Kayıt Ol

Türkiye'de yazar olmak...

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Türkiye'de yazar olmak...
« : 08 Ağustos 2011, 14:42:48 »
Türk edebiyatının ileri gelen yazarlarından Elif Şafak, Türkiye'de yazar olmanın nasıl bir şey olduğu ve artıları ile eksileri hakkında güzel bir makale yayınlamış web sayfasında. Yazar olmaya hevesli arkadaşlarımıza bir faydası dokunur belki diyerekten ben de sizlerle paylaşayım dedim. Buyurun efendim.


Edebiyata heves duyan gencecik okurlar sağolsunlar içten bir merakla soruyorlar bazen: “Yazar olmak nasıl bir şey?” İşte bu yazı onlar ve sadece onlar için... Türkiye’de yazar olmak:

*Saatler, haftalar, aylar, seneler boyu aşkla, muhabbetle, özenle, sabırla, sebatla, tutkuyla didinmek, iğneyle kuyu kazar gibi satır satır, sayfa sayfa çalışmakçalışmak-çalışmak demektir. Bu işin yüzde 15’i kabiliyet ise yüzde 85’i emektir.

*Edebiyatı, romanları, buradan ta ötelere uzanan hayaller kurmayı, kelimelerle kalpten kalbe köprüler örmeyi sevmek ve kendini bir başkasının yerine koyabilmek, empati kurabilmek, hayata bambaşka açılardan bakabilmek, yüreğini ve zihnini geniş tutabilmek demektir.

*Hayallerin ve hikâyelerin naif dünyasında ikame etmeyi şu hırçın ve kavgacı “gerçek” âleme yeğlemek, hatta zaman zaman roman karakterlerini etten kemikten müteşekkil kimi insanlardan daha samimi, daha hakiki bulmak demektir.

* Harfleri ve kelimeleri çok ama çok sevmek, bir tek cümle için bazen bir saat düşünmek, ciddiyetle araştırma yapmak, ayrıntılara meftun olmak demektir.

*Her kitabın çıkışından önce hem çocuksu bir heyecan ve sevinç, hem de adeta eski bir dostuna veda edercesine burukluk ve hüzün duymak demektir.

*Roman kitabevlerine dağıtıldıktan sonra bir müddet söyleşiler verip, imza günleri düzenleyip sonra gene sessiz sedasız kendi kabuğuna çekilmek, yazıya dönmek, evrensel ve kadim olan hikâye anlatma sanatına canıgönülden inanmak, hep inanmak demektir.

*Bu esnada hiç tanımadığın, bir kez olsun tanışmadığın ve belli ki seni zerre kadar tanımayan kimi insanların ileri geri sözlerine maruz kalmak; gene de kimsenin aleyhine konuşmamaya özen göstermek, polemiklerden uzak durmak, sana avuç avuç çamur atana bir katre dahi çamur at-ma-mak, karşılık vermemek demektir.

*Seneler boyunca edebiyattan geçimini sağlayamadığın için başka işler yapmak, iki kat çalışmak durumunda kalmak, yazıya ancak akşamları ya da geceleri zaman ayırabilmek, on dört sene sonra kitaplarından para kazanmaya başladığında bu sefer de sırf bu yüzden eleştirilmek demektir.

*Eleştiriyi “bir şahıs hakkında tamamen olumsuz ve yıkıcı laf üretmek” zanneden bazı insanların imalarına, zanlarına, dedikodularına ve iftiralarına hedef olmak; bilhassa elit kesimin tepeden bakan, kimseyi beğenmeyen küçümseyici tavırlarına maruz kalmak, kitaptan çok kâtibin, yazıdan ziyade yazarın konuşulduğuna tanık olmak, her seferinde derin bir soluk alıp “Bu da geçer ya Hu” diyebilmek demektir.

*Seni ve ruh halini en iyi başka edebiyatçılar anlar, verdiğin emeği ne de olsa en iyi onlar kavrar zannederken ne gariptir ki gene aynı çevrelerden habire iğneli, habire ağılı laflar işitmek, gene de duymazdan gelmek demektir.

*“Kendisiyle söyleşi yapanlara iPad veriyor” yahut “Kitabını imzalarken yanında promosyon kırtasiye dağıtıyor” veya “Sarışın ve kadın olduğu için Batı’da ilgi görüyor, bu yüzden kitapları basılıyor” gibi yakıştırmaları internet sitelerinde, gazetelerde okumak, gözlerine inanamamak demektir.

*“Kitap kapağında takım elbise giymiş erkek resmi var, bak bu kitabın kapağında da erkek resmi var, demek ki kapak çalıntı” lafını duymak demektir.

*“Romanında Londra’da yaşayan göçmen aile var, bak öteki romanda da Londra’da yaşayan göçmenler var, hatta onlar da camdan bakıyorlar, demek ki 450 sayfalık bu roman aşırmadır” iddiasına rastlamak demektir.

*Söylenen ve yazılan bunca asılsız söze çoğu zaman gülüp geçmek, üzerinde bile durmamak, ama bazen de gülemeyip, kendi başına hüngür hüngür ağlamak demektir. Zaman zaman her şeyi bırakıp denizci olmak istemek, bunalmak-yorulmak-hırpalanmak demektir.

*Derken yolda sizi gören bir okurun yanınıza gelip, gözleri dolu dolu, yüzünde candan bir tebessümle size sarılıp, “Ben sizi o kadar seviyorum ki, hayatımda ne kadar büyük bir yeriniz olduğunu ah bir bilseniz” sözünü duymak, boğazında bir düğümle kalakalmak demektir.

*Beni nişan ve evlilik törenlerine, doğum günlerine davet eden, benden sevgililerine evlenme teklif ederken yanlarında bulundurmak üzere kitap imzalamamı isteyen, yatalak annesine okumak için kitabımı aldığını anlatan okurların mesaj ve mektuplarını okumak; düğün davetiyelerine AŞK’tan pasajlar koyanlara rastlamak yahut hapishaneden yazıp romanlar aracılığıyla hayata yepyeni bir nazarla baktıklarını söyleyenleri görmek; aynı aile içinde üç kuşağın aynı romanı okuduğuna ve sevdiğine tanık olmak; imza günüme gelen ve kuyrukta sabırla bekleyen 87 yaşındaki İstanbul hanımefendisi Leyla Hanım’ı, Diyarbakırlı garson Yılmaz’ı, Köln doğumlu ve bugüne kadar sadece Almanca okuduğu halde artık benim romanlarımla Türkçe edebiyat okuduğunu anlatan Murat’ı dinlemek; yüzlerce, binlerce okurun gözlerindeki muhabbeti, yüreklerindeki saygıyı ve aslında onların sadece ve sadece kitapla ilgilendiklerini, romanı sevdiklerini görmek; okurlarınla kurduğun bağdan taptaze bir enerji, ilham ve feyz almak; insana inanmak, edebiyata meftun olmak, harflere sevdalanmak demektir...

Kaynak:
www.elifsafak.com.tr
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #1 : 09 Ağustos 2011, 05:05:43 »
Ben bu yazıyı pek bir samimi ve tatlı buldum. Gözümde canlandı bir an kendimi onun yerine koydum "Derken yolda sizi gören bir okurun yanınıza gelip, gözleri dolu dolu, yüzünde candan bir tebessümle size..." kısmında ve benim de boğazım biraz düğümlenmedi değil. Ayrıca, 14 sene sonra satsa, ona da can kurban.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #2 : 12 Ağustos 2011, 11:10:32 »
Bu yazı benim de çok hoşuma gitti. En azından gelen eleştirilere ve kendisi hakkında bazen benim dahi söylemiş olduğum sözlere güzel bir şekilde cevap vermiş bulunuyor. Tebrik edilesi.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı PhoenixMan

  • ****
  • 919
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #3 : 12 Ağustos 2011, 13:13:10 »
Bana sırf o tepkiler yüzünden oturup alıntı yaptığı insanların konuşma şekillerinden, yazı tarzlarından ve düşüncelerinden yola çıkmış, onlar gibi konuşmaya çalışmış gibi geldi. Kendine ait bir yan göremiyorum ve ısınamıyorum Elif Şafak'a, Canan Tan'a. Yanıltılmak istiyorum, çünkü bu kadar okunan insanların bu şekilde yazmaları ve bu işi piyasa tam bunu isterken yapmaları bana koyuyor. İstediği kadar söylesin, hareketleri ve yaptıkları şey önemli. Tabii onları okuyan insanlar da öyle, gelip bana "Ben Nazım okudum" diye hava atan insanlarla karşılaşıyorum, çok ilginç şeyler bunlar... Ne yazık ki ben söylediği ve yaptıklarıyla pek bir alaka kuramadım.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #4 : 12 Ağustos 2011, 20:32:47 »
Elif Şafak hiç okumadım. Herhalde de okumam.. Yazının Elif Şafak'tan olduğunu görünce yine okumak istemedim ama olumlu yorumları görünce "bir okuyayım, neler demiş?" dedim.
Ve maalesef yine sadece kendi kitaplarının reklamlarını yaparak ve birazcık da duygusal sözler yazarak "aşırma" iddialarını yalanlamak istemiş. Hele hele son paragraflara doğru "AŞK" romanından ve okuyanlarının kitaplarından alıntı yaptığını, imza günlerinde her yaştan insanın ona kitap imzalatmaya geldiğini yazdığında "aşırma" iddialarını yalanlayan bir yazıda bile reklam yaptığını gördüm.
Amacım Elif Şafak'ı karalamak, küçümsemek vs. değil; ama piyasa romancılığı yapmak ve "Yazarlıktan para kazanamıyorum" demek...
Bir programda İhsan Oktay Anar, Elif Şafak için şuna benzer sözler söylemişti; "Türkiye'de domates de çok popülerdir ama ben domatesi çok severim."
Elbette onu okuyan bir kitle vardır, onların "roman zevklerini" tartışacak değilim. Ama Elif Şafak okumadım ve sanırım hala da okumayacağım..

Çevrimdışı daifunka_vc

  • ***
  • 618
  • Rom: 20
  • Kronik Öğrenci
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #5 : 12 Ağustos 2011, 22:44:20 »
Yazıdaki bir çok maddenin ufak dokunuşlarla bir çok meslek dalı için de geçerli olması maalesef çok daha üzücü. Elif Şafak hakkında yorum yapabilecek kadar eserlerini okumadım; ama yukarıdaki yazıda bir çok yönden yazdıklarına katıldım.
There are two secrets to becoming great. One is never to reveal all that you know. - PS:T

Çevrimdışı FaLLeN

  • **
  • 119
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #6 : 21 Ağustos 2011, 04:00:07 »
Araf, Mahrem ve Aşk'ı okudum. Aşk en sevdiğim üç romandan beridir. (Her şeyi böyle üç şeklinde ayırırım ben :P ) Elif Şafak'ı da çok sever, çok samimi ve entellektüel bilgi birikimine sahip biri bulurum. Bu yazısında da ben herhangi bir artniyet, reklam yapma ya da başka türlü bir çıkar kaygısı göremedim. "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır," demişler.  :D

Çevrimdışı Moonstone

  • *
  • 34
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #7 : 12 Eylül 2011, 22:37:11 »
Bu kadını ve yazdıklarını sonuna kadar destekledim, desteklerim. Türkiye için çok önemli bir şahsiyet olduğunu düşünüyorum. Bu tür değerlere sahip çıkmamız gerekirken sırf bir yazar başarılı oldu diye yerden yere vurmamız çok zekice (!) gerçekten.

Geçenlerde yazarın yeni çıkan İskender adlı romanını okudum ve internette gezinirken yeni kitabıyla ilgili bir habere rastladım. Haberde yazarın başka bir romandan kopya çektiği yazılmıştı. Elif Şafak yukarıdaki yazısında da bu haberden bahsetmiş hatta. Her neyse, o haberi paylaşan sitenin altına bir güzel yorum bıraktım. Yorumum hakkında bahsedersem; yazarların birbirlerinden ilham alabileceklerini ve milyonlarca yazarın, hikayenin olduğu bir dünyada farklı ülkelerde yaşayan yazarların da aynı şeyleri yazabileceklerini biraz sert bir dille anlattım. Anlatma gereği duydum. İskender Pala'nın Şah&Sultan kitabında sünni, alevi farketmeden aynı insanlar olduğumuzu vurgu yapmaya çalışırken bunun tam tersi anlaşılması, bu konuda kitabı okumayanların gereksiz yorum belirten vatandaştan ne beklenir ki zaten, demek beni üzüyor. Ama durum çok vahim arkadaş.

Şimdi Elif Şafak'ın da dediği gibi bu işten para kazanamayıp ikinci bir işle uğraşmak zorunda kalan insanlardan birisiyim ben de. Anneme yazar olmak istiyorum dediğimde bu işte para yok kızım, sırf yazarlık yapamazsın demesi gerçekten üzücüydü. Bunu bir de çok sevdiğim edebiyat öğretmenimden duymak beni bitirdi. Ben istemez miydim, istemediğim salakça bir bölümü üniversitede kazanmak için çökeceğime oturup yazmak.

Çevrimdışı Belgarion

  • **
  • 286
  • Rom: 1
  • Life is only joke maybe we make it!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #8 : 13 Ekim 2011, 20:16:38 »
Genel olarak elif şafağın yazıların beğeniyorum Ama ben artık şahsi olarak Elif Şafağ'ı samimi bulamıyorum. Bana göre artık yazmaktan çok popüler kültürle ilgilenen ve yazarlığın gelirinde olan bir yazara dönüşmek üzere. Bana göre kendisinin daha önce yazdığı kitaplar çok daha güzel ve uygun fiyatta iken şimdi yazdığı kitaplar daha fazla nasıl para kazanırım mantığıyla kaleme alınmış durumda.

HT okuduğum zamanlar ilk olarak onun bölümünü okur hatta küçük notlar alırdım ama artık ne düzgün bir şekilde gazetede yazıyor ne de bana göre samimi cümleler kullanmıyor kitaplarında.

Artı bir nokta ise yazar başarılı olduğunda beklenti artar ve iyi bir yazar bu beklentileri karşılamakla yükümlüdür.

Çevrimdışı ixna

  • *
  • 25
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #9 : 13 Ekim 2011, 21:34:34 »
Elif ŞAFAK'ı Canan TAN'la karşılaştırmayalım lütfen.Güpegündüz beleşçi olan Canan Hanım Elif Şafak ile karşılaştırılamaz bile.Elif Şafak yazdıklarını beğeniyorum emek verdiğini de düşünüyorum.Ama aynısını Canan Tan için söyleyemiyorum.Bütün kitapları birbirinin kopyası.En azından Elif Şafak'ın özgünlüğü var ve bu benim gözümde yazar sayılabilme  değerine sahip :D
\"Belki çok güzel bir zekaya sahip olmak hoş bir şeydir ama daha büyük bir hediye, güzel bir kalbi keşfetmektir.\" Akıl Oyunları "A Beatiful mind"

Çevrimdışı PhoenixMan

  • ****
  • 919
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #10 : 29 Kasım 2011, 14:17:57 »
Bu kadını ve yazdıklarını sonuna kadar destekledim, desteklerim. Türkiye için çok önemli bir şahsiyet olduğunu düşünüyorum. Bu tür değerlere sahip çıkmamız gerekirken sırf bir yazar başarılı oldu diye yerden yere vurmamız çok zekice (!) gerçekten.
Değil mi ne kadar zekice.

Ohooo ne demezsin biz zaten George Lucas'ı, Tolkien'ı, Rowling'i, Muzaffer İzgü'yü, Melih Cevdet Anday'ı, Nazım Hikmet Ran'ı ve daha nicelerini yerden yere vururuz. Hatta yere vurmaya layık bile görmeyiz, ayıp olur yere! Her neyse bu konunun Twilight'tan, Elif Şafak'ın da S. Meyer'den pek farkı yok benim için o yüzden tartışmak bile yersiz artık...

Dipnot: Kim olduğunu merak edip bloguna baktığımda bu mesajı niye yazdım dedim, hayır klavyede gezen parmaklarıma yazık. Elif Şafak'ın ve Meyer'in senin için de pek farkı yokmuş hani... Ha bir de, blog takipçilerin filmi izlememiş veya kitabı okumamış olabileceğinden dolayı, alenen spoiler vermemen blogunu sadece senin okumadığını düşünebiliyor olmanın getirdiği bir yaklaşım olurdu. İyi günler.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #11 : 29 Kasım 2011, 14:29:17 »
Forumlar tartışmalar belirli sınırlar içine girsin diye konulara ayrılmıştır. Herkes her yazar, her fikir hakkında istediğini -yanlış veya doğru- düşünebilir. Konu çerçevesinde, fikirlere karşı çıkılıp tartışılabilir.

Ancak bir üye bir başka üyeyi kişisel sebeplerden dolayı aşağılamaya çalışarak konunun gidişatını etkilemeye çalışma hakkına sahip değildir. Lütfen konu sınırları içinde tartışınız, kişisel atışmalara girip rencide edici sözler kullanmayınız.
try again fail again fail better

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #12 : 29 Kasım 2011, 19:25:54 »
Bu kadını ve yazdıklarını sonuna kadar destekledim, desteklerim. Türkiye için çok önemli bir şahsiyet olduğunu düşünüyorum. Bu tür değerlere sahip çıkmamız gerekirken sırf bir yazar başarılı oldu diye yerden yere vurmamız çok zekice (!) gerçekten.
Dipnot: Kim olduğunu merak edip bloguna baktığımda bu mesajı niye yazdım dedim, hayır klavyede gezen parmaklarıma yazık. Elif Şafak'ın ve Meyer'in senin için de pek farkı yokmuş hani... Ha bir de, blog takipçilerin filmi izlememiş veya kitabı okumamış olabileceğinden dolayı, alenen spoiler vermemen blogunu sadece senin okumadığını düşünebiliyor olmanın getirdiği bir yaklaşım olurdu. İyi günler.

Bence de bu yaklaşımınız çok gereksiz ve yanlış. Forum dediğimiz şey karşılıklı fikir alış-verişinde bulunabildiğimiz sosyal bir ortam. Konu hakkında istediğinizi, inandığınızı yazmakta özgürsünüz fakat diğer üyelerin kişiliğine hakaret edecek derecede yorumlar yazmak gerçekten yanlış.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Valheru

  • **
  • 220
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Türkiye'de yazar olmak...
« Yanıtla #13 : 29 Kasım 2011, 21:10:57 »
Toplum olarak yazılan bir yazıyı veya söylenen bir sözü başka bir yere çekmede üstmüze yoka.Türkiye'de yazar olmak adlı bir konunun Elif Şafak sempatizanlığına-antisempatizanlığına dönüşmesini şaşkınlıkla izledim.
Elif Şafak yazar olmsnın güzel yanları yanında kendi şahsi yaşadığı zorlukları gayet güzel bir şekilde kaleme almış Sevgili Mit'te yazarlığın dikenli bir gül bahçesi olduğunu hepimizden iyi bildiğinden bu yazıyı paylaşmış iyide etmiş.Bu arada konu dışında ettiğim 1-2 kelam için konuyu başlatan Sevgili Mit'ten özür dilerim.Neyse herkese iyi akşamlar. :)
Böylece anlaşmamız yazıldı,böylece anlaşma yapıldı
Düşünce zamanın okudur,anılar asla solmaz.
İstenen verildi,bedel ödendi