Öncelikle katılmak istediğim çekilişi kaçırdım, bahtsız bedevi değil bildiğin çöle düşen kutup ayısı gibi hissediyorum
Benim katıldığımdan beri 2 saat 40 dakika ile en uzun yayındı sanırım. Konu seçimi çok güzel, "Dünyanın kötü kitaplara neden ihtiyacı var?" sorusunun cevabı ilk bölümde kitaplarla ikinci bölümde yayınevleri üçüncü bölümde de okurun bakışıyla irdelenmiş genel olarak.
"Lanet olası korkaklığım" diye başlayan arka kapak yazısı yüzünden kitabı kötü kategorisine sokulması garibime gitti açıkçası, önyargı değil mi bu, umarım kitabı okumuşsundur. Tamam kötü bir arka kapak yazısı ama kitabın kötü olduğunu göstermemeli. En azından birkaç cümlede hata var diye koskoca kitap kötü kategorisine girmemeli.
Bunu film ve diziler konusunda da çok yaşıyorum, ufacık bir hata yüzünden güzelim filmleri dizileri komple eleştiriyorlar. Hoş karşılamadığım bir durum ama tabi ki herkesin kendi görüşü saygı duyarım
6:45 hakkındaki tavırların sebebini yayın sayesinde öğrenmiş oldum sonunda
Kötü kitap konusunda söylenen "olmasaydı iyi kitapları anlayamazdık" cümlesinin benzeri tam tersi durum için de geçerli : "İyi kitaplar olmasaydı kötü kitapları farkedemezdik". Düşünsenize tüm kitaplar kötü o zaman tüm kitaplar iyi de olmuş olacaktı. Yani bu kavramlar insanın seçiciliği ile alakalı.
Yayında daha çok
genel kabul görmüş kötü kitapların sebeplerine girilir diye düşünüyordum ama pek de öyle olmadı. Çünkü kötü kitaplar zaten pek bilinmiyorlar. Kötü kitapları anlatmak için aslında iyi bir kitabın nasıl olması gerektiği konusuna değinilmeliydi. Ufak tefek başlıklar altında alttan alttan bu mesajlar verildi, güzeldi
Shakespeare'ın sonelerini okumamıştım, sıraya onu da koydum. Sayenizde liste baya kabarık ki elimdeki projeleri daha bitiremedim. Aslında bir köşeye çekilip günlerce çalışmam gerek. Bir gün kaybolursam bilin ki geri geleceğim