Fırtınaışığı ile kıyaslamanın doğru olduğunu sanmıyorum. Çünkü o yazarın şuandaki doruk noktası sayılır. Yazabileceği sınırları zorlayan bir seri yani. Mistborn ise daha hatları belirgin bir seri. Nelerin olduğu, olabileceği ile Kralların Yolu'na nazaran daha çizgisel bir yol izliyor. İkinci kitap tam anlamıyla bir ara kitaptı. İlk kitap nasıl o dünyaya ayak uydurmamızı sağlıyorsa ikinci kitap da asıl olaylara geçiş sırasındaki karakter gelişimi, kurgudaki taşların yerine oturmaya başlaması ve kıyameti başlatan olay zincirini oluşturuyordu. Bunun yanında felsefik ve sosyolojik bir tarafı da ekstradan katılmıştı. Seri tam anlamıyla üçleme olması için yazıldığından yazar böyle bir yol izlemiş. Ama karakter yapılarını beğenmemenize bir şey diyemeyeceğim. Onlar sizin kişisel görüşleriniz sonuçta..