Bir hikaye anlatasım var yine bu gece,kendi kendime.
Bu hikaye saçlarından ölüm akan,kararsız bir kadının hikayesi.
İki adam
İki yaşam
İki seçim
arasında kalan bir kadının hikayesi..
Saçlarından ölüm akardı,ama hiçbir teli değmezdi tenine çünkü o "kararsızlıktan ölmek" olduğunu düşünürdü kaderinin.
Güzel kokardı,ölüm akan saçları ama o karar veremezdi.Hayat onun için yeterince zordu hep iki yol çıkardı önüne."ya bu" "ya da şu" derdi hep.
Ve saçlarından ölüm akan kararsız kadın,hiçbir zaman kesin cevap veremezdi.Önce bu dedi sonra hayır hayır şu dedi.Bu da olsun şu da dedi,hayat izin vermedi.
Kızdı ölüm saçlı kadın,saçlarını savurup öldürmek istedi "bu" yu da "şu" yu da ama gönlü razı olmadı yalnızlığa.
Saçlarını yüzüne savurup,kollarına damlayan ölümden bir damla alıp kendini öldürmek istedi bunu da başaramadı
Ölüm onun özünde vardı istese de ölemezdi,ölüm ona gelmezdi.
Önce bu sonra şu yaklaştı kararsız kadına.Önce bu sonra şu dokundu kararsız kadının saçlarına.Önce bu,sonra şu seçenek olmaktan çıktı kararsız kadının hayatında,hiçliğe yol aldı.
Ve saçlarından ölüm akan kararsız kadın çağırdı dünyanın dört bir yanından tüm kuşları,her saç telini kopardı tek tek verdi kuşlara,kuş cesetleri yığıldı oracığa.
Saçlarından ölüm akan kararsız kadına ne mi oldu?
Kel kaldı.