Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Methanopyrus

Sayfa: [1]
1
 CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısında(LHC) 30 Martta yüksek enerjili(7 TeV'de) çarpışmalar başlamıştı.LHC çarpışmalara devam ederken o günden bu yana tüm dünya medyası gelişmeleri merakla izliyor.
 LHC şu anda yüzde 60 verimlilikle çalışma temposunu yakalamış durumda.Bu da bir günde ortalama 15 saat boyunca çarpışmaların devam edebilmesi demek.25Mart itibariyle dört deney düzeneği noktasında da saniyede yaklaşık 600 çarpışma gerçekleşmekte.LHC her deney düzeneği çemberin içindeki dönüş başına sadece iki çift parçacık hüzmesi çarpışmakta.Çarpışan hüzme ikilisi sayısının artmasıyla LHC'de saniye başına düşen çarpışma sayısının da artması heyecanla bekleniyor.
 LHC'deki dört deneyde de şimdiye kadar toplanan çarpışma sayısı miktarı 60 milyona ulaştı.Sayının büyümesiyle birlikte doğanın dört kuvvetinden biri olan zayıf kuvvetin izi belirmeye başladı.Zayıf kuvvetin taşıyıcılarından olan W ve Z parçacıkları 1983 yılında CERN'deki SPS çarpıştırıcısı sayesinde UA1 deneyinde keşfedilmiş ve bu deneyin lideri olan Prof.Carlo Rubbia'ya ve SPS hızlandırıcısının fkir babası Dr.Simon van der Meer'e Nobel Ödülü'nü getirmişti.
 LHC'de zayıf kuvvetin taşıyıcıları olan W ve Z parçacıklarının tekrar görülmesi hem kalibrasyon hem de fizik için önemli ölçümlere yol açması açısından önem taşıyor.ATLAS deneyi geçtiğimiz hafta içinde(bahsedilen tarih 16-25Mart Arası olmalı) W parçacığı olması ihtimal dahilinde olan iki çarpışmanın fotoğraflarnı yayınlayarak,CERN'deki tüm fizikçileri heyecanlandırdı.Daha nadir olarak ortaya çıkan Z parçacığının da yakında gözlemlenmesi umuluyor.
                                                                                         Dr. Melahat Bilge Demirköz
                                                                                                 Bilim ve Teknik Mayıs 2010

Spoiler: Göster
Higs'ı bulsalar da rahatlasak :D

 
 

2
Kurgu İskelesi / Ragnarok
« : 08 Mayıs 2010, 21:17:48 »
Uyan… Uyan...
 Tek duyabildiği zihninde sürekli tekrarlayan ‘uyan’ sesiydi. İçinde bulunduğu boşlukta yapabileceği yegâne hareketi yaptı, nasıl düşünebildiğini bile bilmiyordu. Sese odaklandı, odaklandı, odaklandı kendine asırlardır sürüyormuşçasına gelen bir bekleyişten sonra zihninde 40 yaşlarında, yüzü yaşına büyük bir tezat oluştururmuşçasına 100 yaşında bir adamın izlerini taşıyan uzun boylu bir adam canlandı. Çıkık elmacık kemikleri,sert bakan buz mavisi gözleriyle birleşince gizemli yabancıya korkunç bir hava katıyordu.Giydiği giysinin kukuletası yüzünden saçları gözükmüyordu ama gri tonlarında olduğu belliydi.
 Yüzünde bir gülümseme belirdi.Dudakları kıpırdamadı ama ne dediğini net bir şekilde duydu. ‘Yanılmadığımı biliyordum.’ Ellerini ona doğru uzattı. Kafasında anlayamadığı dilde birkaç sözcük duydu, ‘Kızıl ışığı takip et. Beni bulacaksın’ dedi ve ortadan kayboldu.
 Birkaç saniye sonra boğazında büyük bir acıyla gözlerini açtı. Büyük bir mağarada olduğunu fark etti. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Burayı, nasıl geldiğini, kim olduğunu, hiçbirini… Yavaşça yattığı yerden ayağa kalkıp etrafına göz gezdirdi. Bir yerlerden su sesi geliyordu. Bulunduğu oda 3farklı yere açılan bir mağaracıktı. Nereden geldiği belli olmayan loş bir ışıkla aydınlanıyordu. Mağara zemininde irili ufaklı kayalar vardı. Suyun olduğu tarafa gitmeye başladı. Açıkmış ve susamıştı. İlerlemeye başladı. Üstündeki paçavra ancak avret yerini saklamaya yetiyordu. Mağaranın inanılmaz derecede sıcak olduğunu fark etti.
 Kendi bu düşüncelere dalmışken çıplak ayaklarına bir şey takıldı. Bunun bir taş olmadığını fark etti. Korkuyla ayaklarının altındaki şeye doğru eğildi. Kendine doğru çevirdiğinde bunun bir insan olduğunu, en azından bir zamanlar insan olduğunu fark etti. Ceset çürümüş ve adamın derisi hastalıklı bir gri rengi almıştı. İğrenerek cesedi bir kenara itti ve koşmaya başladı. Gördüğü ceset onu derinden etkilemişti çünkü mağaranın ışığında kendi derisinin de aynı hastalıklı gri renginde olduğunu biliyordu. Çıplak ayaklarına birçok taş parçası batmıştı ama bunu önemsemiyordu koşarken daha birçok cesede takıldı. En sonunda su sesinin olduğu yere varmıştı.
 Girdiği oda diğerlerinin aynısıydı. Sadece tavandan sızan kızıl renkli sıvı dışında… Bunun kan olduğunu anlaması için yakına gitmesine gerek yoktu. İğrenerek kanın aktığı yerdeki birikintiye doğru yaklaştı. Mağaranın loş ışığında kandan yansıyan kızıl ışık soldaki yola doğru düşüyordu. Hemen gizemli adamın söylediklerini hatırladı ‘Kızıl ışığı takip et. Beni bulacaksın’. Kesin bir kararlılıkla soldaki yola doğru yürüdü. Girdiği odalarda onlarca insanın çürümüş cesedi ile karşılaştı. Koşarak hep soldaki odaya saparak yol aldı. Çürümüş cesetlere bakmıyordu hatta neredeyse körlemesine koşuyordu ama her odaya girdiğinde çürüme kokusu daha ağırlaşıyordu.
 Koşmaktan bitap düştüğü sırada girdiği odadaki koku dayanılmazdı. Sanki cesetler yeni gibiydi. Bayılacak gibi oldu. Ellerine baktı. Gri diye mırıldandı ani bir adrenalin patlamasıyla yeniden koşmaya başladı. Bu kadar yaklaşmıştı cevaplara ihtiyacı vardı ve burada bırakamazdı. Koşmaya devam etti. En sonunda kokuyu bile duymaz olmuştu. Son girdiği oda diğerlerinin aksine temizdi. İnanılmaz bir şekilde acıkmış ve susamıştı sınırındaydı. Odanın sonundaki kızıl ışığı gördü ve daha bir şevkle koşmaya başladı. Mağaradan dışarıya adımını attı…
 Geceydi, dolunay vardı. Gizemli adamın dışarıda bir kayada oturduğunu gördü. Ona bakıyordu. ‘Seni daha geç bekliyordum’ dedi. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Ona soracak o kadar çok sorusu vardı ki. Kimim ben? Sen kimsin? Daha da önemlisi burası neresi? Diye bağırdı sesi çok sinirli çıkmıştı. Adamın yüzünde alaycı bir ifade belirdi. ‘Hüküm Günü, Armageddon, Ragnarok… ‘Herkes farklı bir isimle anar’ Bu isimler kahramanımız için hiçbir şey ifade etmiyordu. İfadesizde adama bakmaya başladı.
 Gizemli yabancı anlamadığı görünce yüzüne bir ciddiyet takındı. Kahramanımızın yanında belirdi. Elini omzuna koydu. Donuk buz mavisi gözler karşısındakini neredeyse hapsetmişti. En korkusuz insanları bile etkileyebilecek o soğuk, bütün duygulardan arınmış ses tonuyla tek bir sözcük söyledi;
‘Kıyamet…’

Edebiyat hocamız isteyince böyle birşey karaladım okul dergisi için.Bazı sözcükler komik gelebilir.Bir de armageddon dan başka birşey bulamadım yoksa alakasız durduğunu biliyorum :D

3
Başka Kurgular / Orman - Harlan Coben
« : 02 Mayıs 2010, 20:41:53 »

Yirmi yıl önce, yaz kampındaki dört genç bir gece yarısı ormana girmiş; sonrasında ikisi ölü bulunmuş, diğer ikisinden de bir daha haber alınamamıştır. Ancak şimdi, hayatları allak bullak olan bu dört aileyi yeni gerçekler beklemektedir.

New Jersey, Essex savcısı Paul Copeland kız kardeşini ve karısını kaybetmenin acısını yüreğine gömmüş, kendini altı yaşındaki kızına adamıştır. Aile hayatının sorumlulukları ve fırtınalı meslek yaşantısı geçmişteki acılarını biraz olsun unutmasına yardımcı olmaktadır. Ancak bir tecavüz davasının izini sürerken ortaya çıkan bir cinayet kurbanı Copeland'in geçmişe gömülmüş sırlarını tekrar toprak üstüne çıkarmak üzeredir.

Bu kurban kız kardeşiyle birlikte ortadan kaybolan kampçılardan biri midir? Kız kardeşi hâlâ hayatta olabilir mi? Copeland yirmi yıl önce, masumiyetini kaybettiği o yaz günü geride bıraktığı her şeyle yeniden yüzleşmek zorundadır. İlk aşkı Lucy, onları terk edip giden annesi, kardeşlerden bile saklanan aile sırları… Copeland neleri toprağın altında bırakacağına ve hangi gerçekleri aydınlığa çıkaracağına karar vermek zorundadır artık.

bazı zorlamalar dışında güzel bir kitap diyebilirim.Şöyleki kitaptan çok dalga geçtiğim bir bölüm;
Odadakiler birbirleriyle gereksiz konuşmalar yapıyorlardı ve Muse bu akaçlara ne gibi pisliklerin gittiğini,hangi temizleme malzemesinin kullanıldığını,Drano marka deterjanın işe yarayıp yaramadığını,ya da acaba daha kuvvetli bir temizleyici kullanılmasının gerekip gerekmediği gibi ayrıntıları hiç merak etmediğini düşündü.

4
Diğer Fantastik Eserler / Zifir - Orkun Uçar / Burak Turan
« : 19 Ekim 2009, 22:41:20 »
Forumda arattım ama bulamadım.Biraz da şaşırdım doğrusu



Cinler, insanlar, şeytanlar ve isyankâr melekler... Zifiri bir savaşın eşiğinde!... Hacer-ül Esved'de gizlenen sır neydi?... Amerikan askerleri Kabe'ye niye baskın yaptı?... Papa ve Amerikan Başkanı Bush nasıl öldürüldü?... Dünya insan kanına nasıl boğuldu?... Cehennemde büyük savaş!... Şeytan'ın orduları yeryüzünde savaşıyor!... Karanlık çağlarda, insan öncesi Dünya'da yaşananlar!... Kız Kulesi'nin altındaki sır neydi?

Kendi Fikrim:
Bazı isimler bana göre saçma gelse de (camide dalga geçen Burzum adında bir çocuk var örneğin :D)gene olarak iyi bir kitap heleki sonlarına doğru elinizden bırakamıyorsunuz herkese tavsiye ederim

5
Kurgu İskelesi / Pyrosin Şarkısı
« : 19 Ekim 2009, 18:53:08 »
Doğunun en güçlüsünden
Batının en zayıfına
Ulaştı en yüce efendi
Kendinden güçsüzlere

Ve geldi Pyrosin
Hiçbir uyarı vermeksizin,
Durdu Erynx önünde
Hiçbir tepki göstermeksizin

Birden kayboldu Pyrosin,
Suya dalan balıklar gibi
Görmedi Erynx hileyi,
Görmedi karanlığın ardındakini.

Yaptı büyüsünü Pyrosin
Yedi gün Yedi gece
Zaferini kutladı Erynx
Yedi gün Yedi gece

Geldi bir gece Pyrosin
Oturdu Erynx'in tahtına
Gördü Erynx ateşten bedeni
Çekti kılıcını saldırdı ileri

Gafil avlandı Pyrosin
Aldı ölümcül bir yara
Yada öyle sandı Erynx
Bakarken o gözlerdeki kızıllığa

İblisler gibi güldü Pyrosin
Kralın kılıcının saplı olduğu bedeniyle
Parladı bedeni bütün gezegenle
Alay etti bütün gezegenle

Öldü Pyrosin Kralın kılıcıyla
Öldü gezegen şeytani büyüyle
Ve patladı Pyrosin kendi büyüsüyle
Patladı bütün gezegen Pyrosin ile

Kibriydi Erynxi bitiren
Büyücüyü görmezden gelen
Ödedi bedelini bütün evreniyle
Büyücüleri zayıf gören...






6
Tartışma Platformu / Neden Fantastik Kitap Okuyorsunuz?
« : 19 Ekim 2009, 18:19:16 »
Konunun gayet açık olduğunu düşünüyorum,
Neden fantastik edebiyat eserlerini okuyorsunuz?

Beni gerçeklikten birazda olsa uzaklaştırması,insanları çok değişik durumlarda anlamamı sağlaması ve hayata çok farklı bir açıdan bakmamı sağladığı için okurum.

Sizin nedenleriniz neler?

Sayfa: [1]