasıl fethedilmesin.
Seyit gibi,
Mehmet Çavuş gibileri varken.
Ondan öncesi,
Mayınlarla,kanla,kurşunla,kemiklerle,acıyla,dualarla kuşanmış.
Kendinden,canından geçip de,
Düşman askerine merhametle.
Yardım eden,
Kendinde bulamadığını onlara veren aslan yürekliler savaşmış.
Bu savaş nasıl kaybedilirdi?
*=İstenirse eklenilebilir,istenilirse çıkartılabilir