1
Gezginler Kamarası / Kendimce...
« : 30 Ocak 2014, 01:14:09 »
Ben şanslı bir çocuktum. Babam otogarda kahve işletiyordu ve aynı zamanda da gazete bayiliği yapıyordu. Bunun bir çocuk için ne anlama geldiğini bilirmisiniz? Gazeteler birşeyler dağıttıklarında bizim evimizde de kesinlikle oluyordu. 2 ayrı ansiklopedi serisi vardı yani oradan pay biçin. Annem bu ansiklopedikçikleri koyacak yer bulamıyordu. Benim için ise en güzeli Yeniyüzyıl gazetesinin hediye ettiği o canım kitaplardı(bilmem hatırlayan varmıdır?) O kitaplar beni edebiyata, hayal kurmaya, düşünmeye ve düzgün konuşmaya teşvik ettiler. Ne kadar güzellerdi. Ne güzel kokuyorlardı.
İlkokulda öğretmenlik yapmakta olan bendeniz ise bu edebiyat sevgime bu kitap aşkıma rağmen çocuklarıma(öğrencilerim) kitap okuma alışkanlığını kazandırmakta çok zorlanıyorum. Ufacık çocuklar için bile akşam okunacak kitaplar yerine diziler var. Ebeveynlerini defaatle, ısrarla, hiddetle uyarmama rağmen çocuklarım Tv'nin sihirli dünyasında 'Arka Sokaklar' da azılı suçluların peşinden koşmaktalar. Peki bu neden kaynaklanıyordur sizce?
Ben kendi fikrimi söylemek istediğmden açtığım için konuyu, naçizane fikirlerimi söylemek istiyorum. Bana göre televizyon, insanlık tarihinin en önemli 5 icatından biridir. Kültürel aktarımın sağlanmasında çok büyük faydaları olmuştur fallan filan. Ama haddini aşmıştır. Kendini bilmez şekilde hareket etmekte ve beyinlerimizi sulandırmaktadır. Düşünmemizi engellemekte, gözlerimizi yormakta ve bizi öldürmektedir. Kitapların düşmanıdır Tv'ler. Her kanalda şifacılar, izdivaçcılar, entrika dolu diziler, vesaire, vesaire. Ne yapıyorsunuz yahu? Ne yapıyorsunuz?
Bir çocuk büyülerle dolu bir kitabı okumak yerine niye dizi izler ki?(Çizgi film olsa canım yanmayacak.) Üstelik öğretmeni, yana yakıla ona kitaplar verirken ve bu kitapları (masal diyeyim daha doğrusu. O kitaplara da çok eleştirim var, onlarada sıra gelecek.) okuyanlara ödüller dağıtırken? Her gün kitapların büyüsünden bahsederken?
Bakın ben ilkokul öğretmeniyim ve doğuda görev yapmaktayım. Benimkilerin face'miş tivit'miş falan bunlardan daha haberleri yok allaha şükür. Birileri bu koca kayanın altına elini sokmalı. Neslimiz 3 kelimeyi bir araya getiremeyen, cümle kuramayan canım Türkçemizi kısaltarak bir halt yediğini sanan gençlerden oluşmakta. Peki biz ne yapmaktayız?
Benim buradan yaptığım gibi nutuk mu çekiyoruz? Benim burada anlatmak istediğim şey sadece olan bitenin farkında olup olmadığınızı merak etmemdir. Yazımı küçük bir hikaye ile bitirmek istiyorum. Benden tüm insanlığa gelsin..
- Hoca, Şimdi bu çocuklar bu kitabı okuyunca meslek sahibi olacak mı?
- İnsan olacak abi.
- Ne yani hoca, kitap okumayan hayvan mıdır?
- İnsan olmayı bilmeyen hayvandır, abi.
İlkokulda öğretmenlik yapmakta olan bendeniz ise bu edebiyat sevgime bu kitap aşkıma rağmen çocuklarıma(öğrencilerim) kitap okuma alışkanlığını kazandırmakta çok zorlanıyorum. Ufacık çocuklar için bile akşam okunacak kitaplar yerine diziler var. Ebeveynlerini defaatle, ısrarla, hiddetle uyarmama rağmen çocuklarım Tv'nin sihirli dünyasında 'Arka Sokaklar' da azılı suçluların peşinden koşmaktalar. Peki bu neden kaynaklanıyordur sizce?
Ben kendi fikrimi söylemek istediğmden açtığım için konuyu, naçizane fikirlerimi söylemek istiyorum. Bana göre televizyon, insanlık tarihinin en önemli 5 icatından biridir. Kültürel aktarımın sağlanmasında çok büyük faydaları olmuştur fallan filan. Ama haddini aşmıştır. Kendini bilmez şekilde hareket etmekte ve beyinlerimizi sulandırmaktadır. Düşünmemizi engellemekte, gözlerimizi yormakta ve bizi öldürmektedir. Kitapların düşmanıdır Tv'ler. Her kanalda şifacılar, izdivaçcılar, entrika dolu diziler, vesaire, vesaire. Ne yapıyorsunuz yahu? Ne yapıyorsunuz?
Bir çocuk büyülerle dolu bir kitabı okumak yerine niye dizi izler ki?(Çizgi film olsa canım yanmayacak.) Üstelik öğretmeni, yana yakıla ona kitaplar verirken ve bu kitapları (masal diyeyim daha doğrusu. O kitaplara da çok eleştirim var, onlarada sıra gelecek.) okuyanlara ödüller dağıtırken? Her gün kitapların büyüsünden bahsederken?
Bakın ben ilkokul öğretmeniyim ve doğuda görev yapmaktayım. Benimkilerin face'miş tivit'miş falan bunlardan daha haberleri yok allaha şükür. Birileri bu koca kayanın altına elini sokmalı. Neslimiz 3 kelimeyi bir araya getiremeyen, cümle kuramayan canım Türkçemizi kısaltarak bir halt yediğini sanan gençlerden oluşmakta. Peki biz ne yapmaktayız?
Benim buradan yaptığım gibi nutuk mu çekiyoruz? Benim burada anlatmak istediğim şey sadece olan bitenin farkında olup olmadığınızı merak etmemdir. Yazımı küçük bir hikaye ile bitirmek istiyorum. Benden tüm insanlığa gelsin..
- Hoca, Şimdi bu çocuklar bu kitabı okuyunca meslek sahibi olacak mı?
- İnsan olacak abi.
- Ne yani hoca, kitap okumayan hayvan mıdır?
- İnsan olmayı bilmeyen hayvandır, abi.