Dersi sadece günlük bir zorunluluk olarak görürsen üzerinde baskı oluşur ve dersten nefret edip sanki biri seni zorluyormuş onlar için çalışıyormuşsun fikri oluşabilir. Sevdiğin iş için kimse seni zorlamaz zaten kendin yapmayı istersin. Eğer şimdi sevmediğin işi kendini zorlayıp yaparsan ve başarılı olursan tüm bunlar sona erdiğinde kendi sevdiğin işi yapıyor olabilirsin.
YA DA;
İnsanlar neden okullarda okur, iyi bir meslek sahibi olabilmek için, iyi bir meslek ise zamanı düzenli idare etmenin yanısıra en temel sebebiyle para kazanmak için elde edilmelidir. Sen para kazanmanın yolunu basmakalıp kurallar dışından elde etmeyi bulmuşsan aradakileri atla derim, terket okulunu, kendini kendin geliştir.
Bu dünya oyun oynanacak bir yer değil maalesef. Burdan sağa dön, sola zaten dönemezsin harita kapalı gibi bir şey yok, sola da dönebilirsin ve öyle bir kazık yersinki mavi ekran bile veremez beynin. Planlar kurmalı, pasif karakterden vazgeçip aktif rol oynamalı. Olay babamızın odaya giripte ders çalış demesinden ibaret değil. Çalıştığımız ders değil, satranca başlangıç hamlemiz ve babamız bunu biliyordu..
Tüm hayatını, okuduğun ve seni eğlendiren bir kitaba adamayı seçmediğinin farkındayım, ancak zaman saatimizde gördüğümüz yavaşlıkla geçmiyor. Zamansız işler yaparsan sınav günü sabaha yakın vakitte gökyüzünün aldığı muhteşem "sıçtın mavisi" rengiyle karşılaşmak gayet mümkündür, zamanı iyi kullanmanın disiplinle mümkün olduğu gibi. Ortaokulda lisede bu şekilde devam eden insanın üniversitede ve iş hayatında farklı davranması beklenemez.
Derslerine çalış inek ol demiyorum, kendimden örnek vereyim benim okulum bir sene uzadı notlarım gayet berbat, ancak ben boşa vakit geçirmiyorum, ders çalışamıyorum kimi zaman enerjim yerinde olmuyor, kimi zaman kız arkadaşımla tartışmış oluyorum, kimi zaman elektrik kesiliyor, bahane çok. Kendini geliştirmenin tek yolu ders çalışmak değildir, ancak ders çalışmamanın bedeli ağırdır, bunu anlatmaya çalışıyorum. Seçim senin, kolay gelsin...