Bir taksici olarak Johnny'nin öyle saatlerce uyuyabilmek gibi bir lüksü yoktu. Bu yüzden uykusunu bölebilecek her şeyi yatak odasından uzaklaştırırdı; odada ne bir telefon, ne bir saat ne de ses çıkartabilecek bir sinek bulabilirdiniz.
Yine de bazı geceler bu değerli uyku bölünebiliyordu. Bunu yapan şey bir patlama sesi olunca, örtüye daha sıkı sarılıp uyumaya devam edemiyordunuz. Johnny ilk patlama sesiyle uyanmış, biraz doğrulmuştu ama etrafı dinlemek için biraz duraksamaktan başka bir şey yapmamıştı. Neden sonra, tam da tekrar uyumaya çalışırken bir kaç el silah sesi ve büyük bir patlama sesi duymuş ve hızla yataktan fırlayıp pencereye koştmuştu.
Karşı komşuları Dawsonların evinin ve arabalarının alevler içinde olduğunu görünce şaşkınlıkla bakakalmıştı. İlk şoku atlattığında polisi aramış ve üzerine düzgün kıyafetler giyip yavaş yavaş evin etrafına toplanmaya başlayan kalabalığa katılmıştı.
Çok geçmeden itfaiye ve polisler olay yerine gelmiş, duruma müdahele etmişlerdi. Olay yeri inceleme işini yaparken, polislerden birisi onu sorguluyordu.
"Peki Bay Wheel, bana ne gördüğünüzü baştan anlatır mısınız?"
Adam elinde not defteriyle yazmaya hazır bekliyordu.