Konu: Ryuk'un Radyosu - Anket

[Celebhol]

Çok fazla dinlemedim fakat en çok konular ilgimi çekmişti.

[muaet]

Oyun yayını istiyoruz oyun!

[Celebhol]

Oyun yayını istiyoruz oyun!

Video oyunları hakkında bir yayın güzel olurdu. Özellikle RYOlar hakkında

[maglor]

Sevgili dostlar, sizin istekleriniz ve benim de Ryuk üzerindeki baskılarımla oyun temalı bir yayınla çok yakında karşınızda olacağız

[ryuk]

Muaet ve Celebhol; oyun yayını yarın geliyor, vaziyet alın

Değişim deyip heavy metal' siz bırakma bizi, @ryuk
2017' nin ilk yayınını merakla beklemekteyim.

Tabii ki bırakmayacağım. Yaşasın korkunçlu metal müzik

[ryuk]

Haftanın şarkısı: Tenhi - Vuoksi

Bu hafta insanlığın güneş sisteminin diğer gezegenlerinde kurabileceği kolonilerden, bu gecegenlerde uzun süre kalanların geçirceği evrimsel süreçlerden söz ettik.

Peki siz ne düşünüyorsunuz?

İnsanlık tip sıfır uygarlık durumundan tip bir uygarlık durumuna gelebilecek mi?

Gecezegenler arası bir tür haline gelebilecek miyiz?

[Bay_Karamsar]

Oyum, "Korkularım var, yine de şansımız olduğunu düşünüyorum"a gitti.

Bilimsel dayanak gösteremem. Umut ve iyimserliğe dayalı görüşlere dayanarak oyumu bu yönde kullandım. "Şöyle olsa, böyle ilerlese..." mantığındaki gerekçem şu biçimde:

Sorunlarla baş edebilme yeteneğimiz, kendi başımıza açtığımız sorunların da üstesinden gelmemizi sağlayacaktır.

Bireysel, grupsal ve toplumsal varoluş sorunları her zaman kendilerini hissettirecektir. Etnik köken, inanç ve geçmişten gelen sorunlara dayalı gruplaşmalar kaybolmadan yerlerini, bireylerin kendi varoluşlarını ortaya koyma biçimlerine dayanarak ortaya çıkan yeni gruplaşmalara bırakabilir. Şirketler, hükümetler ve toplumlar ortak varoluşlarını sürdürebilmek için devamlı birbirlerini denetlemeye koyulur. İnsanlar, kendileri kadar karşılarındakilerin de dirlik ve düzenine, yaşa ve yaşat çerçevesinde özen göstermeye çalışır. Genel kanunlar ve düzenlemeler, taraflardan birini öne çıkarmadan adaleti ve dengeyi sağlama yönünde işler. Sorunlar her kuşakla birlikte yenilenip çeşitlense de, çözüm üretimi, her kesimce kanıksanmış kurallar çerçevesinde işlemeye devam eder. Kitlesel etkilere sahip hataların önüne geçilmiş olunur.

Yaşanacak onca hır gür içerisinde, insanlık tip bir seviyesine geçebilir belki. O seviyeden sonra da güneş sistemi içerisinde koloniler kurma çalışmalarına hız verilir. Gezegenlerin elverişsiz yüzeyleri yerine, yörüngelerinde istasyonlar kurarak küçük koloniler kurmakla başlanılır mesela.

Bayağı karışık anlattım. Nasıl gerçekleşeceğinden emin değilim sonuçta Ekonomik, sosyal, göçsel, kuşaksal, bilimsel olmak  üzere pek çok etken var

Yine de; hala varsak, şansımız da vardır diyorum

[spren]

Ben de oyumu ilk günden "Korkularım var, yine de şansımız olduğunu düşünüyorum" a vermiştim fakat nedenlerini yazmak için zamanı bir türlü yaratamadım. Neyse şimdi sizin de anladığınız üzere yazmaya çalışacağım 

İlk önce şunu açıklamak istiyorum.Korkularım insanlığın asla şansının olmamasıyla alakalı değil. İnsanlıktaki bu egoistliği, bu var olma çabasını düşündüğümde %100 şansımız var ama beni asıl korkutan da bu zaten. Çünkü sanıyorum bunun gerçekleşip, gerçekleşmeyeceğinden çok nasıl gerçekleşeceği önemli.

Tüm gelecek kurgularda olduğu gibi insanlığın devam etmesi belli seçilmiş kişilerin tekelinde gerçekleşecek.
En korkuncu parası olanların insanlığı devam ettirmesi. Daha az korkunç olanı sadece en zeki, en yetenekli ya da en en kişilerce insanlığın sürmesi.

En'lerin insanlığı bana şöyle doğru geliyor. Düşünün ki dünyadan x bin kişinin yaşama şansı var ve bu seçilmiş kişiler insanlığı, ya küçük mavi gezegenimizde ya da evrenin bilinmeyen bir köşesinde temsil edecekler. Bu insanların arasında en iyi tarihçiler, en iyi mühendisler, en iyi sporcular vs... olması daha tercih edilebilir. Bugün böyle bir seçim yapacaklarını söyleseler ve ben ölüme terk edilsem itirazım olmaz sanırım (o kadar da emin olmamak lazım insanım sonuçta ).

Ama korkunç olanı bunun parası olan insanlarla gerçekleşmesi. Düşünsenize gidip koloni kurduklarında ya da dünyada yaşamaya devam ettiklerinde 'hizmet' işlerini kim yapacak. Kim inşaat işçisi olup duvar örecek, kim tarlada patates yetiştirecek vs... bunları kalem kalem yazsak inanıyorum ki zaten x bin kişi eder. Ve bunu hak edenler kazanmalı.

İkinci korkum daha karmaşık ama anlatmaya çalışacağım. Hümanistlik kavramından ilerleyeceğim. Bu benim asla insanlara yakıştıramadığım bir kavram ama bazı ütopik yaklaşımlarını çıkarırsak hümanist düşüncenin, -insanın tüm diğer canlı türlerinden daha özel olduğu- düşüncesini reddetme kısmı önemli.  Eğer bir gün Tip1 olursak inanıyorum ki evreni tümden biz yaratmışız ve her şeyin hakimi insan düşüncesine, egoistliğine sahip bir ırk olup çıkacağız ki bu da insanlık mıdır bilemiyorum.

Sonuç olarak ilk başta yazdıklarımı tekrar edeceğim ama insanlık (dünyanın öngörülemeyen bir şekilde patlaması, çatlaması ve uzaylılar tarafından istila edilmesi durumları hariç)  sonsuza kadar sürecek ama işte nasıl sürecek? Beni korkutan kısmı bu.

[Bay_Karamsar]

Düşünsenize gidip koloni kurduklarında ya da dünyada yaşamaya devam ettiklerinde 'hizmet' işlerini kim yapacak. Kim inşaat işçisi olup duvar örecek, kim tarlada patates yetiştirecek vs... bunları kalem kalem yazsak inanıyorum ki zaten x bin kişi eder.

Robotlar bu konuda cevap olabilirler. Tabii onlardan sorumlu olacak uzmanlara ihtiyaç duyulacak. Onlarda bir tür robotlara hükmeden baş hizmetliler olacaklar.

Uzaya, sorumluluk bilinci gelişmiş insanları göndermek en mantıklısı olacak.

[Grayswandir]

Robotlar bu konuda cevap olabilirler. Tabii onlardan sorumlu olacak uzmanlara ihtiyaç duyulacak. Onlarda bir tür robotlara hükmeden baş hizmetliler olacaklar.

Uzaya, sorumluluk bilinci gelişmiş insanları göndermek en mantıklısı olacak.

Bu yorumu okumak aklımın çok daha başka bir konuya kaymasına sebep oldu. Otomasyon, her ne kadar bazılarımız inanmak istemese de, bugün insanların yaptığı işlerin büyük bölümünü çok da uzak sayılmayacak bir gelecekte ele geçirecek. Sadece basit insan gücünün ötesinde bir ele geçirme olacak bu. Doktordan avukata, hatta ve hatta müzisyene kadar (ki yaratıcı işler buna rağmen en güvende olanları muhtemelen) birçok rolü üstlenen robotlar var ve yaygınlaşmaları da teknolojinin hızını düşünürsek çok uzakta değil gibi görünüyor.

En basitinden artık kapımızda olan kendi kendine giden arabalar düşünülebilir, ki yalnızca ulaşımın dünya çapında kaç milyon insana iş sağladığını düşünürseniz olayın boyutlarını anlamak kolaylaşabilir. Buna benzer, halihazırda çalıştığını bildiğimiz birden fazla teknoloji var. Bu bilimkurgu değil. Yeni dönemleri açan şey her zaman yeni ve çığır açan teknolojiler değil, yıllar evvel bulunan teknolojilerin yaygınlaşması oluyor. Bahsettiğimiz robotlar da epeydir buralarda ve gelişiyorlar.

İşlerimizi elimizden almalarına ne kadar var, aldıkları zaman bize ne olabilir, bunlar da size kalsın. Ama aldıklarında ne yapacağımızı düşünmeye başlamazsak, tüm dünya olarak tarihte görülmemiş seviyede bir işsizlik sorunuyla boğuşmamız işten değil gibi görünüyor. Çok fazla insan, ve bu insanların yapmasına ihtiyaç duyulan çok az iş. İdeal bir dünyada kimsenin yaşamak için çalışmak zorunda olmadığı bir ütopyanın formülü olabilirdi bu, fakat gerçekte işlerin böyle yürümeyeceğini sanırım hepimiz tahmin edebiliyoruz.

Yayında konuşmaya da epey uygun olabilir aslında bu. Konuyla alakalı şöyle çok güzel bir video da bırakayım, yakın zamanda tekrar izledim ve bu konuyu aklıma sokan da bu oldu.

[ryuk]

Evet efendiler, yarın tüm bu yazılanlar hakkında (elbette daha fazlası da) konuşacağız yayında.

Sıkı durun

[Bay_Karamsar]

Son yayında kendisi savunma efsanelerinden bahsedilince bu skeç aklıma geldi Paylaşmaktan kendimi alıkoyamadım:

Monty Python - Self Defense Against Fresh Fruit