Türk dizilerinin çoğunun neredeyse işkence aleti statüsüne alınması gerektiğini düşünüyorum. Çok uzunlar, oyunculuklar kötü, berbat senaryolar. Alıcısı olduktan sonra durum değişmez elbette. Ama katılmadığım noktalar da var. Dizilerden kültür aşılamak fikri bana yanlış geliyor. Bunlardan etkilenenler varsa, emin olun iletişim çağında diziler olmasa bile kendilerine bu tarz etkilenecek şeyler bulurlar. Dış dünya ile tüm bağlantısını kesme gibi hastalıklı bir önlem düşünülmüyorsa (böyleleri de var.) o zaman yapılacak şey o gençlere TV'nin gerçek dünya olmadığını, insani ilişkileri düzenlerken senaryolardan bir şey öğrenilmeyeceğini öğretmek. TV'nin doğası gereği buradan bir rol model çıkarmaya çalışmamak lazım.
Çok kaliteli yabancı dizileri de bu anlamda çöpe atmamız gerekir o zaman. The Sopranos, Breaking Bad vb. bir sürü dizi var. Yanlış anlaşılmasın, bu yapımlarla bizim dizileri aynı cümlede geçirmek bile yersiz. Ama konuya rol model olma, iyi şeyler aşılama noktasından bakıyorum. Senaristlerin böyle bir görevi olduğunu düşünmüyorum. Adam mafya, diğerinde uyuşturucu üretiyor.

Game of Thrones'u hepimiz izliyoruz. E onu ne yapacağız mesela?

Yani bir dizi iyi midir yoksa kötü mü? Mesele budur.
Emre Kınay'ın Genç Bakış programında söylediği bir şey geldi aklıma. Orada da bu diziler kültürümüze yapımıza ters gibi şeyler denmişti. O da, madem öyle izlemeyin, daha iyisini, size uygun olanını da siz yapıverin demişti. Durum biraz bu.