Az önce bir kişi öldü.
estelturin'in yorumuna kişisel bir yorum getirmek istiyorum: Ben sevdim, eller alsın. Bence gayet mantıklı. Tebrik ederim . Sadece şu takıldı aklıma, herhangi bir ilaha tapan kişilerin yaşadıklarını Tanrısına ya da Tanrılarına bağlama durumu da pasiflik olarak sayılır mı? Sonuçta genelde, "kısmet değilmiş" deriz ve bu kadercilik sayılabilir. O zaman da var olana müdahale etmeden katlanma durumu ortaya çıkar (bence). Ehem. Şimdi diğer arkadaşların yolunu tıkamamak için susuyorum.
Kitabın ana konusunu, "tanrıcılık oynamayı" gerçekleştiren kişi bir kere Haber. Belki de bize her iyi niyetin sandığımız gibi yararlı olmayacağını öğreten Haber.
"Willamette'nin altından dokuz tren ve kamyon tüneli geçiyordu, üstünde on altı köprü vardı ve her iki kıyısı boyunca kırk üç kilometrelik betonarme bir sahil uzayıp gidiyordu. Bölgenin asıl büyük nehri olan ve Portland'ın merkezinden üç-dört kilometre aşağıda kalan Columbia nehri de, Columbia'nın bir kolu olan Willamette de öyle gelişmiş bir taşkın denetim teknolojisiyle donatılmıştı ki, en uzun süreli sağanak yağmurlardan sonra dahi..."(Bu bir sayfa devam ediyor.)Buralarda makale okuyormuş gibi oluyorum. Tabi toplasak tüm kitapta 10 sayfayı geçmez ancak bazen çok sıkıcı olabiliyor.
"Bir kumaşın içindeki iplik ya da bir ot sapı gibi. O nasıl öylece varsa, biz de öylece varız. Bizim yaptıklarımız, çimenleri yalayıp geçen rüzgara benziyor."