Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Vega

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 67
16
Dipsiz Konak / Ynt: Avatar FRP / The Last Airbender
« : 29 Aralık 2013, 18:24:37 »
Bununla ilgili bir sistem oturtmak fazlasıyla zor. Bükücülük seviyeleri, bu seviyelere bağlı kapasiteler vs gerçek anlamda zor. Zaten bükücülük DnD'deki büyü gibi sistemli bir şey sayılmaz. Orada magic missile'ın ne kadar zarar vereceği nasıl yapılacağı etkisi vs nettir. Ama Avatar'da bükücülük daha çok zanaat gibi. Oyuncu muhtemelen kendi hamlelerini yaratmak isteyecek. Bendingle dövüşmeyi harmanlamak isteyecek. Tuhaf, anormal şeyler ortaya çıkacak. Tüm bunlarla uğraşmak için de vasıflı bir gm gerek, bunun da ötesinde sistemi oturtmak için vasıflı bir grubun saatlerce uğraşması gerek.

17
Harry Potter / Ölüm Lanetinin Kullanım Şartları
« : 11 Aralık 2013, 15:40:49 »
 Avada Kedavra sadece insanlar üzerinde kullanılabilen bir lanet değil. Spinner's End'de Bellatrix'in bir tilki üzerinde, Moody'nin[*]heheh[/*] bir örümcek üzerinde kullandığını görmüştük. Ateş Kadehi'nde Affedilmez Lanetler şöyle geçiyor: The use of any one of them on a fellow human being is enough to earn a life sentence in Azkaban. aşağı yukarı da anlamı şöyle: Bunlardan birinin tek bir insan üzerinde kullanımı Azkaban'da müebbet yatmaya yeterdir. Bu durumda sorum şu: Bir hayvan, kurtadam ya da herhangi bir büyülü yaratık üzerinde kullanımında sakınca var mıdır? Eğer benim henüz erişemediğim bir kaynağınız ya da sadece fikriniz varsa paylaşmanız makbule geçer^^

18
Eğer bir cehennem olsaydı büyük ihtimalle insanı acıdan düşünemeyecek bir hale getirmek yerine karanlıkta tek başına bırakarak vicdanıyla baş başa kalmaya iterdi diye düşünüyorum.

19
Google'da aratmadan bulabildiğim tek kitap 4-Yaşlı Adam ve Deniz

20
Müzik / Ynt: Cem Adrian
« : 08 Aralık 2013, 02:40:32 »
Evet evet kazın öbür tarafı yanıyor orayı da çevir, bu arada dandik ünvanını kullanmayı unutma.

21
Müzik / Ynt: Cem Adrian
« : 08 Aralık 2013, 02:25:22 »
"Ve son olarak, Cem Adrian'ı herkes dinleyemez hocam." demek karşındakini küçümsemektir, kimseyi kandırmayalım çocuk değiliz burada. Hakareti kibarca veya sokak ağzıyla etmiş olman hiçbir şeyi değiştirmiyor, ve birilerinin bana 'kibarca' hakaret etmesine seyirci olacak değilim. Utanmak gibi gereksiz ve aptalca bir duyguyu uzun zamandır kullanmıyorum ama onun yerine dobralık ve açık sözlülük var. Tavsiye ederim.

22
Güncel / Ynt: Rıhtımda geçirdiğiniz süre
« : 08 Aralık 2013, 01:59:52 »
Site bir sekmede açıkken başka yerlerde takılmanın da katkısı büyüktür elbet.

23
Müzik / Ynt: Cem Adrian
« : 08 Aralık 2013, 01:58:49 »
Son cümleye kadar gayet ılımlı bir şekilde okuyup Ben Seni Çok Sevdim kısmı hakkında mesaj atıp karıştırdığımı söylemeyi planlıyordum. Ama çıks. Şu an tek söyleyeceğim şey, "afferim fanboy, kazandın, Cem Adrian dinleyecek kadar muhteşemsin ve özelsin,[*]Türkiye'deki ergenlerin yarısı gibi[/*] inanamıyorum herkesi müzikal seviyenle ezersin" olacak.

24
Güncel / Ynt: Rıhtımda geçirdiğiniz süre
« : 07 Aralık 2013, 20:48:10 »
41 Gün 10 Saat 45 dakika. "Get a life" içerikli yorumlarınızı bekliyorum efenim.

25
Müzik / Ynt: Cem Adrian
« : 07 Aralık 2013, 20:46:00 »
 Cem Adrian benim için kafa karıştırıcı biri. Sesinde özel bir şey bulamıyorum, yüz bin oktav da olsa titrek geliyor. Özellikle pes notalarda iyice batırıyor.
 Şarkı sözleri çok güzel. Özellikle depresif bir ruh haliyle dinlediğinizde iyice anlamlı geliyor. Ama müzikleri kötü. Ritimleri yok doğru düzgün. Hayır, depresif şarkılarda da insanın kulağına güzel gelmesini sağlayacak altyapılar olabilir. Eğer bunu kendisi pek halledemiyorsa belki de iyi bestecilerle çalışmalı ve daha fazla enstrümanlara daha fazla ağırlık vermelidir. Yoksa iyi bir şairden öteye geçemiyor benim için.
  Ve Şeker Prens ve Tuz Kral'la Ben Seni Sevdim'den özellikle nefret ediyorum. Şarkılarla bir alakası yok, nefret edilesi kişileri hatırlattığından.

26
Sinema / The Craft // Cadılar Kulübü
« : 07 Aralık 2013, 20:16:59 »
The Craft



  Los Angeles'a taşınan ve Saint Benedict akademisi'ne başlayan Sarah, okuldaki ilk günlerinde, gruplaşmış öğrenciler arasında yalnızlık hisseder. Ta ki okulun sıkıcı ortamından uzaklaşmış üç genç kızla tanışıncaya kadar. Nancy, Bonnie ve Rochelle hakkında ilk duyduğu şeyler, birlikte dolaşan, herşeyleriyle diğer öğrencilerden farklı bir grup olduklarıdır. Büyüye yatkınlığı ile dikkati çeken Sarah da onlara katılır ve büyü için gerekli olan dört köşe tamamlanmış olur. İç ve dış dünyaları tahminlerinin ötesinde değişikliğe uğrayan dört genç kız, dışlanan olmanın da kendine özgü bir güç olduğuna ve özgür olmak anlamına geldiğini öğrenirler. Büyüleri işe yaramaya başladığında bu cadılar kulübü bir anda sınıf arkadaşlarından, ailelerinden ve erkek arkadaşlarından intikam alma şansına sahip olur.
[Divxplanet alıntısı bitti]

  The Craft cadılık dendiğinde ilk akla gelen, daha etrafta Sorcerer's Apprentice gibi görsel efektten oluşan filmler yokken yapılmış bir eser. 1996 yapımı. Practical Magic'le birlikte -ki o da şimdi yükleniyor- büyü, maji, cadılık temasıyla yapılmış en bilinen filmlerden. Şimdiye kadar konusunun açılmamış olmasına şaşırmadım değil.

  Filmin ilk yarısı gayet iyiyken sonlara doğru kötüleşiyor ve finalde berbatlıkta zirve yapıyor. İlk başta kızları altarlı maltarlı gayet gerçeğe yatkın ortamlarda görüyoruz. Ritüeller falan yapılıyor. O gizemli ve dramatik hava az çok sağlanıyor. Sonra bir trafik kazasını önlüyorlar, tamam göz yumulabilir, o kadar büyük bir şey sayılmaz. Ama daha sonra insanlar etrafta uçmaya başladığında öehh diyorsunuz. En azından ben öyle dedim. Ve film maalesef iyilerin zaferiyle bitiyor, baş rol kızımız herkese ayar veriyor mutlu son falan. Belki de saf salak karakterlere olan düşmanlığımdan belki de iyilerin kazanmasından bıkmamdan Bonnie'yi tutuyordum ben. Hayal kırıklığı yaşamadım değil.

  Eminim bir çoğunuz filmi izlemiştir. Sizin yorumlarınız ve görüşleriniz neler? Veya daha iyisi, bu temada önerebileceğiniz eserler var mı?

27
Ejderha Mızrağı / Ynt: Raistlin Majere - Tom Hiddleston
« : 01 Aralık 2013, 11:47:42 »
Ben de eger filmi cekilirse Raistlin icin Johnny Depp ya da Julian Rhind-Tutt'u dusunmustum. Rhind-Tutt Merlin'de boceklerle insanlari hasta esen Edwin oluyordu hatirlarsaniz.

28
Sinema / Ynt: En Son İzlediğiniz Film?
« : 29 Kasım 2013, 23:52:26 »
Fight Club. Sanırım bu kadar insan sevip taptığına göre bende bir problem var (yalancıktan alçak gönüllülük hehe) ama bir barın altındaki gizli bir "hadi birbirimizi dövüp hayvansal doğamızı ortaya çıkaralım uu beybi ne kadar da deriniz" tadında bir kulübü ve de adonisle six pacten oluşup "Vücut geliştirmek seni mahveder." diyen bir Brad Pitt'i barındıran bir filmi bu kadar özel kılan ne merak ediyorum? Ucuz ucuz dakika başında verilen saçma hayat dersleri mi? Filmin yarısındayım, umarım şaşırırım. HBC için izlemeye devam ediyorum.

29
Ateş hep üşür.

Hiç düşündünüz mü aslında ateşin aslında neler hissettiğini? Ateş çevresindekilerden hep daha sıcak, hep daha aydınlıktır. Bunun bedelini de hep öder. Çevresindekilere ısı verirken o da ısı kaybeder. Isı kaybeden insan üşür. Isı kaybeden ateş neden üşümesin?

Bir çakmağın ateşinin ne kadar hüzünlü olduğunu fark ettiniz mi? Tek başına hiçbir işe yaramaz. Onu yararlı kılan mumdur, ocaktır, sigaradır. Bir kaç saniyeliğine, başka bir ateşe can vermek için yaşar ve yok olur. Tıpkı bir anne gibi. Üstelik yaşam verdiği şeyin kendinden daha büyük, daha parlak, daha uzun ömürlü olduğunu bilerek. Çıraya verdiği ateşin insanları kendisinden daha sıcak tutacağını, yaktığı mumun uzun uzun insanları aydınlatacağını bile bile feda eder kendini.

Bundan ki, ateş hep üşür.

30
Sinema / Ynt: En Son İzlediğiniz Film?
« : 28 Kasım 2013, 22:15:21 »
We Need to Talk About Kevin

Ezra Miller için izlemeye başlamıştım. Uzun zamandır da böyle parçalanmış, çürümüş aile dramalarından hoşlanıyorum. Gerilim filmi olması gerekiyor ama pek de gerildiğimi söyleyemeyeceğim. Yine de iyi bir drama. İzlerken suç Kevin'da mı, annede mi, yoksa ikisinin de suçu yok çocuk doğuştan mı böyle diye sorguluyorsunuz. Sanırım ikisi. Doğuştan sosyopat manyak bir çocuk, sevgi göstermeyen anne ve sonuç. Tabii anne de olayın tek suçlusu değil. Yalnız olması, eşinin kendisine inanmaması, ne yapacağını bilmemesi... Düşündürücü bir filmdi. Ve de tüm American Dream tadında gelecek planlarımı yıktı geçti.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 67