Öncelikle söyleyeyim: Bu mesajı yazıyorum nitekim uzun zamandır bu konuda suskunluğumu korudum.Yazılarınızın çoğuna -yahut benim okuduklarımın çoğuna- hakim olan düşünceniz herhalde bu; eşekten adam olur, bizden olmaz. Madem şimdi hepimiz görüşlerimizi ortaya sürüyoruz, ben de bir çift laf söyleyeyim.Toplumsal hayatın bize bağışlamış olduğu esareti, elbette tümden inkar etmek doğru olmaz. Hepimiz doğrularımızla yanlışlarımızla ayakta kalmaya çalışırız. Varlık mücadelesidir bu, var olma mücadelesi... Ancak bu mücadeleyi böylesine küçümsemek doğru mudur acaba?Hiç kimse bir diğeriyle aynı değildir bence. Hepimiz tek bir buğday tanesine saldıran karıncalar dahi olsak aynı değiliz. Ben A şehrinden B şehrine ilerlemeye çalışan 1 numaralı araçsam, sende 2 numaralı araç olursun. Ama hiçbir koşulda ben olamazsın, aynı olamayız. Farklarımız vardır arada. Tıpkı 3 yaşındaki bir çocukla, 4 yaşındaki bir çocuğun arasında fark olması gibi. Yahut bir polisle bir terörist arasında fark olması gibi.İnsan yaşamını bu kadar basit bir denkleme indirmek doğru değil benim düşüncelerimde. Karşındakini hatta geç karşındakini kendini bu denli değersiz görmek, ne bana revadır ne sana. Bir eşek ile insan organizması arasındaki farkları görmezden gelip "Hepimiz aynıyız, her ne halt yersek yiyelim" düşüncesini benimsemek; sürekli yerip durduğumuz yargı sisteminin bile gözünden kaçamayacak bir adaletsizliktir.Bir konuda şimdiden anlaşalım: Ben pembe gözlük takan bir birey değilim. Ancak pembe gözlük takmadığım gibi siyah filtreli gözlük de kullanmıyorum. Beş numara miyop olmamı bir kenara koyacak olursak bütün gözlükleri çıkarmış bulunuyorum. Yine de şunu söyleyebilirim ki, "Hepimiz bir hiçiz" felsefesi, insanın hayatı kendisi için zorlaştırmaya çalışmasından başka bir şey değildir zannımca. Kendi yaptıklarımızın bedelini öderiz ve bunun içindir ki ödediğimiz bedeller dahi birbirinden farklıdır. Şimdi bütün bunlar varken, durup durup hayata isyan etmek ne diyedir? Neden sürekli bize dayatılan koşullara lanet edip, kendi dayattığımız koşulları sorgulamıyoruz?Bence bir müddet kendi köşemize çekilip, isyan etmeden önce her şeyi tartmamız gerekli.Son olarak söylemeliyim ki özellikle de yazının başlığına katılmıyorum. Herkesin adam olmadığı bir gerçek ancak gerçekten adam olmak isteyende, bunun için çaba verir ve eğer hak ederse olur. Çaba veren bunca kişinin emeklerini küçümseyip, onları bir eşekle aynı kefede tartmak nankörlüktür, adaletsizliktir, bencilliktir.Vesselam.
Toplumsal hayatın bize bağışlamış olduğu esareti, elbette tümden inkar etmek doğru olmaz. Hepimiz doğrularımızla yanlışlarımızla ayakta kalmaya çalışırız. Varlık mücadelesidir bu, var olma mücadelesi... Ancak bu mücadeleyi böylesine küçümsemek doğru mudur acaba?
Hiç kimse bir diğeriyle aynı değildir bence. Hepimiz tek bir buğday tanesine saldıran karıncalar dahi olsak aynı değiliz.
İnsan yaşamını bu kadar basit bir denkleme indirmek doğru değil benim düşüncelerimde. Karşındakini hatta geç karşındakini kendini bu denli değersiz görmek, ne bana revadır ne sana. Bir eşek ile insan organizması arasındaki farkları görmezden gelip "Hepimiz aynıyız, her ne halt yersek yiyelim" düşüncesini benimsemek; sürekli yerip durduğumuz yargı sisteminin bile gözünden kaçamayacak bir adaletsizliktir.
Son olarak söylemeliyim ki özellikle de yazının başlığına katılmıyorum. Herkesin adam olmadığı bir gerçek ancak gerçekten adam olmak isteyende, bunun için çaba verir ve eğer hak ederse olur. Çaba veren bunca kişinin emeklerini küçümseyip, onları bir eşekle aynı kefede tartmak nankörlüktür, adaletsizliktir, bencilliktir.