Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hala malum konuyu düşünüyor, fakat işin
içinden bir türlü çıkamıyordu...
"Rendekar doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öylese gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum."
Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi:
"Dünya bir düştür. Evet, dünya..Ah! Evet, dünya bir masaldır."
(Arka Kapak) Kitabın arkasında yazan bu kısım kitabı özetlemekte pek başarılı değil, ama buna kızmayın, kitabı özetlemek gerçekten zor olsa gerek.
Eseri gözümü kırpmadan okudum ve şu ana kadar böylesine zevk alarak okuduğum pek fazla eser olmamıştı. Her sayfasında da ayrı bir dönüş, ve her dönüşten yeni derinliklere savruluşun böylesine derin olduğu ilk kitabım oldu.
Anlatımı hem günümüz diliyle yazılmış, hem de geçtiği dönemin dil özelliklerini de ustaca içinde barındırmış. Her satırında ayrı bir nükte...
Tarihi, fantastik kurgu'yu ve duyguyu böylesine harmanlayan bir eseri, kendi edebiyatımızdan çıkan bu eseri sonsuz bir içtenlikle size tavsiye ediyorum. Kesin okuyun
Yazarın forumumuzda bulunan diğer eserleri:-
Amat-
Efrasiyab'ın Hikayeleri-
Suskunlar-
Kitab-ül Hiyel