bölüm 3 = kulübedeki tartışma
"Sana inanmıyorum!! Bunlar yalan!! Benim annem falan yok !! Yıllar önce öldü, bir ölü o ! Hem kraliçe falan da değildi!!"
"Nereden biliyorsun?" dedi Tina. Almira duraksadı.
"Ben.. Biliyorum işte, o benim annemdi!!" dedi.Bağırıyordu artık.Boğazına kadar dolmuştu. Biraz daha üstüne gelirse patlayacaktı..
"Size bunu kaıtlayabilirim.İzleyin beni."dedi Tina.
Yürümeye başladılar.Şehre değil de tam ters yöne gidiyorlardı.Uzunca bir süre yürüdüler. Sonunda kulübeye benzer bir yere geldiler.Tina kapıyı çalmadan içeri girdi.
"Tursdem, burada mısın? "
Yatağa benzeyen bir şeyin içinden ufacık bir siluet belirdi. Gerçekten de ufacıktı. Bir çocuk boyundaydı bu kişi. Sanki günlerce sırtında taş taşımış gibi bir hali vardı, çünkü çok yorgundu. Gözlerini biraz araldı ve Almira bir çift yeşil gözün ona baktığını gördü.
"Bak, sana kimi getirdim." dedi Tina bu küçük insana.
İnsan ona baktı ve birden ayağı fırladı.Ayağa kalktığında Almira onun ufak, şirin yüzlü bir kadın olduğunu gördü.Kadın genizen gelen, insana paslanmışlık hissi veren bir sesle konuştu.
"Galeçya!" dedi Tursdem.Tina gülümsedi
Sonra Almira olanlara pek bir anlam veremedi. Tursdem aniden ağlamaya başladı ve Almira onu dizlerine kapanarak var gücüyle çekiştirirken, "Sevgili Galeçya'mız, sonunda geldiniz !!! Bizi bırakmayacaksınız değil mi??!! Kurtulduk; Tİna; kurtulduk!!! Pakesti kurtuldu !! " gibisinen ve daha nice sevgi sözleri yağdırırken buldu...
Tina üzerindeki çuval-giysiyi çıkarmıştı ve kulübe daha aydınlık görünüyordu.Tursdem biraz sakinleştikten sonra Tina konuşmaya başladı.
"Tursdem, bize biraz eskilerden bahseder misin? Galeçya'mızın buna biraz ihtiyacı var." dedi o yumuşak sesiyle.Tursdem başını salladı ve çok önemli bir iş yaparcasına heyecanla anlatmaya başladı.
"Burası çok, çok güzel bir yerdi efendim.Derelerinde rengarenk balıklar yüzerdi. Ağaçları kocaman meyveler sunardı bizlere.. Gökyüzünden gökkuşağı hiç eksik olmazdı.Yazları, her gece partiler yapılırdı. Herkes birbirini tanırdı ve kimse kavga etmezdi.Ve de her yer alabildiğine yeşildi!!
Sonra..Kraliçe kayboldu..Bir kızı olduğu söylemişti bize.Kim olduğunu, nerde naıl yaşadığını bilmezdik. Onun uzun yıllar sonra geleceği ve bize hükmedeceği söylenmişti. 'o amana kadar çok felaket göreceksiniz, dayanın !' denmişti.Kraliçe kaybolunca yerine erkek kardeşi Lezginka geçti. Hiç kimse ona dur diyemedi, güçsüzdük.Bizden sihrimizi çaldı-"
"Sihriniz mi?"
"Ah, evet.Burada herkes sihir kullanır.Ama sihrimiz çalındı.Size inanan çok kişi var.Kimisini kuleye kapattı, kimimizi öldürdü ! Benim gibi bazı zavallılar kaçmayı başrdı. Uzaklarda gizlice yaşamaya çalışıyorlar..Ama ihanet eden hainler de var.Onlar dda Lezginka'dan ucuz sihirler almaya uğraşıyor.." Tursdem bunları bir heyecanla söylemişti ve Almira kulaklarına inanamıyordu.
"Yani..Şimdi..Ben..?"
"Evet,siz bir prensessiniz." dedi Tina.Gülümsüyordu.
"Ama.. ben yapamam..beceremem.."
"Ah, yalnız kalmayacaksınız.Ben her zaman yanınızda oacağım.Ve işimizi halledene kadar Tursdem sizi burada ağırlamaktan onur duyacaktır, değil mi Tursdem?"
"Tabii ki efendim, Galeçya'yı ağırlamak bir şereftir!!" tekrar ağlamaya başlamıştı ve onun bu sulugözlülüğü Almira'nın hoşuna gidiyordu.
"Pekala.Elimden geleni yapmak isterim.Ama söyleyin bana, nasıl yapacağız?"