Diana Gabaldon, yakın zamanda diziye uyarlanan Yabancı Serisi’nin ilk kitabını yazarken İskoçya’yı kütüphanedeki kitaplardan öğrenmiş.
Diana Gabaldon’ın Yabancı adlı serisine uzaksanız, önce konuyu bir hatırlayalım. Yabancı, zamanda yolculukla tarih kurgu türlerini harmanlamış bir eser. 1945 yılında yaşayan ve eski bir savaş hemşiresi olan Claire Randall’ın hikayesi bu. Eve dönüp de tekrar bir araya geldiği eşiyle ikinci bir balayına çıkacağı zaman curcurnanın patlak vereceği ana da gelmiş oluyoruz. Salisbury Düzlüğü’nde bulunan tarihi taş çemberini ziyaret ederlerken bu taşlardan birine dokunan Claire, birden kendini savaş yüzünden yıkılmış ve gruplaşmış sınır baskınlarına maruz kalan İskoçya’da bir yabancı olarak bulur. Gittiği yerdeyse sene 1743’tür. Anlayamadığı güçler tarafından zaman içinde geçmişe savrulan Claire, hayatı için tehdit oluşturabilecek mülk sahipleri ve casusların arasına düşmüştür durumdadır artık. Cesur bir İskoç savaşçısı olan James Fraser’ın Claire’e karşı duyduğu çılgınca aşk, kadını farklı zamanlarda yaşayan ve hiç ortak özellikleri olmayan bu iki adam arasında bir seçim yapmak zorunda bırakır.
Şu sıralar Caitriona Balfe, Sam Heughan ve Tobias Menzies’ın başrollerini oynadığı dizinin etkileri sürüyor. Ancak tam bu esnada Scotland Now adlı İskoç gazetesinde çıkan Diana Gabaldon röportajı bize ilginç bir bilgi verdi. Gazeteye göre, Diana Gabaldon serinin ilk kitabını yazdığında İskoçya’ya hiç gitmemiş. Kendisi kütüphanedeki yoğun araştırmaları sonucu ülkeyi öğrenmiş ve ilk kitabı da buna göre yazmış.
Elbette ilk kitabının ardından ülkeye defalarca kez gitmiş. Gabaldon’ın bu güncel röportajına göre, şimdiye dek 25 kez İskoçya’yı ziyaret etmiş.
Gabaldon’ın bu itirafı aslında ona özgü değil. Öte yandan “gerçekten ziyaret edip mi yazmalı?” sorusunu da akıllara getiriyor. Başvurduğu kaynaklar oldukça güvenilir olacak ki, şu ana dek kitaplarındaki tasvileri ya da mekanlarla ilgili büyük eleştirilerin odağı hiç olmadı.
Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir sorunsalını akıllara getiren bir demeç oldu bu. Şahsen Gabaldon’ın ilk eserini ülkeyi görmeden, ama araştırarak yazmış olmasını hiç garipsemiyorum.