Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Amras Ringeril

Sayfa: 1 ... 4 5 [6] 7 8 ... 137
76
Gezginler Kamarası / Ynt: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati
« : 27 Kasım 2012, 15:33:38 »
Ne olduğunu ben de çok anlamış değilim, içimden bunlar çıkayazıyor. Teşekkür ediyorum sana.

77
Gezginler Kamarası / Mutsama
« : 27 Kasım 2012, 03:00:20 »
mutsama

I.

bak yine mutayazıyoruz.
bir pencerenin pervazsız olmaması gibi
uzaklardan bir şey gelmeden anlamımız olmuyor.
uzun koridorlara serilen kilimler gibiyiz tek başımıza kayıyoruz.
birlikte olsak mutayazıyoruz izmarit düşüyor birimiz yanıyor eksik kalıyoruz
yine yalnızlaşıyor mutsuyor uzun uzun bakıyoruz yollarına gözetleme kuleleri.

II.

zamanlar vardı ukâlâca, zamanlar vardı mutasahip
zamanlar vardı üzgün, zamanlar vardı suçlu, zamanlar vardı suçsuz, zamanlar vardı aptalca
sen bulutlar kadar beyaz zamanlar olacaktın. sen bulutlar kadar yukarda maviyecektin.
sen bulutlar kadar yukarda ulaşılamayacak uçaklar içinden geçemeyecektin
sen uçaklar içinden geçemeyen yukarıların mutunda olacaktın
bakaratlar anmayacaktın ömrün tekrarları boyunca bakmayacaktın
sen bakarat olacaktın.
sen susacaktın sen ses etmeyecektin sen sen olacaktın senden başka sen olma çabaları.
zamanlar olacaktı saygılar ve sevgilerle biten mektuplar dolusu zamanlar.
zamanlar zarflarda kocaman zamanlarla. sana sevgiler ve saygılar.


78
Şişedeki Mısralar / Ynt: Tesla'ya Dair
« : 10 Kasım 2012, 16:57:26 »
"ben oynayınca kaldırımlar boş
ben uyurken kaldırımlar sessiz
komşumuz karısını öldürürken kapı zili çalmıştı"

Buna rüya görebilirim.

79
Gezginler Kamarası / Ynt: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati
« : 06 Kasım 2012, 17:58:12 »
sokrates karısını seviyorduysa, ben-de

ne zaman hasır bir sepet görsem
içine seni koyuveriyorum.
sonra ege kıyısında bir yunan kasabası oluyorum.
mermer duvarlarım, ihtiyar topraklarım
şayirlerim ve saygıdeğer atinalılarım var-savaşta.

kar damlar dalların dizlerinden

yolda başımıza bir şey gelir
belki vuruluruz
terörist sanırlar korku saçıyorsunuz derler
sevmiyorsunuz, sevinmiyorsunuz
tüm kahırlar olsun ki siz sizsiniz derler
yüzünüzden düşen bin tane derler.
askerler asker olur vururlar
çeker acımaz vururlar
kurşunlar kurşun kelimesini sevmezler
nasıl keklik kelimesini sevmiyorsak
ve nasıl mutu olumsuzuyorsak
askerler öyle beyaz giyerler
görünmezler çünkü kar yağar
niye niye niye diye beyaz giyerler
korunaklidir beyaz giyerler
karadenizdir yeşil giyerler
ateş dağlar göz olur
orman dağlar pus olur
ve dereler yataktır, yataklar kurur!

belki başımıza bir şey gelir biz kururuz
yol kurur biz kurtuluruz
gel ki başımız bir şeydir birine düşer
düşümüz iki kere iki dört! - ısrar etme

bak!

kar yağar kar olur
yağmur yağar yağmur olur
kurşun yağar, ok yağar, ateş yağar şölen olur.

tiren yağar sen olur
ray yağar ben olur.

80
Gezginler Kamarası / Ynt: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati
« : 25 Ekim 2012, 19:44:56 »
Çocukluğuma iniyorum ben düzenli olarak. Dipli bir kuyu. Dip sosu, karanlık. Ban ban ye. Bir çocuk, bol bol toz var. Akşam ezanları, atılan toplar, dokuz katlı. Belediyeler, elma ağaçları. Dünyayı ele geçirme planları var, düğün pilavları. Babalar var, bir sürü baba. Sonra onların bıyıkları, en taranmayanından.

Battaniyeler var, yastıklardan kaleler. Ranzadan uzay gemisi yapan bir hayalci. Daha yedi yaşında nereye kaçacağını bilemeyip uzaylar yaratan bir çocuk var. Mürettebat var. Kahramanlık taslamak, koltuğun altından kurtarılan kalemler. Buzdolabına saklanan kumandalar. Başarısız kumandanlar, isyan eden mürettebat var. Bir kız var, kardeşi var, annesi çarşaflı, babası imam. Bir hafta, sonra yine düğünler.

Zaman makinesi, bitmeyen hayaller, yapılamayan terapiler. Güçsüz bilekler, bir anda pisleşen hayaller. Erkek adamlar, güçlü karakterler, kız gibiler. Bir anda kemiksiz diller. Hak etmeler. Haklar. Hakkılar. İki tane Hakkı var, birine Hakkı Onur diyoruz.

Güzel şeyler, kısa sürmeler.

“Bazen insanların beni sevdiğini düşünürüm.
Ama ben en çok anneanneme sarıldım. Gerçeklerle aram iyi değil.”

81
Şişedeki Mısralar / Ynt: Tüysüz Şeftali
« : 22 Ekim 2012, 16:15:55 »
Çok hoş olmuş, bir zamanlar ben de Tüysüz Şeftali'yle ilgili bir şeyler karalamıştım o yüzden çok güzel içine girebildim şiirinizin. Söyleyeceğim bir şey var; kalıpların duygularınızı ele geçirmesine izin vermeyin.

82
Tartışma Platformu / Ynt: Eleştirmekten Utanmak
« : 22 Ekim 2012, 08:06:32 »
Sizinkiyle tamamen zıt bir şekilde çok muzdarip olduğum bir konuya değinmişsiniz. Çok konuşmayacağım ama yaptığınızdan rahatsızlık duymamalısınız. Kötüye "kötü" demek ya da herhangi bir şekilde "kötü" benzeri bir yorumda bulunmak gerçekten size dair olan tüm algıları yerle bir edip yerine saçma sapan ve üzücü şeyler koyuyor. Bu yüzden eleştirmek değil de sanırım yapılması gereken şey "hakkında konuşmak" bir üretici ürünü hakkında kendi eleştirisini zaten yapabiliyordur sanırım. O hakkında konuşmak aşamasına erişildiğinde güzel muhabbetler dönebiliyor.

Edit: -ki olması gereken de bu. Herkes büyük hedeflerle bir şey üretiyorsa ve büyük hedeflerdeki büyükler ve hedeflerin ana özellikleri insanların haklarında konuşuyor olmasıysa, üreticiye isteneni verip, istediğinizi söylemiş oluyorsunuz.

83
Şişedeki Mısralar / Ynt: Yeraltının Hikayesi
« : 22 Ekim 2012, 06:10:50 »
Çok etkili bir metin olmuş, özellikle son kısmının gücü genelindeki etkiyi çok hoş artırıyor. Dediğim gibi, daha çok görmek dileğiyle.

84
Gezginler Kamarası / Ynt: Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati
« : 22 Ekim 2012, 05:56:56 »
Arada sırada çıkan ufak denemelerim için ayrı başlık açacağımı sanıyorsam daha çok beklerim.

Çok ara verdik

ah muhsin ünlü’yle ilişkimize çok ara verdik.
bu sırada o bir film çekti
belki bir de şiyir yazmıştır sesli okumadan.
bu sırada ben bir film çekemedim ve
çok fazla karar yazdım bağıra çağıra   -raktan.

ama bence
yanlış bir şey daha vardı bu ilişkide.

ah muhsin ünlü bunu düşünse iki dakika sürerdi
ben düşününce iki yıl sürüyor.
ah muhsin ünlü kendisini görse
kesin konuşur-du
ben kendimi görsem
kesin- konuşmazdım
ah muhsin ünlü bir gece uyanıp bir şeyler yazsa
ellerine sağlık olurdu
ben yazınca ondan bahsediyorum.

85
Sinema / Sen Aydınlatırsın Geceyi
« : 20 Ekim 2012, 23:16:19 »


Yazan-Yöneten: Onur Ünlü
Görüntü Yönetmeni: Vedat Özdemir
Sanat Yönetmeni: Hüsamettin Demirci

Oyuncular
Demet Evgar, Ali Atay, Ahmet Mümtaz Taylan, Ezgi Mola, Serkan Keskin, Cengiz Bozkurt, Nadir Sarıbacak, Ercan Kesal, Tansu Biçer, Derya Alabora


Göğünde iki güneş, üç tane dolunayı olan bu kasabada duvarların arkasını görebilen Cemal’in hayattan bir beklentisi kalmamış, üstüne çöken sıkıntıyla baş etmeye çalışırken nesneleri parmağıyla oynatabilen Yasemin’de kendine bir çıkış yolu arar. Fakat zamanı durdurabilen Defne bir süre sonra işlerin karışmasına sebep olacak, Yasemin’in ölümsüz patronu ise Cemal’in endişelerini gidermeye çalışan görünmez ilkokul öğretmeninin tavsiyelerini boşa çıkartacak şeyler yapacaktır.

“Sen Aydınlatırsın Geceyi” bir takım olağanüstü özellikleri olan kasabalıların olağan sıkıntıları, endişeleri ve dertlerini anlatır.

Teaser: http://www.youtube.com/watch?v=c04ow6t1nyg

86
Televizyon / Ynt: Doctor Who
« : 19 Ekim 2012, 13:08:53 »
Kendime göre en güzel 10 bölümü sıralayayım dedim, şöyle bir şey çıktı;

1- Human Nature & The Family of Blood (3x8-3x9) - Paul Cornell
2- Blink (3x10) - Steven Moffat
3- The Empty Child & The Doctor Dances (1x9-1x10) - Steven Moffat
4- Silence in the Library & Forest of the Dead(4x8-4x9) - Steven Moffat
5- Midnight (4x10) - Russell T. Davies
6- A Good Man Goes to War (6x7) -  Steven Moffat
7- The Big Bang (5x13) - Steven Moffat
8- The Doctor's Wife (6x4) - Neil Gaiman
9- The Unicorn and The Wasp (4x7) - Gareth Roberts
10- Asylum of the Daleks (7x1) - Steven Moffat
Bonus- The Girl in the Fireplace (2x4) - Steven Moffat
Spoiler: Göster
Bu bölüm beni neredeyse ağlatıyor

87
Ütopya/Distopya / Ynt: Salı - Cihat Taşçıoğlu
« : 10 Ekim 2012, 14:36:11 »
Bir kapağın kitabın hitap gücü üzerindeki etkisine örnek olsun.

88
Tartışma Platformu / Ynt: Çevreniz ve Fantastik Edebiyat
« : 07 Ekim 2012, 13:36:45 »
ailemin tepkisini, annemin ettiği bir lafla özetleyeyim:

"ölürsem arkamdan Kuran okuyacak yok. İki oğlum var biri Yüzüklerin Efendisi okur artık, öbürü Silmarillion".


Bu çok hoşuma gitti, çok tatlıymış.

89
Güncel / Ynt: Lost Library Hakkında Yardım
« : 04 Ekim 2012, 20:34:46 »
Lost Library bu işi Türkiye'de en iyi yapan sitelerdendi. Kaynakça açısından çok faydalıydı ve tasarımını da çok beğeniyordum. Kapandığında üzülmüştüm. Ancak Malkavian'ın ve mit'in dediği gibi, arşivinin bir kısmı yazarlarının da izni alınarak Kayıp Rıhtım'a aktarıldı. İleride farklı projeler de olabilir.

90
Kurgu İskelesi / Ynt: Zburătorul şi Linuş
« : 02 Ekim 2012, 11:08:26 »
Öncelikle foruma ilginizin bol olması dileğimi ileteyim. Hikayeye gelirsek, gerçekten heyecanla okuyup, şaşırarak beğendiğimi söyleyeyim. Anlaşılan bolca araştırıyor, bolca yazıyorsunuz. Bizi de nasiplendirmeniz umuduyla, elinize sağlık.

Sayfa: 1 ... 4 5 [6] 7 8 ... 137