Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Leopold

Sayfa: 1 [2] 3
16
Merhaba,

Percy Jackson ve Olimposlular serisinin karton kapaklı özel bir basımını yapmayı düşünüyor musunuz?

17
Yapı Kredi Yayınları ile anlaşma gibi bir ihtimaliniz var mı?

18
Dipsiz Konak / Ynt: Anlık FRPler
« : 06 Ekim 2014, 16:43:41 »
Bende bekliyor olacağım.

19
Merhaba Berke,

Ne güzel yazmışsın, bir çocuğun yüklenebileceğinden çok ağır bir yükü yüklenişinin, onu fark ettiğindeki hüznün hikayesini.
Üzüldüm yaşadıklarına, sadece Türkiye'nin değil, tüm insanlığın karanlık yüzüdür; çocuk istismarı ve taciz.
Yorumlarını okurken fark ettiğim bir noktaya değinmek istiyorum, eşcinsellik demişsin bu olaya. İşte ona katılmıyorum. 12-13 yaşında bir çocuğun evine 8 yaşında bir erkeğin gitmesine izin verilmesi o yaşlardaki bir kızın gitmesine izin verilmesinden daha kolaydır. Demek istediğim sen erkek olduğun için değil de orada olduğun için olma ihtimali de var. Yaşadıkların, içinde eşcinsellere karşı bir ön yargı oluşturmasın diye söylüyorum bunları, başka bir nedeni yok. :)
Bastırılmış cinsel arzulardan dolayı da olabilir elbette. (Freud'a bağladık. *_*)

Türkiye'nin kör kesimi diye adlandırdığım bir kesim var. Bu tür şeyleri istismara uğrayan çocuğun ailesine bağlar birçok şeyi hasır altı etmeye çalışırlar. Yahu, arkadaşıyla oynamak isteyen bir çocuğa nasıl engel olursun?

Güçlü kal Berkeciğim, sadece senin değil yüzlerce hatta binlerce çocuğun, gencin başına gelenler, gelebilecek olaylar bunlar. Sorumluluğu kendine hiçbir zaman yükleyip 'Neden ben?' diye düşünme.

Dipnot: Metin'in soy ismini veya adresini biliyorsan mesaj atar mısın? Bir şey deneyeceğim. *kafasında hale olan gülüş*



20
Kurgu İskelesi / Ynt: Son Nokta
« : 06 Ekim 2014, 02:26:16 »
Acele etmeliydi, her an gelebilirlerdi. Eğer
yaptığı şeyi bitirmeden önce kapıdan içeri
girerlerse her şey ama her şey mahvolabilirdi.
Tüm o hazırlıklar, onca emek... Bu olumsuz
düşüncelerden kurtulmak için başını iki yana
silkeledi ve ellerine hız verdi. Tam o esnada
kapının öteki tarafında bir ses duyar gibi oldu
ve endişeyle kapıya doğru bir adım attı. Sesler kesilince paranoyasının bir sonucu olduğunu düşünüp şaheserine devam etti.

Yarım saatin ardından her şey tam anlamıyla hazır olmuş, hatta küçük bir konuşma metni bile hazırlamıştı kafasında.

"Sevgili dostlarım," klişe diye düşündü. Kafasındakileri silip baştan kurguladı.

"Beni dinleyenler, dostlarım.
 Ben, tanıdığınızı düşündüğünüz ama hakkında hiçbir şey bilmediğiniz, karşı, bitişik veya alt kat konuşunuz Rıfat. Bir kafa sallamadan öteye geçmeyen gereksiz resmiyetiniz, silik gülümsemeleriniz ile zoraki sohbetleriniz... Bu gece, bütün bunlar için buradasınız. Bu masada, benim evimde.

Önünüzde duran tabaklarda her birinizden birer parça var. Eksik ruhunuzdan, ekşimiz kişiliğinizden birer parça. Bazılarınızın unuttuğu çocukluğundan da bir parça koydum. Fazla gelişmiş entellektüel beyninize almayı reddettiğiniz, gerçekte sahip olduğunuz tek şey olan hepinizden bir parçayı yemek halinde tabaklarla size sundum, çünkü; gösteriş uğruna önünüze geleni her türlü şeyi yediğiniz oburluğunuzdan faydalanmak istedim.

Sizi bir hazine avına çıkarıyorum. Kendinize ait parçayı bulun. Tabakların dibini bulmadan, o parçanın tadını keşfedin. Ömrünüzde bir defaya mahsus, çocukluğunuzu dinleyin."

Tak, tak.

7 günah sandelyelere çöktü.
Şimşek çaktı hava parladı, yer gök ile dans etti, gece etrafı bürüdü. Ateşler şahlandı ağaçların arasından ve son oyun başladı.

21
Yazarlar / Ynt: JK Rowling...
« : 06 Ekim 2014, 01:36:58 »
Çoğumuzun burada olmasına vesile olan yazarı, saygıyla tekrar anmak istiyorum. :)

Çocukluğum, çocukluğumuz.

Eğer kitap okumaya Harry Potter değil de bambaşka bir eser ile başlasaydım şimdi burada olmazdım, olamazdım.
Pek az yazar Rowling kadar çocuklara hitap eden, onları okumaya sevk eden bir kitap, bir eser yazabilirdi. Muhteşem dili, hayal gücü, her okuyuşunda yeni şeyler fark edebileceğin detaycılığı ile son basım tarihinin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen bugün bile insanları peşinden koşturan kitap Harry Potter serisinin yazarıdır. Sadece çocukların değil, 7'den 70'e, her kesimden insanın okuduğu bir seridir Harry Potter. Kimi zaman 8 yaşında çocuğun elinde, bakkal Rüstem'in tezgahında ya da Ayşe Nine'nin örgü torbasında rastlanılacak bir eserdir.

Yazdığı kitabın her karakterinin ve yarattığı her büyünün adının anlamlı olmasını mı, yarattığı dünyanın eşsizliğini mi desen binlerce neden var Rowling'e  hayran olmak için.

Takma isimle yayımladığı 'Guguk Kuşu' isimli polisiye romanın yazım tarzı, ustalığı ile dikkat çekmiş, yeni bir yazarın nasıl bu kadar güzel yapabileceğine akıl sır erdiremeyince sevgili eleştirmenler, yazarın peşine düşmüştür. En nihayetinde yazarın takma isim kullanan Rowling olduğu ortaya çıkmıştır.

Sosyal dayanışma konularında da bir numaradır. Lumos* adında, amacı gençler ve çocukların refehatı bir yardımlaşma kuruluşunun kurucusudur. Yazar birçok yardımlaşma derneğinin bağışçılarındandır.





*Lumos seride ışığı açma büyüsüdür.

22
Ay, Harry Potter Cafe'i hatırladım, gözlerim yaşardı. Birkaç sene sonra da, "2000-2010 yıllarında forumlar" diye bir başlık açmak gerek.

-Kelimenin ortasında büyük harfle yazılan 'L' ler.
-Sağol'lar.
-RPG diye bir şey varmış ehuhuhu'lar.
-İnş ya'l'nız yerde değildirler...

Çok şey yaşadık forumlarda. :')

23
Dipsiz Konak / Ynt: Anlık FRPler
« : 05 Ekim 2014, 21:16:00 »
Keşke tek mesajda yazsaydın...

Olabilir, katılırım.

24
Mitolojiler / Ynt: Türk Mitolojisi-Tanrı ve Tanrıçalar
« : 04 Ekim 2014, 14:03:53 »
Mergen Tanrısı, Hermes'ten çok Apollon'a benziyor bence. Her şeyi bileni nasıl anladığınla da alakalı olabilir. Apollon, kehabet, güneş ve ikizi Artemis gibi okçuluk tanrısı. Kehanet yeteneğinden dolayı geleceği biliyor. Buna buna yorumladım.

İlk defa Türk Mitolojisi'ne dair bir yazı okudum. İlgimi Yunan, Roma ve Mısır mitoloji üzerine kullanıyorum.

Özellikle Roma Mitolojisi ile yakın buldum. Fırsat buldukça Türk Mitolojisini daha  iyi öğrenmeye çalışacağım.

25
Kurgu İskelesi / Ynt: Askeri Koğuşun Birinde Geceler
« : 04 Ekim 2014, 02:34:30 »
Hoş bir hüzünle, yüzümde bir tebessümle okudum. Benim anladığımdan çok daha fazlasını anlattığına eminim öykünüzün. Üst üste birkaç defa okudum iyice sindirebilmek için.

Bu öykü hepimizin; gencimizin, yaşlımızın.
Okumaya değer verenlerin senfonisi, okumaktan korkanların manifestosu. Kurgusu çok özel ve güzel, en başta. Televizyondaki adam konuşmaya başlayınca şok oldum. Gündüzlerin çalınması! 40 yıl düşünsem aklıma gelmez.

Zavallı gündüzler; yapılacak, kurulacak ve öğrenilecek o kadar çok şey varken televizyonun karşısında harcanan zaman niye? Okunacak kitaplar, öğrenilecek yeni şeyler varken 'boş' vakitler niye?

"Kitap okumanın zararları
diye düşünmüştüm. İnsanları hayalperest
yapıyor. "

26
Buraya göre yönetmen David Yates. Ne kadar doğrudur, kesin midir, bilmiyorum. Doğruysa 5. ve 6. kitapların içine eden adamı yeni filmin başına koymak kimin fikriydi, onu da gerçekten çok merak ediyorum

Ne yazık ki doğru. :/ Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın kederini hala hissederim içimde. Bu kadar bağımsız, eksik ve hayal kırıklıkları ile dolu bir Harry Potter filmi...

Büyüdükçe farkına varıyorum, usta bir yönetmenin elinde efsane olacak kitaptı Zümrüdüanka Yoldaşlığı. Sihir Bakanlığı'nın sahnesinin kehanet odası ve kemer sahnesinden ibaret olması mı dersin? Kitapta, okurların en çok beklediği hiçbir sahnenin olmaması, olan sahnelerin de eksik ve alakasız olması mı dersin.... Zümrüdüanka Yoldaşlığı filmi kara bir lekedir kanımca Harry Potter serisinde. Az saydırmadım Bay Yates'e. Küçücük kalbimi kırdı diye. Çaresiziz, yapacak bir şey yok. Göz mahkum; izleriz, izleyeceğiz.

27
Güncel / Ynt: Bayram
« : 04 Ekim 2014, 01:19:29 »
Şeker, harçlık, kavurma ve bol bol yardımlaşma dolu bir bayram olması dileğiyle.

Umarım kasaplar ile hayvan hakları derneği kavgaya tutuşmaz. :D

28
İlk duyduğumda inanmadığım, bugün bile inanamadığım haber. İlaç gibi.

Eğer Harry Potter'ın devamı olacak olsaydı içimde bir parça şüphe kalırdı; "anılarımız kirlenmesin," diye. Ama Harry'nin yaşadığı dönemden 70 yıl önce olduğunu duyunca yerle gök benim oldu. Senaristin Rowling olacağını bilmek içimdeki tüm şüpheleri ortadan kaldırıp, enfes bir filmi şekillendiriyor kafamda.

Ortada olay niteliği taşıyan bir metinden değil de okul kitabı olarak yazılmış - mini ansiklopedi diye tabir ettiğim dalda - bir eserden ne bekleyeceğini bilememek heyecanımı arttırıyor.

70 yıl önceyi anlatmasının beni en çok sevindiren tarafı ise ilk seriden tamamen bağımsız olacağını bilmek oluyor. Karakterler olarak değil, olay olarak.

Harry Potter evrenini genişletilmeye ihtiyacı vardı. Gezemedik pek büyülü dünyayı. 7 yıldır böyle bir şey olsun istedim durdum. Rowling'in gelen kutusunu, bahsi geçen ama hikayesini bilmediğimiz mekanlar, isimler ve büyüler hakkında doldurdum durdum. Bu üç film bir ilaç niteliği taşıyacak benim için. Umarım beklentilerimi karşılar.

29
Ruhum bir an beni terk etti.
Uzak dursunlar efem, uzak dursunlar.

12-13 yaşındaki kızların filmi izlemesi için mi düşünüyorlar Robert'ı?

Sadece Alacakaranlık ile değil, Remember Me adında, izleme gafletine düştüğüm, zaman kaybından başka bir şey olmayan bir filmde daha kanıtladım ona olan olumsuz düşüncelerimi. Görüntü oyunculuğu onunki. Jönmüş filan palavra. Post-modernin zehr-i zembereğidir. Tipini de beğenmeö orası ayrı. :P
Bir efsaneyi kirletmek olur onun oynaması. Reklamdır, ilgi çekmektir deyip çok takılmıyorum. Yoksa kafayı yerim.

Genç bir oyuncu, taze kan arıyorlarsa ilk adayım Logan Lerman'dır. Oyunculuğunu ruhunu ortaya koyarak yaptığını düşünüyorum. Percy Jackson filmlerinin izlenmesinin sebebidir. Sadece yakışıklılığı değil oyunculuğu ile filmi kurtaran kişidir.
The Perks of Being a Wallflower'daki performansı göz dolduran cinstendi. Charlie'nin, depresik ve silik karakterini perdeye en iyi şekilde yansıtmıştır filmde. Ne kadar doğru bilmem ama film için bir iki ay herkesle ilişkisini kesip kendini evine kapatığ yalnızlığı yaşamış. Yenş neslin altım çocuğudur, değilse de olacaktır.
Bir an önce büyüse de pop müzik gençliğinin eline geçmese.
Konu çok dağıldı.

30
Televizyon / Ynt: How I Met Your Mother
« : 04 Ekim 2014, 00:15:12 »
Dizi izleme ve televizyon kültürüne sahip olmayan ben tarafından, her bölümü büyük bir keyif ile izlenen dizidir.
Uzun bir geçmişimiz var. İzlediğim ilk dizilerden idi.
Yıllara sığamayan dostlukları, aşkları ve maceraları ile hayatımda büyük bir yere sahip olan 5 dostun hikayesi.

Barney'in hayata bakış açısı, kırık kabine rağmen güçlü duruşu, yaratıcılığı ve hiçbir şeyi takmıyor gözüken ama tam tersi olan karakteri Patrick ile hayat buluyor. Dizinin kalbidir Patrick, ruhudur Barney. Finalde harcandı, yediremiyorum kendime.

Lily ve Marshall'ın birbirine olan bağlılığı, bu dünya da hala sadakati bulabileceğimizi gösterir bize. Ruh ikiziler, sevgi dolular, deli dolular... Birbirini tamamlıyorlar. Hayran oluyoruz, imreniyoruz aşklarına.

Ted, ah Ted. Dizinin kalbi kırık aşığı. Şansı bir türlü tutmayan insan. Bir insan aşk konusunda bu kadar şanssız olamaz. Hayat ona resmen, "Gerçek aşkı ara. Ruh ikizini bulacaksın." mesajları veriyor. Aramaktan vazgeçse bile yine birilerini deniyor ve çuvallıyor. Yazık yahu adama! Robin'e olan aşkı ise hoşlanmadığım özellikleri içinde. Finaldan sonra buna değinmek istemiyorum. Kalbim kırık çünkü.

Robin. Rock yıldızı, haber spikeri; çatlak Robin. Güzeller güzeli. O'da aşk konusunda Ted kadar sanşsız. Hırsı ile göz korkutan, güçlü kızlardan.

Son olarak finale değinmek istiyorum.
Yazık diyorum. Yıllarca saatlerimizi verip izlediğimiz, 6'ya tamamladığımız grup ile beraber güldüğümüz, ağladığımız, içtiğimiz, sızdığımız dizinin sonunun böyle bittiğini bilmek hayal kırıklığının daniskasını yaşattı resmen. Hani yazılı için saatlerce çalıştığımız konu vardır ya, yazılıda adı bile geçmez; hah, işte  final böyle hissettirdi bana.

Basitti, vasattı, eksikti... Daha niceleri. Böyle bitmemeliydi.

Sayfa: 1 [2] 3