Kayıt Ol

Okuduğunuz yazı hakkındaki düşüncelerinizi yazara iletiyor musunuz?

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Mesela kitapçıya gidip bir kitap aldınız ve okudunuz. Çok hoşunuza gitti. Bu konudaki düşüncelerinizi yazara bir şekilde ulaştırıyor musunuz? (Mail, kişisel web sayfası vs. aracılığı ile.)

Daha basite indirgersek forumda yazarlarımız var onların öykülerini sessiz sedasız okuyup hiçbirşey yapmamayı mı, onları eleştirmeyi mi, yoksa bir şekilde onlara ulaşıp bak bu yazın çok güzeldi demeyi mi, yoksa gizliden gizliye özel mesajla düşüncelerinizi iletmeyi mi tercih ediyorsunuz, neden?

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Mesela kitapçıya gidip bir kitap aldınız ve okudunuz. Çok hoşunuza gitti. Bu konudaki düşüncelerinizi yazara bir şekilde ulaştırıyor musunuz? (Mail, kişisel web sayfası vs. aracılığı ile.)

Daha basite indirgersek forumda yazarlarımız var onların öykülerini sessiz sedasız okuyup hiçbirşey yapmamayı mı, onları eleştirmeyi mi, yoksa bir şekilde onlara ulaşıp bak bu yazın çok güzeldi demeyi mi, yoksa gizliden gizliye özel mesajla düşüncelerinizi iletmeyi mi tercih ediyorsunuz, neden?

İnceleme yapıyorum :P.

Basılı kitaplardan beğendiklerimi kalemim yettiğince incemelerle ödüllendirmeye çalışıyorum. Bu bir övgü olduğu gibi, hem başka okurlara kitabı duyurup tanıtma hem de yazarın da bu incelemeleri okuyup beğenen okurlarının fikirlerini detaylıca görmesidir diye düşünüyorum.

Yukarıda dediğimin bir benzerini Deliliği Beklerken adlı kitabın yazarı Onat Bahadır ile yazdığım inceleme üzerinden yaşadım.

Özellikle Türk yazarların böyle şeylere ihtiyacı var bana göre. Bu nedenle inceleme yapmak benim için bir numaralı teşekkür yöntemi. Çünkü yazara teşekkür etmekle kalmıyor, anasayfada başka okurları teşvik etmiş oluyoruz.

Forum kapsamında konuyu daraltacak olursak, uzun zamandır pek öykü okuyamadığımı söylemem lazım. Bunun nedeni aldığım eğitimin zorluğu ve beni vakitsiz bırakmasıyla doğru orantılıdır. Ancak okuduğumda da beğenmediğim yazılara yorum yapmıyorum.
Aslında "beğendim" demeden önce "beğenmedim, çünkü" diye yorum yapmanın önemi bence daha büyük. Fakat herkese de bunu diyemiyorsunuz. Ha siz eleştirince bu defa etraf galeyana gelebiliyor, o da ayrı konu. (bkz. bilmemkimi nasıl eleştirirsin) Ama ben herkesin eleştiriye açık olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle o sessiz sedasız okuyan takıma giriyorum ben.

Son durum ise, eğer yazarı tanıyorsam ve yazısını okuduysam, çoğunlukla özel olarak düşüncelerimi iletiyorum. Forumda altında yorumum olmayan birtakım öykülerde tanıdığım kişilere özel olarak iletmişliğim var. Ama yorum yazmanın da bir zorluğu var bence. İnsan tanıdığı kişiyi bile eleştiremiyor bazen. O zaman da yorumun pek bir anlamı kalmıyor.

Çevrimdışı Demigod

  • **
  • 253
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ben yazmıyorum ve de sanırım tecrübeli bir okur olduğum söylenemez. Hala ilerleme safhasında olduğum düşünülürse bir yazıyı eleştirmek için yeretsiz olduğumu düşünerekten yorum-eleştiri vs. yapmam. Ama okurken hoşlandığım yazılarda genelde bunu belirtirim. Eh, hatırladığım kadarıyla da daha önce bir yazara eseri hakkında görüş belirtmedim.
Sonuç olarak ben genelde sadece okurum, kendimce eleştirimi içimden yaparım diyelim.
“Bu basit ama anlatması pek de kolay olmayan bir hikaye. Tıpkı bir masal gibi. Masallarda ne kadar hüzün varsa o kadar hüzünlü ve en az masallardaki kadar çoşkulu bir hikaye.”
-La vita è bella

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Kitap bazında hayır çünkü okuduğum kitapların çoğunun yazarı ya ölmüş ya da ulaşamayacağım kişiler oluyor. Ulaşabilecek olsam bir şey yapar mıydım ondan da emin değilim zaten. Ama site içinde, gerek seçkide olsun gerek Kurgu İskelesi ve Düşler Limanı'nda olsun eğer bir hikayeyi okursam ve vaktim varsa elimden geldiği kadar yorum yapmaya çalışıyorum. Çünkü burada yayınlanan yazılar kendisini daha iyiye götürebilecek insanlar tarafından yazılan şeyler. Yorum yapmak da o esere karşı verilen güzel bir karşılık. Tabi burada yorumdan kastımız da önemli, benim yorum deyince anladığım, olması gerektiğini düşündüğüm şey, içinde okurun kendi düşüncelerini olumlu ya da olumsuz fark etmeden barındıran yazıdır. Dolayısıyla hikayeye karşılık yazılan yorum hem o yazarın işine yaramalı hem de hikaye hakkındaki görüşü barındırmalı. Bu yüzden de bazen okuduğum hikayelere yorum yapamadığım oluyor işte, yeterince nitelikli olmayacaksa hiç olmasa da olur diye düşünüyorum.

Yorum güzeldir ya. Yapmalı.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Kanashii Uchiha

  • **
  • 99
  • Rom: 9
  • Melek sesli iblis ve kan damlaları...
    • Profili Görüntüle
Seçki de ve bloglarda yazılan, çeşitli paylaşım sayfalarında ve ya facebook da beğenerek okuduğum yazıların muhakkak ödüllendirilmesi; varsa irite eden yönlerin yazının sahibine iletilmesi gerektiği kanısındayım. Aslında akıllarda yer eden yönlerin ya da lüzumsuz olan tarafların, anlaşılamayan yerlerin sorulması ve ya dikkatlerden kaçan küçük şeylerin yazı sahibine iletilmesinde, yazıyı yazan kişinin  gelişimi yönünde fayda sağlayacağını düşünüyorum.  Bu yazarı mutlu ederken çalışma azmine katkıda da bulunacaktır. İnancım bu yönde ama siz bir şey anlatırken başka bir şey anlayan; ya da tam değindiğiniz noktaya ulaşamadan eleştirdiğiniz kişiyi savunanlar bu durumu zorlaştırıyor, hatta imkansız kılıyor bazen.

Kendimi vererek okumak ve düzgün yorumlar yaparak yazara katkıda bulunabilmek aslında benim için çok önemli. Fakat gözüme takılan yerleride yazarla paylaşabilmeyi sorular yöneltip tahminlerde bulunabilmeyi, tam anlamlandıramadığım yönleri yazarın kendi ağzından dinlemeyi, kendi sözleriyle yönlendirilmeyi çok isterim. Ama günümüz insanının kibirli yaklaşımı, farklı bakış açılarını görmekten korkması, alçak gönüllülükden yoksunluğu kimi zaman bende ki yorum yapma isteğini yok ediyor. Oysa iyi ya da kötü benimde bir fikrim var. Yazar denen şahsına münhasır kişinin de benim duygu dünyamda büyük bir yeri varsa, elbette ki onunla sohbet edebilmek ve yargılama yapmadan sıkılıp usanmadan benimle bütünleşebilmesini isteyenlerdenim bende. Kimi zaman bunu becerebiliyor olsakta çoğu yazar arkadaş buna izin vermiyor maalesef. Çünkü taktıkları at gözlükleriyle baktıkları yaldızlı aynalarda sadece kendilerini görmekle meşguller.

Bazen yorumlarımı iskeleden birilerine ulaştırıyorum. Fakat şu ana kadar seçkide okuduğum 40 dan fazla hikayeye yorum yapmadım. Beğenmediklerime de Begendiklerime de bir şeyler karalayabilmeyi isterdim aslına bakarsanız. Maalesef birtakım noktalar beni bundan alıkoydu. Aslında çekindim demek daha doğru olur. En sıkıntı duyduğum konu ise seçki de önemli yöneticilerin yazmış oldukları hikayeleri değerlendirememekle alakalı oldu. Yanlış anlaşılmaktan, şirin görünmek için bir şeyler söylemiş gibi olmaktan büyük yeis duyuyorum aslını isterseniz. Bu nedenle seçki de yer alan devasa güzel öykülere yorum yapmaktan alıkoyuyor bu durum beni. Özel mesajla rahatsız ederim düşüncesinden ötürü kimseye bir şeylerde söylemedim. Bu nedenle görüşlerimi kendime saklayıp, zamanı geldikçe öneriler yapmakla yetineceğim. '^^'

Abuk subuk, mesaj sayısını yükseltme kaygısıyla yorumlar yapanlara ve ya anlamsız yönde, insanı yaralamaya ya da şevkini kırabilecek tarzda yorum yapmaya da karşıyım. Oysa bazen, yazıyı  sadece olumsuz nokta bulmak için mercek altına aldığı belli olan eleştri stillerine rastlıyorum. O kadar açık bir sureti var ki yazılan satırların, ne insanda yazma şevki kalır o yorumdan sonra, ne de paylaşma azmi bulur yazar kendinde.Yani yalnızca hata aramak için yapılan yorumlar ne kadar uzun olsa da (ki uzun yorum içi boş olduktan sonra hiç bir şey ifade etmiyor.) maalesef yazarıda yorumlayanı da bir yerlere ulaştırmıyor.

Kayıp rıhtımda bunu bir noktaya kadar aşabildim. Alçak gönüllü tavırları ve sıcak yaklaşımlarıyla, kendine özgü kişiliğiyle saygı duyduğum Sevgili M. İhsah Tatari buna güzel bir örnek oldu. Bir yorumun ardından kısada olsa üç beş satırla o yorum üzerine sohbet edebilmek fikirlerinizi kanlı canlı samimi bir yazın işçisiyle paylaşabilmek hem bana onur verdi hemde bir yazarın nasıl olması gerektiği konusunda ki düşüncelerimi pekiştirdi. Herkes herşeyi eşit oranda bilir ya da aynı şekilde bir düşünce tarzı sergiler diye bir kaide yok. Farklı da bakabiliriz. Ama rahatca yorum yapabildiğimiz ve yaptığımız yorumlara bir cevap alabildiğimiz sürece o yazara bağlanır ve takipçisi oluruz diye düşünen gruptanım.
Tutunabilecek her şeyin yok olduğunda var olursun...Gerisi sadece suretlerin karmaşası!

Çevrimdışı Spectra

  • *
  • 7
  • Rom: 0
  • Salem'in Ruhu
    • Profili Görüntüle
    • İnsan Arada Yazmalı.
Ben okuduğum yazılar hakkındaki düşüncelerimi söylerim tabi ama kitap açısından olay farklı. Bir yazara eleştirilerimi iletmiştim -hemde iyi eleştiri- ama hayal kırıklığına uğradım. Amatörlere her zaman söylerim düşündüklerimi.
İçimde Nedensiz Bir Küfür Etme İsteği...