Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - JeepeRs

Sayfa: [1]
1
Kurgu İskelesi / Aşkın iki yüzü
« : 06 Mart 2010, 21:37:44 »
Fantazya üzerine olmasa bile bugün uğraşıp yazdığım ufak bir yazı. Beğenmeniz dileğiyle.


Aşkın iki yüzü.

[Erkek]
   Ne güzel parlıyor gözlerin. Dile gelip biz mutluyuz diyorlar sanki. Küçük tebessümler dağıtıyorsun çevrene. İnsanlar daha mutlu oluyor senin yanında. Ben ise daha da fazla mutlu oluyorum seninle birlikteyken. Sanki kalbim yerinden fırlayacakmış gibi oluyor ama belli etmiyorum. Canımı acıtıyor sana bu kadar yakınken bu kadar uzak olmak.
   Haykırmak istiyorum yüzüne, seni sevdiğimi. Ama korkuyorum. Bana gülümsediğinde milyonlarca parçaya bölünüyorum. Bir tarafım seviniyor, havaya uçuyor mutluluktan, diğer yanım ise öyle bir acı çekiyor ki kelimelere dökmek mümkün değil. Biliyorum, ben senin sadece arkadaşlarından biriyim.

[Kız]
   Ne güzel parlıyor gözlerin, dünyadaki en mutlu insan sensin sanki. Ama neden sadece gözlerin mutlu? Neden acı çekiyorsun bana baktığında? Dudaklarındaki yapmacık gülümseme ile kimi kandırabilirsin ki? Beni değil…
   Keşke anlatabilsem sana duygularımı. Cesaretim olsa keşke. Göremiyor musun gözlerimdeki aşkı? Yanlış zaman, yanlış mekan. Yakın arkadaşım olmak zorundaydın. Beni böyle iki arada bir derede bırakmasan olmazdı, değil mi? Seni üzen o kızı bir elime geçirsem biliyorum ne yapacağımı. Onun yüzünden acı çektiğinin bile farkında değilsin sanki.  Hele benim yanımdayken acın katlanıyor. Sana onu mu hatırlatıyorum? Sana bu kadar yakın iken bu kadar uzak olmak nasıl canımı acıtıyor bilemezsin. Ama benim böyle düşünmeye hakkım yok. Ben senin arkadaşlarından biriyim sadece.

[Erkek]
   Seninle konuşurken, bana o kadar yakın oluyorsun ki bir umut doğuyor içime. Acaba diyorum. Neden olmasın? Ama sonra korktuğundan bahsediyorsun, yeni bir ilişki istemediğinden. Tüm düşüncelerim kafamdaki bir kuruntudan ibaret oluveriyor anında. Fakat yanındayım ya, yanımdasın ya, o anki acıya katlanabilmemin tek açıklaması o.
   Yanında dilim bülbül gibi şakıyor, durduramıyorum. Bıraksan saatlerce anlatırım kendimi, sana. Beni daha iyi tanıyabilmen için. İçimi görebilmen için. Beni anlayabilmen için. Ama bazen uzaklaşıyorsun benden durduk yerde. Aramıza bir buzdağı giriyor sanki. Onu mu hatırlatıyorum sana? Yeni bir ilişkiden korkmana sebep olanı mı? Böyle düşünmek daha da üzüyor beni. Her an seni düşünüyorum ama artık düşünmek yetmiyor bana.

[Kız]
   Seninle konuşurken, bana o kadar yakın oluyorsun ki, korkuyorum sana olan duygularımın farkına varacağından. Benim olmasan bile benimlesin en azından. Bunu da kaybetmekt istemiyorum.  Nedenini soruyorsun korkumun. Sana nasıl “Seni yitirmekten korkuyorum” diyebilirim ki.
   Yanındayken kozasından yeni çıkmış bir kelebek gibi oluyorum sanki. Bir günlük ömrüm var kendimi anlatmak için sana. Her saniyem önemli. Saatlerce dinliyorsun ben, beni anlatırken. Anla istiyorum aslında, ben söyleyemesem de anla sana olan duygularımı. Ama bazen sebepsiz uzaklaşıyorsun benden. Uçurumlar giriyor aramıza. Sesimi sana duyurmak için bağırmam gerekiyor. Gücüm yetmiyor artık yoruluyorum. Neden dalıp onu, senin kalbini kıranı, düşünüyorsun benim yanımda. Her an seni düşünüyorum ama artık düşünmek yetmiyor bana.
   

2
Kadere inanır mısınız?
Peki sonsuz evrenler inanır mı?



Size sonsuz sayıda evrenin olduğunu söylesem, ne düşünürsünüz acaba? Kavrayabilir misiniz ne demek istediğimi? Şöyle ki, hayatımızın bir çok döneminde, yaşamımızı etkileyen kararlar vermemiz gerekir. Örneğin , A üniversitesine ya da B üniversitesine gitmek. C ile çıkmaya başlamak ya da başlamamak. Yolda yürürken D ile karşılaşmak ya da karşılaşmamak. E ye giderken F yolunu yada G yolunu kullanmak. G yolundan giderken, sonradan E ye gitmekten vazgeçip H ye gitmeye karar vermek.

Ne çok karar vermemiz gerekiyor değil mi? Yukarıdakiler vermek zorunda olduğumuz kararların sadece çok küçük bir kısmı. Bazen bizi farklı şekilde etkileyecek iki seçenek arasında kaldığımızda, hangisini seçeceğimizi düşünmeyiz bile.

Bu kadar çok karar vermemiz gerekirken, bize göre bazı kararlar önemli bazı kararlar önemsizdir. Ama evren buna öyle bakmaz. Evren'e göre her kararın, kişinin hayatını etkilemede eşit şansı vardır. Yukarıda verdiğim örnekte, yolda yürürken D ile karşılaşma olasılığımız var değil mi? Belki de D hiç tanımadığımız biri, belki de hapisten yeni çıktı ve psikolojisi bozuk. Belki de bizi öldürecek. Tabi öldürmek yada öldürmemek D nin kararını vereceği bir eylem. Yani evrende verilen tüm kararlar bize bağlı değil, tüm canlı varlıkların kararları birbirini etkiler durumda.

Şimdi burada düşünmeye başlayalım. A üniversitesi ile B üniversitesi arasında karar vermek zorundayız. Hangi kararın doğru karar olduğunu nerden bileceğiz? Hangisinin hayatımızı daha iyi etkileyeceğini kim söyleyecek bize? Ya ikisini birden seçme sansımız olsa, ne güzel olurdu değil mi?

Burada saçmalamaya başladığımı düşünüyorsunuz, eğer sadece bir tane evren olsa siz haklısınız. Ama ya birden çok evren varsa, o zaman kim haklı. X evreninde yaşayan biz, X1 evreninde A üniversitesine gitmeyi seçsek, bu karar verme aşamasında B üniversitesine gitme olasılığımız da, X1 evreninin bire bir kopyası olan X2 evreninde gerçekleşse. Bundan sonra X1 ile X2 evreninin bire bir kopya olamayacağı aşikar. Yani şu durumda ilk yaşadığımız X evreni kaybolmuş, ya da X1 ve ya X2 evreninden birine dönüşmüştür. Dolayısıyla X1 ya da X2 evreninden biri ya da ikisi birden, karar verme aşaması sonrasında oluşmuştur. Eskiden bir evrenimiz varken şimdi nurtopu gibi iki tane evrenimiz oldu. Ne mutlu bize.

Burada anlamamız gereken, bize önemli ya da önemsiz görünen karar verme aşamalarının evren doğasında birbirinin aynı olasılığa sahip olduğu. Dünyada ki canlık varlık sayısını gözünüzün önüne getirin, bakın burda bilinçli demiyorum. Yani sadece biz insanların değil diğer canlıların kararlarına da evren aynı gözle bakar. Ne kadar çok canlı oldu değil mi? Ki şimdilik evrende bizden başka yaşam olan gezegen olup olmadığını bilmiyoruz. Bunca canlını vermek durumunda olduğu kararların bebek evrenlerin doğmasına yol açtığı göz önüne alınırsa, sonsuz sayıda evrenin olduğu ve her an sonsuza yakın sayıda evrenin oluştuğu gayet net bir şekilde görülebilir.

Arkadaşlar, yukarıdaki yazıyı aslında yazmayı düşündüğüm bir öyküye altyapı oluşturması amacıyla yazdım ve blogumda yayımladım. Blogumda sadece kafamdan geçenleri paylaşmayı düşündüğüm için eleştiri kabul etmiyordum ancak Hakan'ın önerisi üzerine öyküyü sizlerin de beğeninize sunmanın uygun olacağına karar verdim.

Olumlu ya da olumsuz eleştrileriniz için şimdiden teşekkürler..

Sayfa: [1]