-Kumral Kız-
Aldığım dergileri okumak için, küçük şeker bir pastaneye girdim. İlk işim fıstıklı dondurma sipariş etmek oldu. Garsona "Bir fıstıklı dondurma lütfen." dedim. Beni duymamış gibi aval aval suratıma bakıyordu. Tekrarladım. "Fıstıklı dondurma ? " Sonunda dünyaya dönmüş gibiydi ve dondurmamı getirdi. Sonra, "Modayla ilgileniyorsunuz galiba ha ?" dedi. Sanırım dergilerden bahsediyordu. "Evet." dedim. "Hımm." dedi gülümseyerek ve gözlerimin içine bakarak. Birden, garsona karşı bir şeyler fıkırdadı içimde, onunla konuşmak hoşuma gitmişti. Nasıl olduğunu anlamadan sohbet koyulaştı, zaman çok çabuk geçiyordu. Çok şeker bir çocuktu, iyiydi, garipti. Bir garsona karşı bir anda nasıl böyle şeyler hissedebilmiştim bilmiyordum. Her soru soruşunda sanki içimde kelebekler uçuşuyordu. Güneş batmıştı, kalkmam gerekiyordu... Bütün günümü henüz tanıştığım bir garsonla geçirmiştim, garipti. Üstelik çıkarken "Tekrar geleceğim." demiştim. Hayat, hiç beklemediğim bir zamanda karşıma çıkarmıştı onu, tatlı biriydi...
Eve gittim, kapıyı Büşra açtı, kaşlarını çatmış "Kanka nerdesin saat kaç oldu merak ettim yaa..." gibisinden bir şeyler söylüyordu. "Bana bir şeyler oluyor." dedim. Yüzüme baktı, şaşırmıştı."Neler oluyor ? " dedi. "Bilmiyorum, kalbim küt küt atıyor." dedim. Gülümsemeye başlamıştı...
Ertesi gün yine gittim pastaneye.Büşra'ya kapıda beni beklemesini söylemiştim. İçeri girince, emen dondurmaları kapıp geldi yanıma, gülümsüyordu. Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu ve konuşmaya başladık. Onunla konuşmak harikaydı, içim kıpır kıpırdı. Neler oluyordu bana ? Ben böyle biri değildim. Aşk meşk bana göre değildi. Hatta inanmazdım bile aşka, sadece basit elektriklenmelerdi insanların aşk sandıkları şey. İçimde kendimle hesaplaşıyordum. Bir yanım "Hani ? " diyordu. "Hani aşk diye bir şey yoktu ? " diğer yanım cevap veriyordu. "Varmış işte, karşında oturuyor. " İçimde geçen tartışmalara sadece kulak misafiri oluyordum. Karşımda konuşmasıyla beni etkileyen, konuşurken gözlerimin içine bakan biri vardı. Açık kahverengi gözlerinden yansıyan aşk beni büyülüyordu.
Derken pastaneye esmer bir kız girdi. Siyah saçlı, güzel gözleri olan bir kızdı. Nedense gülümseyerek bize bakıyordu. Dükkan sahibiyle biraz konuştuktan sonra yanımıza geldi. "Aşkım bu gün parkta yürüyüş yapacağımızı unuttun mu yoksa ha ? " dedi gülümseyerek. Kafamda şimşekler çakarken istemsiz bir şekilde gözlerim doldu. Garson çocuğa baktım, henüz isimlerimizi bile bilmiyorduk. Sadece şaşırmış bir şekilde esmer kıza bakıyordu. Kendimi nasıl dışarı attığımı bilmiyordum. Büşra şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Büşra'ya sarılıp ağlarken içimdeki tartışma devam ediyordu. "Aşk diye bir şey yok demiştim..." diğerlerinden farklı ama eskiden tanıdığım bir ses...