Kayıt Ol

Sufthor Iym // TheSpell

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sufthor Iym // TheSpell
« Yanıtla #30 : 17 Ağustos 2012, 18:15:11 »
Spoiler: Göster
-gevrek gevrek gülen smiley-


"Ah, özür dileme! Özür dilenecek bir şey yapmadın." Sufthor halasının inkarını duyduğunda içten içe gülümsedi. Amacına ulaşmıştı. Halasının yumuşamasını sağlamıştı. Tam kalkmak için izin isteyecekken halası devam etti. "Asıl ben, söylediklerim için üzgünüm. Seni anlamam gerekirdi. Hissettiklerini bu kadar küçümsememeliydim, çünkü güzel şeyler yaşamadın."

"Hayır, sen haklıydın. Bu tür şeylerle uğraşmamam gerekiyor." dedi Sufthor halasına bakmadan. Böyle rol yapıp halasını üzdüğü için pişmandı ancak bu işin peşini bırakmayacaktı. Abisini -eğer hala yaşıyorsa- bulacaktı ve ondan gerçekleri öğrenecekti.

"Neyse, ben gideyim artık." diye devam etti ve ayağa kalktı. Dışarıda yağmur adeta halasının evini dövüyor, kırıp parçalamak istiyordu. Sufthor kapıya yöneldi. Sonra kızgın yağmuru hatırlayarak, her zaman kapının yanında duran şemsiyeyi aldı ve halasına bir dahaki ziyaretinde geri vereceği ile ilgili bir şeyler geveleyerek dışarı çıktı.

Hem rüzgarlı hem de yağmurlu havalarda şemsiye pek bir işe yaramazdı. Sufthor'un bunu anlayacak kadar tecrübesi olmuştu. Ancak şemsiye sadece kendisini yağmurdan kurtarmasına yaramayacaktı.

Yağmurlu havaya çıktığında, dedektifin evine mi yoksa kendi evine mi gideceğine karar veremedi. Dedektife giderse ne diyecekti ki? Elinde daha öncekinden fazla bilgi olmazken adama giderse, yine hiçbir sonuç alamazdı. Halasına karşı sergilediği planlanmamış tutumu sebebiyle, yapılacaklar listesi boşalmıştı ve istediği şeyi yapmakta özgürdü. Eve gitmeyi karar verdi. Biraz dinlendikten sonra da her zamanki saatinde bara giderdi. Ve belki yine ona abisini soran o adamı bulurdu.

"Evet," diye düşündü Sufthor. "Bu iyi bir plan."

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sufthor Iym // TheSpell
« Yanıtla #31 : 18 Ağustos 2012, 22:00:34 »
Spoiler: Göster
Güzel, güzel. Her şey istediğim gibi gitti. Çok sinsi şeyler bekle benden artık ^^


Eşlik Parçası

Plan yapmanın en kötü yanı gerçekleştirmek için bekleyecek olmaktır. Bekleyecek olmak insanların haz duyduğu bir şey değildir. Akıllarındakini hemen o an yapmak onlar için en güzelidir.

Bu yüzden geceyi bekleyip bara gitmek tam bir işkence gibi gelmişti ona. Yürüyüş yapıp, spor yapıp, duş alıp, uyuyup, kendi kendine bir süre saçmaladıktan sonra, güneşin batmaya başladığını fark edip kendine yiyecek bir şeyler hazırladı. İronik olsun diye de yemekten sonra dişlerini fırçaladı.

Dünya’da ilginç kısır döngülerden biridir diş fırçalama olayı. Diş fırçalanır fakat bir müddet sonra yemek yenir ve dişler yine kirlenir. Her gece yatağı bozup her sabah yatağı yine onarmak, aynı gün aynı saatte dejavu yaşamak, uyumak ama en ufak gürültüden uyanmak, evi ilaçlayıp tüm haşereleri öldürmek ama bir hafta içinde yeniden eve doluşmaları… Tüm bunlar da birer kısır döngüydü ama Sufthor bu detaylara pek takılmıyordu.

Bir milyon karınca öldürmek Dünya’da çok bir değişiklik yaratmaz belki ama on milyar karınca öldürmek çok şey değiştirir. On milyar karınca öldürmek içinse önce bir milyon öldürmek gerekir. O yoldan geçmek gerekir.

Ve bekleme süresinin bitip vaktin bara gidiş vakti olmasıyla birlikte Sufthor kendini nasıl sokağa attığını bilemedi. En hızlı şekilde bara gitti. Bu henüz insanların bara yeni yeni gelmeye başladıkları bir vakitti. Her zamanki yerine oturdu ve barmenin ona selam verişine aldırmadan düşüncelere daldı.

“Ne içeceksin?” diye sordu barmen bu kez.

İşte Sufthor’un istediği sadece bu soruydu. Neydi o “Selam, hoş geldiniz!” türünden laubalilik? Burası bir bardı ve burada insanların ne yaptıkları belliydi. Sevişirlerdi, kumar oynarlardı, çekerlerdi, ya da içerlerdi. Kimse buraya tanışmak, kaynaşmak, konuşmak v.s için gelmemişti. Hele selam vermeye hiç gelmemişlerdi. Kimse “ben bir bara kadar gidip barmene selam vereceğim.” diyerekten bara gitmez.

Sufthor henüz beklediği adamın gelmediğini ve vaktin erken olduğunu bilerek, siparişini söylemeye hazırlandı.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sufthor Iym // TheSpell
« Yanıtla #32 : 20 Ağustos 2012, 18:38:29 »
Spoiler: Göster
Yarım saattir tüm kokteyl ve içkilere bakıyorum, sırf gerçekçi olsun diye.
Benim eşlik parçam da bu.


“Ne içeceksin?” Barmenin sorusundan hoşlanmıştı. Burası en sonunda istediği kıvama gelmeye başlıyordu. Hem gerçekleri çok yakında öğreneceğinin heyecanıyla, hem de biraz acelelikle barmenden 'Absolut Blue' istedi. Sürekli kullandığı bir içki değildi, bugünlük farklı bir şey denemek istemişti sadece. Portakal likörü, absolut votka ve curacao'nun karışımından oluşan bir kokteyl idi. İçeceğin adından da anlaşılabileceği gibi mavi olması, Sufthor'a göre işin içine ayrı bir seksilik katıyordu.

İçkisini beklerken, sabırsızlıkla ışıldayan gözleri bir insanın takip edemeyeceği hızda barı tarıyordu. O adamı arıyordu. Gözleri ne kadar tüm barı tarasa da, eninde sonunda bakışları hep barın girişine yöneliyordu. Adam gerçeklerle önündeki az sayıdaki engellerden birisi olabilirdi, ve Sufthor bu işin peşini bırakmaya hiç de meraklı değildi.

Düşüncelerine dalmışken içkisinin geldiğini görmemişti. Kafasını masaya çevirdiğinde mavi içeceği gördü ve hızlıca alıp bardağı ağzına götürdü. Bir yudum aldı ve içkinin tadını çıkardı. Uzun süredir bu içecekten tatmamıştı. "Özlemişim bunu," diye düşündü. Ayrıca beyninin bir köşesine bundan daha fazla içmesi gerektiğini not etti.


Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Ynt: Sufthor Iym // TheSpell
« Yanıtla #33 : 24 Ağustos 2012, 14:13:16 »
TheSpell'in de onayıyla bu oyun kilitlenmiştir.