Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - ülfet

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 14
16
Güncel / Ynt: Sbs
« : 29 Haziran 2013, 11:58:56 »
Bence Nightmare sana yüzlerce defa söylememe rağmen son zamanlardaki en önemli zamanlardır hiç ders çalışmadığını düşünüyorum. Ne zaman rıhtıma girsem burdaydın.
Tabii söz söylemek bana düşmez. Sen bilirsin yani.
Ama yinede moralini bozma liseye geçtiğinde kimse sana kaç puan aldığını sormayacak. YGS ve LYS yi sıkı tutarsın. :)

17
Liman Kütüphanesi / Ynt: En son hangi kitabı aldınız?
« : 29 Haziran 2013, 11:40:29 »
Gregg Hurwıtz - Kimseye Güvenme

18
Şişedeki Mısralar / Ynt: Sen Yoksan...
« : 29 Haziran 2013, 11:36:38 »
Vay arkadaş, konuya yorum yapmasam kimse farketmeyecekmiş O_O

Hadi yine iyisin Coshead. Kaptın yorumları... ;)

Minnettarım o zaman Berke. :)

19
Şişedeki Mısralar / Ynt: Sen Yoksan...
« : 28 Haziran 2013, 23:15:23 »
Teşekkür ederim. Sadece bazı duyguların kalemden kağıda damlaması.

20
Elini bir mum alevine tut ve kaç saniye tutabildiğine bak. İşte cehennem o ateşten bile daha acı verici.

4:56 -   Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.(Ayet)

Ve unutma ki Rabbimin merhameti sonsuzdur.

Spoiler: Göster
Bilmeyenler için söyleyeyim (Lütfen yanlış anlamayın) 4. Sure 56. Ayet (Nisa Suresi)

21
Genel Kültür / Ölü Vadinin Yürüyen Taşları
« : 28 Haziran 2013, 21:37:24 »


320 kg. ağırlığında bir kaya parçası kendi kendine 200 metre “yürüyebilir” mi? Üstelik, hareket ettiğinin bir kanıtı olarak da ardında derince bir iz bırakarak?

ABD’nin Kaliforniya ve Nevada eyaletlerinin sınırında yer alan Ölü Vadi düzlüklerinden biri, dünyanın en gizemli doğa olaylarıindan birine ev sahipliği yapıyor.

Racetrack Playa adı verilen eski bir göl yatağındaki kimi kaya parçaları, görünürde “kendi kendine” hareket ediyor. Yaklaşık 2 km. genişliğinde ve 5 km. uzunluğunda olan ve denizden 200 metre yükseklikteki Racetrack Playa, kuru, sert ve çatlamış bir zeminden oluşuyor. Yöreye gelen turistlerin gözüne ilk çarpan şey, çevreye rastgele yayılmış küçük kaya parçaları ve arkalarında bıraktıkları gizemli izler.

İlk bakışta hiç kımıldamadan duruyormuş gibi görünen kaya parçaları, yaklaşık yarim yüzyıldır jeologları ciddi biçimde meşgul ediyor. Yürüyen kayalar ile ilk kez 1955’te ABD’li jeolog George M. Stanley ilgilendi. Stanley’in varsayımına göre kayaların hareket etmesinin nedeni buz ve rüzgardı. Soğuk havalarda bir grup kaya parçasının çevresinde buz tabakası oluşuyor. Rüzgar estikçe buz tabakası çevreden kopuyor, böylece tıpkı bir yelkenlinin su yüzeyinde süzülmesi gibi, kayalar buz tabakasıyla birlikte kayıyorlardı. Bu yaklaşım uzun yıllar doğru olarak kabul edildi. Ancak bu teori özellikle küçük taşlar için geçerliydi. Kimileri 320 kg. ağırlığındaki kayaların “yürümesi”ni açıklayamıyordu.



1960’larda Racetrack Playa’nin ünü dünyaya yayıldı. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü Jeoloji Bölümü’nden Dr. Robert P. Sharp 1969’da yöreye gelerek yedi yıl sürecek incelemelerine başladı.


Dr. Sharp, 30 taş seçti ve bunları işaretledi. En büyüğü 450 kg. ağırlığında olan taşların her birine bir ad verdi. Taşların kapladığı zeminin belirli yerlerine özel çiviler çakarak gelişmeleri izlemeye başladı. Yedi yılın sonunda, 30 taştan 28’inin hareket ettiğini belirledi. Taşların arkalarında bıraktıkları izlerin en uzunu 201 metre ile, Dr. Sharp’in "Fancy” adini verdiği 250 kg. ağırlığındaki bir taşa aitti.

Taslar kuzey–kuzeydoğu yönünde hareket ediyordu. Dr. Sharp, doğu ya da güneydoğu yönünde kimi sapmalar da gözlemlemişti. İzler ise, düzlüğün kurumuş ve çatlamış sert zemini kadar serttiler. Demek ki, kayalar düzlüğün katı ya da donmuş olduğu bir anda değil yumuşak olduğu bir sırada hareket ediyorlardı.

Dr. Sharp, kayaların hareketinde, yağmurun da en az rüzgar kadar önemli bir etken olduğu sonucuna varmıştı. Amerikan Jeoloji Dernegi’nin yayın organı "bulletın”da yayımlanan makalesinde durumu söyle dile getirmiştı:Olayin tüm gizemi, yağmur ve rüzgarın en uygun zamanda birlikte oynadıkları oyundadır.”

Yağmurla rüzgarın oyunu” teorisi de uzun yıllar kabul gördü. Ne var ki, 1990’larin başında yapılan yeni gözlemler kayaların hiçbir biçimde rüzgar etkisiyle hareket etmediğini ortaya koydu. Massachusetts Amherst College’dan John Reid ve arkadaşlarının Racetrack Playa’da 5 cm. yüksekliğinde kar suyu biriktiğinde ve buzlanma olduğunda, bir insanin, bu zeminde kaymadan yürümesinin oldukça zor olduğunu ama is kayaların “yürümesi”ne gelince bununda olanaksız olduğu gözlemlediler. 25 kg. ağırlıgındaki bir kayayı buz üzerinde bir milim bile kıpırdatmak mümkün olmuyordu. Çünkü kayalar dolomit kökenli kireç taşındandı, Yüzeyleri ise çok pürüzlüydü. Sürtünme katsayıları 0.8, bir ayakkabının ki ise 0.1 idi. Bu da kayaların buz üzerinde rüzgarın etkisiyle kayması yaklaşımını tümüyle ortadan kaldırıyordu.

Reid ve arkadaşlarının teorisi ise, kayaların altında biriken buzların, birkaç santimetre derinliğindeki suda “yüzmeleri” yönünde. Bu yaklaşım, meteorolojik verilerle de uyum içerisinde. Reid, kayaları hareket halinde saptamak için kisin orada aylarca yasamak ve yeterli araç gereç için de yaklaşık 1 milyon dolarlık bir yatırım gerektiğini belirtiyor. Ancak aşırı soğuk, rüzgar ve nem, yörede yaşamı olanaksız kılıyor ve hiç kimse böyle bir işe kalkışamıyor.

Bugüne dek hiç kimse bu kayaları “yürürken” görmedi.


22
Şişedeki Mısralar / Ynt: Sen Yoksan...
« : 26 Haziran 2013, 11:42:46 »
Teşekkürler ama ben şiir olsun diye yazmıyorum ki.

23
Şişedeki Mısralar / Sen Yoksan...
« : 24 Haziran 2013, 17:23:36 »


SEN YOKSAN...

Ya kaybedersem...
Pes edeceğimden şüphem yok fakat sendelersem.
Kaldırır mısın yere düşersem?
Bırakıp gider misin yoksa öyle.
Hırs eder ya sersem. Sağa sola yalpalatır hani.
Tıpkı ayyaş gibi yığılırsın o an mutlusundur.
Ama kafa yapan hayallerin kaçı gerçek?
Önce kalbine alır sonra kafana koyarsın.
İhtimali yoktur başka. Kazanacaksındır!
Tam o anda küçük şehir büyür aşkla.
Bu savaş artık boyun borcundur.
Kurtulabilen öldü kurtuldu aşktan.
Sana nice yaşlar...
Tarihi silemez ama yazabilirsin baştan!
Tek kişilik dev bir orduyum. Komutan kalbim.
Acımam benim olmazsan.
Adına başkent dedim. Yasla başını omzuma bana ağla.
Şüphen olmasın sevgimden, geçtim zevkinden.
Sen artık her şeysin!
Yaşanan dopdolu anılarımıza dalmışken üstüne yenileri gelsin.
Gönlüm şenlensin, yine rüzgar dellensin.
Sen yanımda ol yeter, isterse Sibirya'dan soğuk gelsin.
Sen varsan dayanırım ki yokluğunu bir çok kez anlattım aşkım.
Gel bu şehri beraber boyayalım.
Bütün ilhamı senden aldım.

24
Eğlence & Mizah / Ynt: Bugün Ben Şunu Öğrendim:
« : 18 Mayıs 2013, 21:21:12 »
Mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasız bir hayatta yaşadığımı daha iyi öğrendim.

25
Spoiler: Göster


Melek çizmeye çalıştım yeşil kanatları var.

26
Müzik / Ynt: Günün şarkısı
« : 11 Mayıs 2013, 12:45:03 »
Sagopa Kajmer - Galiba

27
Spoiler: Göster


Beceriyorum ya. :) Ben çok sevdim bunu. :)
Spoiler: Göster


Adımı kalbine yaz beni unutma!

28
Müzik / Ynt: Günün şarkısı
« : 10 Mayıs 2013, 22:24:30 »
Cem Belevi - Günaydın Sevgilim

29
Eğlence & Mizah / Ynt: Tek Cümleyle Kitap Özeti
« : 10 Mayıs 2013, 22:17:29 »
Spoiler: Göster
Kıyısızlar-Kahraman Tazeoğlu


Aşk çay, karşılığı şeker, tiryakiler çayı şekersiz içer.
Ve kıyısızlar karşılıksız sever.

Kimi yaralar kapanır ''izi'' kalır, kimi yaralar kapanır ''sızı'' kalır.

2 cümle oldu ama. :)

30
Spoiler: Göster


İçine cübbeli bir adam gizlemeye çalıştım. :)

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 14