Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Amras Ringeril

Sayfa: 1 ... 7 8 [9] 10 11 ... 137
121
Güncel / Ynt: YGS
« : 02 Nisan 2012, 00:50:00 »
Ondan sonra yok efendim ÖSYM çok zor sordu.

Neyse geçmiş olsun herkese, merak etmeyin doktor falan olmayacaksanız pek bir şey kaybetmediniz.

122
Gezginler Kamarası / Ynt: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati
« : 21 Mart 2012, 23:40:57 »
"...Hayat.

Her sabah buradan tirene biniyor ve nerede olduğunu bilmediğim okuluna gidiyordu. Hayat, hanımefendi bacaklarının ilgimi çekmeye başladığı ilk günlerden bu yana, güzel olarak andığım her şeyi kendisinde toplamış bir sanat eseri. Mutluluğu plastikleştirmiş bir sanatçının başyapıtıydı. Her açıdan, asla daha büyük bir güzellikle karşılaşabileceğimi sanmıyordum. Her şeyi benim için yapsın istiyordum.

Benim için giyinsin, benim için soyunsun, benim için yürüsün. Benim için nefes alsın ve benim için ağlasın... Hayır, vazgeçtim benim için ağlamasın. Ben 'olduğum için' ağlamasın. Bana Hayat'ı yaşatsın. Bir gece istasyonunun ayışığında parlasın benimle. Rüzgarlar gibi üflesin kulağıma aşkını.

Bir vadide, buz gibi sulardan tuttuğum balıkları temizlesin. Yeşilliği paylaşalım, güneşi ve yıldızları paylaşalım. Tirenleri ve rayları ve bankları ve gece lambalarını. Bıyıklı bekçi amcaları, göbekli kondüktörleri ve torba taşıyan teyzeleri paylaşalım. Sarı güvenlik çizgisini, o çizgiye gölge yapan bulutları ve çatıyı paylaşalım. Gündüz yağmurlarını, hayalet avcılarını ve pasta dilimlerini.

Bir satranç tahtasının sakinliğini yaşatsın bana. İyi bir oyuncunun veziri ve şahı olalım birlikte ve biz olduğumuz için yenmesin piyonlar. Biz olduğumuz için kaymasın yıldızlar. Biz olduğumuz için dilenmesin deliler. Biz olduğumuz için bağırmasın çocuklar ve nankör olmasın artık kediler. Geceler bazen beyaz olsun bazen de mavi. Van Gogh da üzülmesin artık.

Heyhat, her şey bu kadar umut verici bir güzelliğe sahip olacakken, Hayat ile aramda kocaman bir "hayat" var. Bir ölünün bile ölümü bekleyebileceğini bilmezdim şimdiye kadar."


123
leavemealone'yi yazıldığı gibi okumazsanız bu yazıdan hiçbir şey anlayamazsınız. Elinize sağlık.

124
Duyurular / Ynt: Yeni Forum Teması
« : 11 Mart 2012, 01:20:38 »
Unicorn korkusu üzerine tez falan yazılması lazım bence. O da kendi çapında mucizevi bir mahlukat arkadaş nasıl sevilmedi öyle.

125
Diskdünyayı böyle toparlamış olduğunuz için tebrik ediyorum. Uzun süredir aranan ama bulunmayan kitaplar var burada. Ben bir iki tanesi alayım, gerisini DarLy'e bırakayım, kızmasın (umad).

126
Tartışma Platformu / Ynt: Fantastikte Ayrımcılık
« : 01 Mart 2012, 22:26:32 »
Gerçek hayatta büyücü kadınlar olsaydı büyük ihtimalle şişman ya da aşırı zayıf kuru tenli çirkin şeyler olurlardı sanırım. Bu da işin fantastik yanı zaten. Satmak için yaptıkları bariz, zaten meme şeklinde dekolteli bir zırhın hiçbir kullanışlılığı olmayacaktır. Tabi tarihte nadir kadın savaşçı var, Amazon kadınlarıysa bildiğim kadarıyla neredeyse çıplak dolaşıyorlar.

Ufak bir araştırma sonucu Jean D'arc tarafından kullanıldığı düşünülen bir zırha ulaştım.

http://www.jeanne-darc.info/img_art_image/0_monuments/statue_mini_four_sides.jpg

Görsel kaygının çok ön planda olduğu, çok gerçeklik dışı bir film yapacağımda (örn. Sucker Punch) asla bu tarz bir zırh kullanmak istemem ben de. O tarz bir filmde bunu da görmek isteyeceğimi sanmıyorum. Vücut hatları belirginleşmiş, ideal güzellik kavramına yaklaşmış bir kadın seyirci için ağız sulandırır elbette. Bu ne etik dışı, ne de ayrımcılık. Toplumsal güdüleri "kullanmak", her eserde her şekilde yapılan yöntem. En sevdiklerimizde bile, çok düşünmezsek anlayamayacağımız biçimde.

Kitaplara geldiğimizdeyse, bir çok eser klasik anlatım yöntemlerini ve hikaye ilerleme kurallarını takip ettiği için, tarihsel bir takım gerçekler (evrimsel sebepler) ön plana çıkıyor. Kadınlar kullanılabilir silahlar haline dönüşüyorlar, seks objesi oluyorlar ya da farklılıkları ön plana çıkarılmak istediğinde gereğinden fazla güçlü şeylere dönüşüyorlar. Bunun ayrımcılıkla herhangi bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum, özellikle high-fantasy türü ortaçağ hikayelerini pek seviyor. O tarihlerde dünyanın pek çok yerinde kadın vücudu bundan çok da öteye gidemedi malesef.


127
Kurgu İskelesi / Ynt: Gökyüzü O Kadar Yakındı Ki!
« : 29 Şubat 2012, 19:08:33 »
Neredeyse bir yıl sonra bu öyküye övgüde bulunduğun ve bana da bir nevi hatırlattığın için özellikle teşekkür ediyorum. Cevap vermeyi kaçırdığım diğer arkadaşlara da; eğlendirebildiysem ne mutlu :)

Spoiler: Göster
11:14 çok hoş bir filmdir

128
Sinema / Ynt: 84. Oscar Ödül Töreni
« : 28 Şubat 2012, 13:33:33 »
Jüri'nin neden The Artist'i seçtiğine ve bunun jürideki ihtiyarların gözyaşlarıyla yapılmadığına dair Murat Tolga Şen'in güzel bir yazısı var. Tavsiye ederim;

http://medyaradar.com/haber/medyagunlugu-76773/oscar-jurisi-neden-artistlik-yapti.html

Spoiler: Göster
"The Artist, sinemanın on yıllar içerisinde ayrılan, dallanan, budaklanan tüm türlerinin öncesine, bir nevi sinemanın taş devrine götürüyor izleyenleri ve bu muhteşem icadın henüz “sanat”, “eğlence” olarak ayrışmamışken ki saflığını, etkileme gücünü gösteriyor. Her ne kadar ciddi eleştirmen dostlarımız itiraz edecek olsa da lamı cimi yok, sinema her zaman içinde sanat barındıran bir eğlencedir. Böyle başladı ve devam ediyor. Ciddi sinema eleştirmenlerinin en bayıldığı şey, seyirciyi film izleyerek eğlenmekten utandırmak olmuştur her daim… Yönetmen Michel Hazanavicius’un tek derdi, 1920’lerin naifliğini koruyacak basit, bilindik bir hikaye ile seyirciyi sinemasal zaman tüneline sokmak olmuş. Tarsem’in The Fall’ı, Martin Scorsese’in Hugo’su da benzer saygı duruşları içerir ama The Artist’in amacı saygı duymak değil, o olmak…"

129
Sinema / Ynt: 84. Oscar Ödül Töreni
« : 26 Şubat 2012, 23:29:18 »
Ben de bir kaç tahmin yapayım Oscar gecesi.

Spoiler: Göster
En iyi Film: %80 The Artist, Hugo'ya da şans veriyorum
En iyi Senaryo: Midnight in Paris
En iyi Yönetmen: Martin Scorsese - Hugo
En iyi Kurgu: The Artist ya da Hugo hemen hemen eşit.
En iyi Erkek Oyuncu: George Clooney
En iyi Kadın Oyuncu: Meryl Streep diyorum ama kadın her sene aday olduğu için, The Help'teki hatuna da şans vermek lazım.
En iyi Görüntü Yönetimi: Hugo yüksek ihtimalle alacaktır. Ancak bu dalın ödülünü ben kafamda Tree of Life'a verdim bile. En iyi film ve yönetmen de öyle. Ama muhtemelen hiçbir ödül alamayacaktır.


130
Mantıklı ve doğru olan da bu zaten.

131
4. Yıl / Ynt: 4. Geleneksel Satranç Turnuvası!
« : 09 Şubat 2012, 21:55:26 »
Birkaç kez belirlediğimiz saatte orada bulunamadığım için (tamamen tembellikten) çekildim. azizhayri bir üst tura çıkmıştır.

132
Liman Kütüphanesi / Ynt: Tımarhane dergi yayında
« : 08 Şubat 2012, 23:44:16 »
Lütfen duyurular bölümünü reklam amaçlı kullanmayınız, konu Liman Kütüphanesi'ne taşınmıştır. Derginiz'de başarılar dilerim.

133
Burası bir paylaşım sitesi olmadığı için linkler kaldırılmıştır, başka konularda yardımcı olabiliriz.

134
Kitapta Holden'ın ağzından Hollywood'a ve samimiyetsiz sinema dünyasına büyük bir öfke kusar zaten Salinger. Holden'ın samimiyetsizliğe karşı öfkesi o kadar büyük ve gerçekçidir ki, 1980 yılında, kendisinden çokça etkilenen Mark David Chapman adında birisi, John Lennon'ı vurmuştur. Samimiyetsizleştiğini düşündüğü için yapmıştır. Bir çok üç isimli katil yanında bu kitabı taşırken bulunmuştur.

Hazır film konusu açılmışken değineyim dedim, 2007 yılında başrolünde çok ilginç bir Jared Leto'nun oynadığı, Chapter 27 filmi, Mark Chapman'ın New York'ta Holden'ın izinden giderek John Lennon'ı öldürüşünü anlatır. Bana kitabı bolca anımsatan filmlerden birisidir.

Sinemada Salinger izleri bulmak istiyorsanız, herkesin birbirlerine benzettiği bir yönetmen daha var: Terrence Malick.

135
Ayıp ayıp, desteklemeyin böyle rezillikleri.

Sayfa: 1 ... 7 8 [9] 10 11 ... 137