Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Malkavian

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 101
31
Güncel / Ynt: Bayram
« : 08 Ağustos 2013, 22:27:52 »
Hepinizin bayramı kutlu olsun arkadaşlar.

32
Dipsiz Konak / Ynt: Melekler ve Şeytanlar
« : 08 Ağustos 2013, 22:27:07 »
Spoiler: Göster

33
Radyo Kulesi / Ynt: Oldies Goldies
« : 22 Temmuz 2013, 00:19:28 »
http://www.livestream.com/Malkavian999

şu adreste 1 saat kadar yayında olacağım

Edit: Bitti

34
Filmler / Ynt: Hobbit Haberleri!
« : 13 Haziran 2013, 11:58:15 »
O elf kız kim yahu <3

Kim bekleyecek şimdi 6 ay :/

O elf kızı Peter Jackson'un pazarlama aracı oluyor. İlk filmde (LOTR) Fordo'yu kurtaran Glorfindel yerine konulan Arwen karakteriyle yakaladığı görsel hoşluğu şimdi de kitapta olmayan bir Tauriel karakteri ile yakalamayı amaçlıyor. Amaç doğrultusunda seçilebilecek en güzel isim bence. Lost dizi serisinden baya hayranı vardı Evangeline Lilly'nin.

35
Game of Thrones / Ynt: Game of Thrones
« : 08 Mayıs 2013, 13:51:20 »
Yasal uyarı: Bu bir savaş dizi değildir. Politik meseleler üzerine kurulu, entrikalarla çevrili bir taht mücadelesidir. Lütfen ona göre izleyiniz.

Doğru diyorsun ama dizide çok bariz bir yönlendirme olduğu da bir gerçek. Her politik oyundan sonra illa ki bölüm sonlarına ordu toplayan bir krallığın görüntüleri konuyor. Hal böyle olunca akılda kalan son imge 'Bir sonraki bölüme savaş var.' dedirtiyor.

Onun dışında ben de etrafımdan 'Bu bölüm de sıkıcıydı be' diyenleri duyuyorum ama bana o kadar sıkıcı gelmiyor açıkçası. Kitap okur gibi dizi seyretmemiştim hiç ve bu bile yetiyor.

36
Liman Kütüphanesi / Ynt: Marşandiz Fanzin Yayında
« : 08 Mayıs 2013, 13:46:43 »
Elinize sağlık ve başarılar arkadaşlar. Kapaktaki tren (tiren) çiziminde kimin söz sahibi olduğunu anlamak pek de zor olmadı :)

37
Kurgu İskelesi / Ynt: Son Nokta
« : 30 Nisan 2013, 16:23:51 »
Basamakları hızla inerken burnundan soluyordu. Kolunun altında tuttuğu paketi düşürmemek için kavrayışını sıkılaştırdı ve boşta kalan eliyle gözlerinin önüne düşen saç tellerini geriye attı. Öfke, hayal kırıklığı ve bir parça da hüzün okunuyordu o gözlerde. Son basamağı da aşıp kendisini ön kapıdan dışarı attı. Tam o esnada arkasından biri seslendi.

'Gitme!'

Umursamadı. Bir saniye bile durup mantıklı bir şekilde düşünürse, bir saniye bile tereddüt ederse amacına ulaşamayacağını biliyordu. Kolunun altındaki paketi sırtındaki çantaya attı ve sıkıca ağzını kapattı. Dış kapıya dayalı duran katanasını ellerine özlemle aldı ve kendisini yüzüne vuran soğuğa aldırmadan dışarı attı. İçine işleyen serin hava ile birlikte tüm duyguları dinginleşmişti. Gözlerini kıstı ve saniyeler içinde solunda duran ahşap binaların tepesinde kendisine doğru işaret eden adamları gördü.

'Öldürün şu piçi!'

Umursamadı. Bir saniye bile duraklarsa amacına ulaşmadan öleceğini biliyordu. Katanasını kınından çıkardı ve değerli kını yere attı. Bir daha ihtiyacı olmayacaktı. Derin bir nefes aldı ve hızla koşmaya başladı. Soğuk havada aldığı nefesler havaya geniş sis bulutları yayarken bir ok gibi fırladı. Arkasından bağıran askerler onu işaret edip küfürler savuruyordu.

Sağına ve soluna oklar saplandı ama bu noktada biraz şansına ve hızına güvenmesi gerekiyordu. Birkaç adım daha atabilirse zaten atış mesafesinden çıkacaktı. Şehrin surları geniş bir kapının etrafında sonsuz bir yapı gibi uzanıyordu. Sokaklardan ondan başka hiçkimse yoktu. Kapının önündeki nöbetçiye baktı. Akşamdan kalma olmalıydı. Soğuktan burnu kızarmıştı ve hareketleri oldukça yavaştı. Önce kendisine doğru hızla koşan adamı gördü, sonra beceriksiz bir hareketle kılıcına uzanmaya çalıştı ama çok geç kalmıştı.

Koşmasını bir saniye bile yavaşlatmadan elindeki katanayı düzgün bir hareketle nöbetçiye doğru fırlattı. Bağırmak için ağzını açtıysa da boğazına saplanan kılıca şaşkınlıkla bakan nöbetçi yerinden kıpırdayamadı bile. Kınından çıkarmaya çalıştığı kılcının üzerindeki eli giderek hissizleşirken gözleri kararmaya başladı.

Kaybettiği kan yüzünden yere çöken rakibinin dizinin üzerine bastı hızla koşan adam ve ikinci ayağını omzuna atarken sol eli ile eğilip katansını kavradı. Keskin kılıcı rahatça rakibinden kurtarırken hızını kesmeden duvarda kapıyı kapalı tutan kola uzandı ve tüm gücüyle asıldı. Büyük bir gürültüyle paslanmış demirler itiraz ederken kapı aralandı ve gecenin karanlığına karıştı Trey. Ağzından tek bir fısıltı döküldü, arkasında meşaleler ve gürültülerle aydınlanan bir şehir bırakırken.

'Bir.'

---

Ertesi günün akşamında Trey, yeşil otlarla kaplanmış tepesinde kocaman bir ağacın bulunduğu ufak bir tepeciğe geldiğinde ilk defa adımlarını yavaşlattı. O kadar uzun zamandır koşuyordu ki ayakları bu tempoya ayak uyduramadı ve dizleri üzerine çöktü adam. Gözlerinin önüne düşen siyah saçları kızıla boyanmıştı ve uçlarından kan akıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştı ama vücudu artık onun emirlerini dinlemiyor gibiydi. İnatla başını salladı. Çok yaklaşmıştı. Ayağa kalkamıyorsa emekleyecekti. Öyle de yaptı.

Tepedeki büyük ağacın altında tedirgince kendine doğru gelen adamı bekleyen bir asker vardı. Yayını gerdi ve emekleyen adama doğrulttu.

'Yaklaşma!' dedi sertçe bağırarak ama sesi istediği kadar sert çıkmamıştı. Nasıl olup da feth edilmiş ve yağmalanmış bir ülkenin geleneksel savaş kıyafetlerini taşıyan bir adamın ileri  garnizonların bu kadar gerisine geldiğini hayal bile edemiyordu.

Adam yaklaştıkça zırhının her yerinden kan aktığını gördü okçu ve yayını saldı. Bu adam ayakta bile duramıyordu.

Trey enerjisinin sonuna geldiğini biliyordu ama bir an bile tereddüt ederse bütün çabasının boşa gideceğini hissediyordu. Yayını indiren askere iyice yaklaşmıştı. Etrafına göz gezdirdi ve başka asker göremeyince kanla kaplanmış yüzünde bir gülümseme oluştu. İşini şansa bırakmak istemiyordu. Başını havaya kaldırıp rügarı hissetti. Soldan hafif bir meltem esiyordu. Dizlerinin üzerinde doğrudu ve elindeki katanayı vücudunda kalan son enrji ile adama doğru fırlattı.

Şaşkınlık içinde göğsünün tam ortasına saplanan keskin kılıca bakan adam gözleri kararmadan önce son bir fısıltı işitti.

'Dört yüz elli üç.'

Sürünerek kalan yolu kat etti Trey ve tam ağacın dibindeki mezar taşına hüzünle baktı. Sırt çantasına uzandı ve sıkı sıkıya bağladığı düğümleri bu kadar sıkı bağlamamış olmayı diledi acı içinde onları açmaya çalışırken. Paketi çıkardı ve hüzünle baktı. Her yanı ezilmişti. Omuz silkti. Elinden bu kadarı gelmişti. Paketin ipini yırtarcasına açtı. Ezilmiş ve çiçeklerinin çoğu kopup düşmüş papatya demetine hayal kırıklığı ile baktı. Omzundan koluna ve oradan da eline kadar akan kan nehirleri çiçek demetini ıslatırken onu, üzerinde 'Evelyn' yazan mezar taşına bıraktı.

Yüzünde bir gülümseme ile gökyüzüne baktı ve hafif meltem yüzünü okşarken son nefesini verdi.
---Son---

Spoiler: Göster
ve böylece aylık öykü seçkisinde ne kadar yeteneksizsem burada da o kadar beceriksiz olduğumu da kanıtlamış oldum. :)






 

38
14-16 yaşlarındaki asi ruhlu, her gördüğü kural karşısında 'Ben buna uymak zorunda mıyım yeaaa?' şeklinde takılan arkadaşlarım sürekli imla ve sayfa düzeni konusunda dikkat etmeksizin edebi birşeyler ortaya çıkarmaya çalışıyor. Yaşınız daha büyükse durumunuz daha vahim tabi.  Forumda da bu tip hataları görünce en sert şekilde ben uyardığım için merak ediyorsunuzdur. Bu adam deli mi neden bu kadar tepki veriyor diye.

Çünkü sizin yazdığınız şeyi karşınızdaki kişi okurken siz onun vaktini çalmış oluyorsunuz. 'Okumak zorunda mı kardeşim!' diyen ergenleri duyar gibiyim az sabredin de sonuna kadar okuyun isyan etmeden. Evet karşınızdakinin vaktini çalmış oluyorsunuz. Sayfa düzenleri ve imla kuralları okuyucuların okuma sürelerini optimum sürede tamamlanması için tasarlanmıştır. -de ve -ki bağlaçları ayrı ve bitişik yazıldıklarında iki farklı anlam taşırlar ve virgülün yanlış yerde kullanılması tüm cümleyi değiştirebilir. Siz virgül koymadığınız için okuyucu yazdığınızı anlamak için bir cümleyi iki kere okuyorsa siz onun vaktini çalmışsınız demektir ve inanın bana şu hayatta en değerli şey para değil vakittir.

İşte bu yüzdendir ki sevgili arkadaşlarım imla ve sayfa düzeni kurallarına uymamak asiliğinizi göstermek için bir cesaret arenası değildir. Bunlar karşınızdakine duyduğunuz saygıdan ötürü uygulamanız gereken kurallar bütünüdür. Siz bunlara uymadığınız zaman okuyucunuzu hiçe sayıp onların vaktinden çalan bir hırsız oluyorsunuz otomatikman benim gözümde.

Saygılar

Not: Kurgu İskelesi'nde hiçbir öyküye bundan sonra yorum yapmayacağımı da bildiririm.

39
Kurgu İskelesi / Ynt: SSSZ
« : 29 Nisan 2013, 01:09:42 »
Bu kadar kısa bir öyküde distopik bir hava yakalamayı açıkçası beklemiyordum. Genelde distopyalar için iyi bir giriş ve dünyanın şu andaki durumu özetlenmesi gerekir diye düşünüyordum hep ama bu kadar kısa bir öyküde bile bu tadı alabildiğimi heyecan verici bir şekilde keşfettim. Bazen çöplüğe dönen Kurgu İskelesinde güzel hikayeler okumak neşelendiriyor insanı.

Spoiler içindeki resim hakkında :
Spoiler: Göster

Aslına bakarsanız karakterlerin fiziksel özellikleri hakkında betimleme pek olmadığı için spoiler içindeki resim muhtemelen herkeste canlanmayacaktır. Ben okurken izlediyseniz eğer AI filmindeki atmosferde daha teknolojik bir bant üzerinde kırmızı akan yazılar hayal etmiştim.

40
Kurgu İskelesi / Ynt: Şizofrennie
« : 28 Nisan 2013, 22:10:01 »
Bülend: Hazal'ı daha önce de dediğim gibi haksız çıkarma gibi bir çabam asla yoktu. Amacım zaten klişeleri kullanmaktı. :) Hikayelerde genelde en çok önemi verdiğim yer kurguları oluyor ve bu konuda olumlu yorumlarınız beni sevindirdi. Yorumunuz için teşekkürler.

41
Dünya’da İnternetin Yavaşlama Sebebi Ne? diye merak ediyorsanız araştırıp bulduğum bir haberi sizinle paylaşayım da bir kere olsun Telekom'a saydırmayalım boş yere. Diğer zamanlarda devam edebilirsiniz tabi.

27 Nisan 2013

İstenmeyen e-postaları (spam) engelleyen Spamhaus şirketine 18 Mart’tan itibaren yapılan siber saldırının, dünya genelinde tüm merkezi ağlarda interneti yavaşlattığı ortaya çıktı.

Spam mail yollayan sunucuları istenmeyenler listesine alan Spamhaus, çocuk pornosu ve terör faaliyetleri dışında her türlü içeriği barındıracağını söyleyen Cyberbunker isimli bir sunucuyu da yasaklı listesine eklemişti.
Ancak listeye alınan Cyberbunker, Spamhaus’un kendi pozisyonunu istismar ederek internette neyin yayımlanıp yayımlanmayacağına karar vermesinin kabul edilemez olduğunu açıkladı.

Spamhaus yetkilileri ise saldırının bugüne kadar eşi benzerinin görülmediğini ve bir haftadır devam eden saldırılar karşısında çökmeden ayakta kaldıklarını belirtti.

Saldırının, bir devlet kurumunun altyapısını tamamen çökertecek güçte olduğu vurgulanırken, Cyberbunker’a Doğu Avrupa’dan bazı suç örgütlerinin de yardım etmiş olabileceğinden şüphe ediliyor.

Daha önce yapılan büyük siber saldırıların saniyede en fazla 50 gigabaytlık veri trafiğine sahip olduğu ancak Spamhaus saldırısında saniyede 300 gigabayt veri akışının yaşandığı kaydedildi.

Cenever ve Londra merkezli Spamhaus’un, internet ortamındaki spam maillerin yüzde 80′ini filtrelediği tahmin ediliyor.

42
Eğlence & Mizah / Ynt: Tek Cümleyle Kitap Özeti
« : 23 Nisan 2013, 14:54:30 »
Spoiler: Göster
Ölüm Kapısı Serisi

Aman elimdeki sargılar açılmasın...

43
Eğlence & Mizah / Ynt: Tek Cümleyle Kitap Özeti
« : 20 Nisan 2013, 23:54:25 »
Spoiler: Göster
Dresden Dosyaları

Ölümüne dayak yerim ama yine de yılmam.

44
Liman Kütüphanesi / Ynt: En son hangi kitabı aldınız?
« : 19 Nisan 2013, 16:48:50 »
David Eddings - The Elder Gods

(Kendisini kaybettik ama daha okumadığım kitaplarının hala var olduğunu bilmek güzel. Türkçeye çevrilme umudu kalmadı, orjinal devam edeceğiz artık.)

45
Spoiler: Göster


Bütün gün okulda bu işlemle uğraştım ve inanın Word'ü denklem yazmada hiç kullanmadığım için çok zorlandım resmen 2 saattir uğraşıyorum ve bu sadece Word'e yazmak için uğraştığım saat.
Saygılar.


4'ü 5'e eşitlediğin her denklemde, her zaman için bir matematik kuralını göz ardı etmiş olacaksın. Senin göz ardı etmen bunu değiştirmeyecek. Matematik böyle ufak işlemlerle yalancı çıkartılabilseydi okullarda okutulmazdı. Alimlerin ve Profesörlerin zekalarına hakaret etmeyelim lütfen.

Konuyla alakalı olarak da gerçek hayatta inanmıyorum. İnansaydım fantastik kurguyu bu kadar sevemezdim sanırım.

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 101