Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin filmlerinde
Gimli rolü ile gördüğümüz
John Rhys-Davies, Hobbit’in çekimlerinin başlamasının şerefine filmde cüce rolünü oynayacak oyunculara ufak tavsiyelerde bulunmuş.
1. Acı çekmeye hazır olun “Cüce rolünü oynayabilmek için çok sabırlı olmanız gerekiyor.” diyerek söze başlıyor
John Rhys-Davies. “Her sabah makyaj sandalyesinde dört saatten fazla zaman geçiriyordum. Her çekim arasında ise ufak rötuşlar için 20 dakika daha harcamam gerekiyordu. Bu kesinlikle enerji tüketen ve sinirlerinizi ayağa kaldıran bir işti. Hobbit filminde ise etrafınızda pataklanabilecek bir sürü zavallı aktör olacak. Bu oldukça nankör ve memnuniyetsiz bir iş. Ayartıcı şeytanları çok iyi tanıyor ve onlardan dikkatle uzak duruyorum. İşin sırrı içmemekte…
2. Klasik takılın“Makyaj sandalyesinde otururken elinizdeki tek şey sesler oluyor. Ve dört saat boyunca çağdaş müzik dinlemek zorunda kalınca çıldırıyorsunuz. ‘Kapatın şu lanet olasıca müziği!’ diye söylenirdim. Katlanabildiğim tek şey klasik müzikti – Bach, Vivaldi, Büyük Venedikliler. Zamanla diğer aktörler de isteklerime boyun eğmek zorunda kaldılar. Sanırım bu durum makyaj odasındaki diğer herkesi mutsuz ediyordu fakat gözlerim kapalı olduğundan fark edemedim.”
3. Jimnastik yapın“Gimli’nin kostümünün ağırlığı 40 ila 50 kilo arasında değişiyordu. Bununla konuyla ilgili bir dağ başında yaptığımız çekimle alakalı çok sevdiğim bir anım var. Başlığımı taşıyan bir kız vardı, bir başkası ise ağır botlarımı taşıyordu. Başlık taşıyan bir başkası ve zırhımın üst kısmını düşe kalka taşıyan iki adam da arkamızdan geliyordu. Ben de silah yapımcısı ile birlikte 5 tane balta taşıyordum. Nihayet dağın tepesine vardık ve tüm o şeyleri bana giydirdiler. Sonra Peter (
Jackson) geldi ve bana dedi ki; “Pekâlâ, şimdi şu yamaçtan yukarı doğru koşmanı istiyorum.” Fakat ben kılımı bile kıpırdatamıyordum!”
4. Baltalamak kolay değil“Filmden önce bir sürü silah eğitimi almıştım fakat hemen hemen hepsi de tamamen faydasızdı! Büyük gerçek şu ki setteki ilk balta savuruşumda tepetaklak oldum ve doğruca bir çamur birikintisinin içine yuvarlandım. Çünkü Viggo (
Aragorn)’dan kısa görünmek için – ki değilim, aslına bakarsanız setteki en uzun kişi bendim. – dizlerimin üzerinde durmam gerekiyordu ve o şekilde dövüşmek imkansız! Baltam da büyükçe bir kavisi olan devasa boyutlarda bir silahtı. Bu yüzden dövüşlerde sıklıkla dublörümü kullanmak zorunda kaldım. Yine de o garip hurdadan hoşlanıyordum. Dublör ise her seferinde “Ah Tanrım, yine mi John?” diye söyleniyordu. Bense “Gel buraya seni hanım evladı! Gel ve cezanı çek!” diye bağırırdım ona.
5. Bütün sataşmalara karşı çıkın!“Kimse ama hiç kimse bir cüceye kafa tutamaz! Bunun lafı bile olamaz. Olamaz! Asla da olmadı. Ve aksini iddia eden biri varsa yalancının tekidir ve baltama hesap vermek zorunda olacak!”