Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Ropinie Hystria

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 11
61
Müzik Haberleri / Ynt: R.I.P. Ronnie James Dio
« : 17 Mayıs 2010, 13:56:20 »
Rainbow'da harikalar yaratmıştı..

62
Genel Kültür / Ynt: Astral Seyahat
« : 17 Mayıs 2010, 10:47:29 »
Sümer mitolojisine göre, sümerlerin çok sayıda Tanrıları vardı. Onlara ulaşabildiklerine inanıyorlardı ve kaynaklara göre bunu, astral seyahatle başarıyorlardı.

Astral seyahate inananların çoğu, onları hala astralde barındığını söyler. Hatta biraz uçuk versiyonları, insanları ''uyandırmak'' adına insan bedende diğer alemden şu anki dünyamıza gönderildiği söylenir.

63
Eğlence & Mizah / Kayıp Rıhtım Fanzin 2. Sayı!
« : 17 Mayıs 2010, 10:12:26 »



-Nihbrin Kimden Biri?

Kayıp Rıhtım’ın mistik şahsı Nihbrin, idüğünün belirlenmesi amacıyla zorla hastaneye götürülüldü. Yapılacak DNA testiyle erkek ya da dişi, insan ya da uzaylı olup olmadığı ortaya çıkacak. Yakın çevresinden edinilen bilgiye göre, hepsi de olabilirmiş.

‘’Duyguları olan bir uzaylı…

Uzayda yaşayan bir insan…

İnsan olmayan bir dişi…

Dişi olan bir erkek…

O bir gladyatör…’’

Hastaneye götürülmeden önce muhabirlerin sorduğu ‘’Kimsiniz?’’ sorusuna ‘’I’m an idea’’ yanıtını veren Nihbrin’in test  sonuçları haftaya açıklanacak.


-Amras Ringeril’in Yeni Filmi
Oscar aday aday adaylığı beklentisiyle yola çıkan, Amras Ringeril’in hem yönetmenliğini, hem başrol oyunculuğunu, hem ses koordinatörlüğünü, hem kılık kıyafet yönetmeliğini, hem de senaryosunu üstendiği ‘’Ekmek Arası Ekmek’’ filmi izleyicilerin beğenisine sunuldu.

Sorularımıza çikolatalı purosuyla yanıt veren Amras, şunları söyledi:

‘’Arkadaşlar..arkadaşlar…Lütfen sakin olalım. Hepinizin sorularına cevap vereceğim, herkese vereceğim. İçimde tutmayı sevmiyorum biliyorsunuz, ben dışa yansıtan bir insanım. Filmde de öyle yaptım fark ettiyseniz, ne var ne yok hepsini size yansıttım. Hatta sütçü çocuk vardı filmde, cep telefonuyla satıyordu sütlerini, bildiniz mi? Nasıl yansıtmışım ama? O benim küçüklüğüm.’’

Yapılan Gala gecesine karla karışık ünlü yağmuru yağdı. Uzun süren toplaşmanın ardından kalabalık, olaysız şekilde dağıldı.


-Son Kitap Darly Opus’tan

Yazdığı 14 milyon 832 bin 612 sayfalık dev roman ile guiness rekorlar kitabına adaylığını koyan Darly Opus’un kitabı, incelemeye alındı. Kitabın bitmesi için İstanbul seferberlik ilan etti. Nüfusa orantılı şekilde, her eve bir sayfa kampanyası başlatan belediye, daha sonra bir özet çıkartılmasını isteyecek. Kitabın neden bu kadar uzun olduğu sorusuna,

‘’Kitap yazmak kolay değil. Aslında o kitap daha bitmemişti, ama bizim kırtasiyede kalem bitti. Devam edemedim. Dünya yaratmak zor azizim.’’ Yanıtını verdi.


-Antiseptik Kaza Yaptı!

Tren şoförlüğü yaparak geçimini sağlayan Antiseptik, şok bir kazaya imza attı. Kullandığı tren, raydan çıkarak denize uçtu ve o esnada trans geçiş yapan gemiyle çarpıştı. Şans eseri hiç kimse yaralanmadı fakat yolcuların tepkileri şaşırtıcı oldu.

‘’Roller Coaster gibiydi.’’

‘’Keşke herkes böyle çarpışsa..’’

‘’Hayat gözlerimin önünden ray şeridi gibi geçti..’’

Olay yerine gelen polisler suçlu buldukları Antiseptiği karakola götürmek istediler fakat yolcular buna şiddetle karşı çıktı. Eğer Antiseptiği polis aracına bindirirlerse yüzme eylemi yapacağını belirten yolcuların karşısında polis, işlem yapmadan geri dönmek zorunda kaldı.

-Sürpriz Soru

Geçen haftanın cevabı: SALI olacaktı. Şöyle ki,

Bu haftanın sorusu ise şöyle,
Need for speed 2 oyununda yer alan Ferrari marka arabalar hangileriydi?



64
Genel Kültür / Ynt: Astral Seyahat
« : 17 Mayıs 2010, 08:16:14 »
Astral seyahat, bilimsel olarak kanıtlanamasa da-ki hiç şaşırmadım-, ruhun bedenden ayrılıp, astral boyuta geçmesidir.

Nedir bu astral boyut?
Şu anda yaşadığımız dünyanın, bir üst katı gibi düşünün. Nasıl Cennet'in katları var, aynen öyle. Elbette orada da farklı bir hayat vardır. Görmek istemediğiniz şeyler görebilirsiniz, cinler gibi.

Astrale çıkarsanız, vücudunuz bir elemente bürünmek zorundadır. Ateş, su, çamur ve hepsini içinde barındıran denge* elementi. Kişilik yapınıza göre değişkenlik sağlar.

Efsane gibi gelir, ama şu söylenir. Astral alemde, şu an bizlerin mit olarak aktardığı eski dünya Tanrıları, sümer tanrıları gibi bir çok varlıkla karşılaşmak mümkündür.

Belki deli saçması, belki de gözümüzün önünde apayrı bir dünya.

Bu arada, astral seyahatte uyanamama gibi bir durum söz konusu değildir.

65
Tebrikler mit :) helal olsun ne diyeyim :)

66
Güncel / Ynt: Deniz Baykal istifa etti!
« : 14 Mayıs 2010, 14:23:58 »
Sabrederse, 2 yıl sonra Cumhurbaşkan'ı olur. Benden söylemesi...

67
Genel Kültür / Ynt: Dünya'nın Yeni 7 Harikası
« : 14 Mayıs 2010, 12:34:52 »
Antik Dönemin Yedi Harikası











Keops Piramidi

Giza Piramitleri'nin üçü birden dünyanın yedi harikası listesine dahil değildir. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye girmiştir. Keops Piramidi, 4. Hanedanlık zamanında M.Ö. 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırıldı. Yapımının 20 yılı aştığı sanılmaktadır. Piramit yapıldığında 145,75 m yüksekliğindeydi. Yapıldığından itibaren 43 yüzyıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir. Keops Piramidi ilk inşa edilen olmasına rağmen dünyanın yedi harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır.

Babil'in Asma Bahçeleri

 
Babil'in Asma BahçeleriMilattan önce 7. yüzyılda Babil kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Babil'in çorak Mezopotamya çölünün ortasında, ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçedir. Coğrafyacı Strabo'nun 1. yüzyıldaki tanımına göre:

"Bahçeler birbiri üzerinde yükselen büyük direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu.Büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat Nehri'nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya yukarı Söylentiye göre Nebukadnezar bu yapıyı sıla hasreti çeken karısı Semiramis için yaptırmıştır. Semiramis Medes kralının kızıdır. Söylentiye göre Mezopotamyanın düz ve sıcak ortamı onu bunalıma itmiş, kral da karısının hasretini sona erdirmek için yapay dağların olduğu, suların aktığı yemyeşil bir bahçe yaptırmıştır.

Babil'in asma bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil'deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil'in Asma Bahçelerine ait olup olmadığını düşünülmektedir. Babil'in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır. Küçükken sandığımız gibi bu efsanevi bahçeler bir yerlere asılı fidan değildir, sadece sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuştur.

Artemis Tapınağı

 
Efes'de Artemis TapınağıArtemis Tapınağı'nın temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen yapılmıştır. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz 356'da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir.

Zeus Heykeli

 
Olimpia'daki Zeus HeykeliZeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar'a ismini veren Olimpia'da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon'un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m genişliğinde ve 2 m yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 13 m yüksekliğindeydi.

Rodos Heykeli

 
Rodos Heykeli32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı Helios'a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanısıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi. Rodos Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö. 226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kâhine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar.


 
İskenderiye Feneri


Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile Mısır'ın İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır. Proje Büyük İskender'in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö. 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fener'in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde çöktü. En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı.

Halikarnas Mozolesi
 

Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezar. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş atıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi'nin toplam yüksekliği 45 m. idi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16. yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15. yüzyılda Haçlı Seferleri sırasında St. John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi'nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı.

68
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Diablo Üçlemesi
« : 14 Mayıs 2010, 11:22:20 »
Harika kitaplardır, her fırsatta da dile getiririm. Gölge Krallığı'nın son sayfalarında gözlerimin dolduğunu hatırlar gibiyim hehe

69
Televizyon / Ynt: BattleStar Galactica Nedir?
« : 13 Mayıs 2010, 20:28:45 »
Tek söylemek istediğim, bütün dişilerin Starbuck gibi olması gerektiğidir Hakim Bey!

70
Duyurular / Ynt: Diyarbakır Kitap Fuarı
« : 13 Mayıs 2010, 19:50:19 »
Böyle kitap fuarı haberlerini duyunca içim cız ediyor. İstanbulda okurken sık sık bu tip fuarlara etkinliklere gitme fırsatım olurdu. Ama Düzce'ye dönüp çalışmaya başlayınca, dış dünyadan kopuyor insan resmen.

Gerçi Düzce'de,bir ilde yani, kitapçının bulunmaması ve o ilde kitap fuarının düzenlenmesi manidar olurdu ya, neyse...

71
Oyunlar / Counter Terrorist Win!
« : 13 Mayıs 2010, 19:33:47 »
2000’li yılların vazgeçilmez oyunu Half-Life ve paketi Counter-Strike ile büyüdü bir nesil. Internet kafelerde saatlerce sıra bekleyip yine saatlerce sıra beklettiler. Büyük küçük herkes yaptı bunu, hatta daha ileri gidenler oldu. Oyunu ciddiye alıp hırs yapanlar, birbirlerine eline ilk geçirdikleri şeyleri –ki genellikle klavye ve mouse oldu- fırlattılar. Olan caaaanım Microsoft klavyelere oldu.

Çok iş aştı bu oyun insanımızın başına. Internet kafe sahipleri zabıtalardan az ceza yemediler. Ama kazançlarını etkilememiş olacak ki, tınlamadılar bile! Bir çok çocuk okuldan kaçıp derslerini bir kenara attı sırf bu yüzden.  Harçlıklar hep Half-Life’a gitti… Peki suç oyunda mı?

Kesinlikle hayır.

Oyun oynamayı bile beceremiyoruz. Her şeyin b.kunu çıkarttığımız gibi, bilgisayarın da cılkını çıkartıyoruz. Ne kontrol edebiliyoruz, ne denetleyebiliyoruz ne de yeri geldiğinde engelleyebiliyoruz. Bir baba çocuğunun okuldan kaçıp internet kafeye gittiğini nasıl bilmez? Yahut okul idaresi buna nasıl tepkisiz kalır? Hele kafe sahibi çocuğu nasıl kapısından içeri alır?



Yazının başında bunları dile getirmek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Zevkli bir oyun olduğundan ya da ne bileyim, multiplayer fps’nin ender ve güzel örneklerinden biri olduğundan bahsedecektim. Ama içimden gelmedi bir an.
İnsan bazen isyan bayraklarını çeker ya kendi kendine, ‘’Yeter Ulan!’’ der; ben de içimden çığlıklar atıyorum şu an öyle. Radikal ve saçma sapan düşünceleri geçiriyorum aklımdan. ‘’Yok size oyun moyun, siz hiçbir şeyi hak etmiyorsunuz, ot gibi yaşayın ölün gidin’’ diyorum. Abartıp bilgisayarı hayatımıza sokanlara da laf edebilirim ama, WoW’a kıyamıyorum şimdi… İşin ‘’iş’’ tarafından çoktan geçtim.

Geçen gün Serious Sam oynadım yine. Yok böyle bir oyun yahu. Başına oturup, bitirmeden kalkmak mümkün değil. İlk oynadığımda da öyle yapmıştım. Başına geçtim ve bitti. Daha sonra kuzenimle beraber de multiplayer şeklinde bitirdik. Beraber oynamak da zevkli oluyor, takım olmak çoğu insanın hoşuna gider ya, oyun oynarken de öyle.

Kafamı dağıtmak için yazdığım şu bir-iki paragraftan sonra konuyu toplamak gerekirse eğer, neyse ki diyorum, Half-Life furyası geldi geçti ve bitti. Ondan sonra da hastalık derecesinde bir durum söz konusu olmadı, şükretmek lazım.

Yine de dikkatli olmak gerek..

72
Düşler Limanı / Ynt: Uzlama
« : 13 Mayıs 2010, 19:30:46 »
Okunası bir durum hikayesi olmuş, klavyene sağlık...

73
Eğlence & Mizah / Kayıp Rıhtım Fanzin!
« : 13 Mayıs 2010, 15:57:47 »
*Tamamen eğlence amaçlıdır. Samimiyetinize sığınarak hazırlanmıştır. Kusrumuz olduysa affola :)



Kayıp Rıhtım, meçhul aralıklı magazin dergisinin ilk sayısına hoş geldiniz. Bakalım bu ay, dergimizde neler var.
-Magicalbronze’dan Yatırım Sözü
-Baal Adramelech Alkollü Yakalandı
-Arlinon’dan Şok İtiraflar
-Mit’in Bilinmeyen Yüzü
-Sürpriz Ödüllü Soru

Magicalbronze’dan Yatırım Sözü

Akşam geç saatlerde, hobbit köyünden şen şakrak tavırlarla ayrılan magicalbronze, samimi sözleriyle izleyenlerini kendisine hayran bıraktı. Ünlü iş adamı, şu sözleri sarfetti;

‘’İlk olarak, köyün ortasından beş kat asfalt geçireceğiz. Mümkün mertebe kız erkek ayrı WC umumi hela borcumu unutmadım. Bunların hepsi için Gandalf’ın istifasını bekliyorduk. Oldu çok şükür. Hobbit gökdelenleri tüm Orta Dünya’yı saracak.’’

Baal Adramelech Alkollü Yakalandı

Meşhur FRP barlardan birinde düzenli oyun oynatarak geçimini sağlayan eski paladin, yeni DM Baal Adramelech, oynattığı oyun esnasında alkollü olması sebebiyle izleyenlerin tepkisini topladı. Alkolün etkisinden olsa gerek, oynattığı karakterleri de zorunlu olarak sarhoş eden DM, durumdan rahatsız görünmüyordu.

Oyuncuların onun hakkında yorumları ise, geçirdikleri zor gecenin göstergeleriydi. İsmini vermek istemeyen bir oyuncu,

‘’Eğer 10 kutu extra bira içmezsem, beni ejderhalara yem yapacağını söyledi. Kabus gibi bir geceydi.’’ dedi.

Oynanan oyunun sonunda tüm oyuncuları, şarap fıçılarında boğan Baal Adramelech, tutuklanarak cezaevine götürüldü.

Arlinon’dan Şok İtiraflar

Anarşist tavırlarıyla bilinen Arlinon Bey, yine yerinde durmadı. Ortalığı kasıp kavuracak sözler etti. Dün sabah kuşluk vakti, genel ofisimize hırçın bir şekilde gelen Arlinon, isim vermeyerek büyük eleştirilerde bulundu. İşte Arlinon’un sarf ettiği cümlelerden bazıları…

‘’… Ben daha önce söylemiştim zaten. Böyle olmaz demiştim. Yok arkadaş. O onun videosunu çekecek, bu bunun üstünden nemalanacak, kim kim napıyorlar ben hiç anlamıyorum ki? Elimde dosyalar var neler var. Ama biz her zaman buradayız. Kayıp Rıhtım’ın komplolarla tecavüz edilmesine izin vermeyiz. Biz neyiz yahu… Ben onlara gösteririm. Gerekirse döverim. Ama gösteririm. Ben göstermekten çekinmem.’’

Bu sözlerden sonra, geldiği gibi hırçın bir şekilde ofisi terk eden Arlinon Bey’e halktan yorum gecikmedi.

‘’Yeni çıkacak kitabının reklamını yapıyor. Kitabı çıkmıyorsa da seçimlere girecektir onun reklamını yapıyordur. Yoksa niye gösteririm desin.’’

Mit’in Bilinmeyen Yüzü

Ozan Mit, kameralar karşısında göz yaşlarını tutamadı.  Son dönemlerde yaşanan talihsiz krizler neticesinde Mit, bizlere dert yandı.

‘’Ne güzel ormanlarımız var idi.
İçlerinden entler yaşar idi.
Bir orc geldi, hepsini yedi
Nolacak şimdi, beni beni…’’

Her ne kadar sarfettiği bu sözler akıllarda soru işareti bıraksa da, üzgün olduğu her halinden belli oluyordu.

Sürpriz Ödüllü Soru

Sayımız her çıktığında, bu köşede size bir soru sorulacak, ve bilenler o kadar büyük ödüllere sahip olacaklar ki, çok sevinecekler. İşte bu haftanın sorusu:
Dün yarın olsaydı, bugün Perşembe olurdu diyen biri, bunu hangi gün söylemiştir?

74
Başka Kurgular / Sofi'nin Dünyası - Jostein Gaarder
« : 12 Mayıs 2010, 09:51:41 »
Sofi’nin Dünyası


 

Benzer insanların, yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, “ 3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır “diyen Goethe’nin günübirlik  insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım.

 

15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan Sofi, bir  gün posta kutusunda ‘kimsin ‘ yazılı bir not bulur.Bu sorudan hareketle, bütün bir felsefe tarihinden sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatıyor kitap.

 

Kitap 15 yaş gurubu için yazılmış olsa da felsefi birikim gerektirmektedir.Sabırla okuyacak, anlamaya çalışacak, anladıklarını tartışacak insanlar için...

Sen kimsin ? sorusuyla başlayan..

İnsan nedir  ?

Hayatta en önemli şey nedir ? sorusuyla devam eden..

Dünyayı hazır, verildiği gibi kabul edenlerden biri olmamak

Yüz yıllık uykudan uyanarak

Ben kimim ? sorusunu sormak....

“ En bilge kişi bilmediğini bilen kişidir.

  Gerçek bilgi içimizde mevcuttur

  Doğru bilgi, doğru eylemi gerçekleştirir. “

Bizler birer yıldız tozuyuz.

75
Anka takıntım vardır benim, o derece ki derimin altına da işlenmiş durumda hatta. :)

Güzel bir anka olurdu benden hehe..

Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 11