Hugo ve Nebula Ödülü'nü aynı anda kazanan eserler takdirimi kazanmaya devam ediyor. Kurma Kız da beni bu konuda hayalkırıklığına uğratmadı.
Yalnız yorumuma geçmeden önce konunun forumdaki konumuyla ilgili bir kafakarışıklığımı dile getireceğim. Ütopya/Distopya bölümünde olmasına rağmen bence Diğer Bilimkurgu Eserleri'nde olmalıydı. Çünkü alt türünü bilimkurgusal distopya değil de bio-steampunk tarzına benzettim. Eh, buhar gücü yok ortada ama bilinen distopya tanımlarına da oturmuyor.
Konuyu daha fazla uzatmadan detayları kutu içine alayım. Spoiler içermiyor, sadece türüne dair yorumlarımın devamı.
Kitabın distopik yanını kabul ediyorum ama distopik bir atmosfere sahip olması onu bu türe sokmuyor. Mesela pulp fiction olan Aşıklar kitabında da distopik bir düzen vardı. Hatta yazar işi pulp fiction'a vurmayıp sistemi işlese ciddi ciddi distopya olurdu o kitap, ama değil. Bu bakımdan distopik bir düzene sahip olması onu bu türe sokmuyor bence. İşlenen bir sistem yok aslen. Bu bir olay hikayesi.
Kitaba gelecek olursam adı Kurma Kız olmasına rağmen tüm kitabın kurma kız Emiko üzerinden dönmemesine mutluyum. Kitapta 5 önemli karakter var ve ben her birini başarılı buldum. Hepsi kendine ait bölümlere ve kişiliklere sahip. Yazarın karakterleri tanıtmada, duygularını, umutsuzluklarını ve tutkularını yansıtmada başarılı olduğunu düşünüyorum. O Emiko zaten... Başlı başına iç parçalıyor.
Zihinsel olarak insanı yormadığını söyleyemem, oldukça çarpıcı kısımları da var ama kendinize gelemeyeceğiniz kadar büyük bir etki de yapmıyor yani.
Buna hiç katılamadım yahu. Kurma Kız yerine göre çok acımasız bir kitaptı. Emiko ile ilgili o meşhur iki sahne beni birkaç gün etkisinde tuttu. Hani forumda hep sert yazmaktan bahsediyoruz ya, yazar bunu feci biçimde uygulamış. Birden bire ortaya çıkıp vurması da ayrı bir koyuyor insana.
Konunun geçtiği mekanın tarihinde hiç sömürge yüzü görmemiş Tayland olması da bir başka takdir ettiğim nokta. Bir kere bize çok uzak bir kültürü tanıma şansı tanıdığı gibi kalori savaşlarını bereketli topraklara sahip bu gibi bir ülkeden göstermek de akıllıcaydı diye düşünüyorum. 23.yüzyılda yaşanan çöküş, benzinin bir kral için bile lüks demek olduğu dönemlerin yansıtılması da aynı oranda başarılıydı.
Bu yorumu fazla uzatmayacağım. Benden önce yeterince şey söylenmiş. Konusu, vuruculuğu ve özellikle karakterleriyle ödüllerini hak etmiş bir kitap. Herkesin kaldırabileceğini düşünmüyorum, ama ağır bir eser olduğundan değil. Bazı kısımları gerçekten etkiliyor insanı. Gri dünya, kesinlikle gri karakterler ve sonunda bile illa ki rahat nefes aldırmayan bir kitap.
Türe ilginiz varsa kaçırmayın derim.