Kayıt Ol

Ofrendas

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ofrendas
« : 30 Mayıs 2012, 02:44:19 »
Ofrendas (o-fren-das’), Türkçe'ye "Ölülere Sunulanlar" şeklinde çevirilebilir. Meksikalıların Day of the Dead'inde, ailelerinin ölü bireylerine sundukları şeyleri temsil ederler. Bunlar çiçekler, çocuklara oyuncak ve yetişkinlere tekila olabilir. Ölülerini hatırlamak ve kopmamak ister o halk. Ölülerine daha yakın olmak. Onların onları duyduğunu bilmek.

Ölüler ise, yaşayanlardan kopuktur ve boşvermiş. Onlar yaşayanları önemsemez, cevap vermezler. Çünkü ölümden sonra herkes yeraltındadır ve hepsi birincil kimliklerinden kurtulmuşlardır. Yaşamın kararları saptıran kalın perdesi gözlerinden kalkmıştır. Ölüler, yaşayanları anlayamaz. Çabaları onlara boş gelmektedir.

Bu nedenle, Grimoire'i bulan büyücü, öte dünyalara bakmaya can attığına pişman olamazdı artık. Çünkü bulduğu o kitapla bu dünyadan ötesini aramıştı. Bu dünyadan daha fazlası olduğuna inanmaya çalışmıştı. Buldu da orayı, ancak bulduğu yer Pandæmonium'du. Ve Pandæmonium olduğuna inanmak istemedi, onun için doğru cevap bu değildi ve olmamalıydı.

Sonunda kabullendiğinde ise, evrendeki en tarafsız yere adım attı adam.
#rekt

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ofrendas I - Prologue
« Yanıtla #1 : 30 Mayıs 2012, 12:44:08 »
"Sonsuz karanlıkla boyanmış sonsuz aydınlıklara sahip, sonsuz ve kayıp bir diyara adım attı yabancı..."

Aynı zamanda kudretli aynı zamanda insanı çıldırtacak derecede ürpertici bir ses, duvarları olmayan bir alanda yankılandı. Ses yükselip alçaldıkça hava ısınıp soğuyor, renkler parlaklaşıp matlaşıyor ve zaman yavaşlayıp hızlanıyordu. Burası her şeyin ve hiçbir şey olduğu yerdi, burada her şey olmuştu ya da hiçbir şey olmayacaktı.

Sesin yankısı henüz bitmeden ya da ses bu diyarlarda çoktan unutulduğunda, büyücünün karşısında bir şekil belirdi. Burada size karşısına çıkan adamı anlatmaya çalışacağım fakat o diyardaki kavramları ya da görüntüleri sizlere net bir şekilde aktarmak neredeyse imkansız. Fakat deneyeceğim.

Beliren adamın dizlerinden aşağısı yıldızsız bir gecede hafif hafif kıyıyı döven bir deniz gibiydi. Adamın üzerindeki kıyafet evrenden dikilmiş, üzeri ise ateşle işlenmişti. Omuzlarına dökülen saçları uçsuz bucaksız bir ormanın ağaçları arasında dolaşan bir esintiyi, gözleri ise kurumuş bir su kuyusunu andırıyordu. Adam koyu lacivert kokuyordu, adamın bakışları ağızda buz tadı bırakıyor, hareketleri kulakları tırmalıyor, sesi duyanı ısıtıyor fakat ortamı soğutuyor gibiydi.

Adam suratındaki ifadeyi hiç bozmadan gülümsedi, kollarını iki yana açtı ve konuşmaya devam etti.

"Ve ben, ötedekileri arayan ve bulduklarını beğenmeyen bu adamı karşılıyorum. Son sözünü az önce söylemiş fakat yıllardır konuşmamış olan büyücü, buraya neden geldiğini merak ediyor. Ben de."
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ofrendas
« Yanıtla #2 : 28 Mart 2015, 02:15:18 »
Sigarası ağzında, ucu gökyüzüne bakacak şekilde duruyordu siyah, kısa saçlı kadının.

Gözlerine kaçan sigara dumanı rahatsız ediyordu, yakıyordu ve neredeyse ağlamak üzereydi. En sonunda sigaranın öyle durmasının ne cool ne rahat olmadığını fark ettiğinde elini götürüp parmakları arasına aldı. Sigara içmeyi bırakmadı ama. Sigara içmeyi çok severdi. Neden o da bilmez, sigaranın zararlı olduğunu bilirdi.

Sigara içenler kulübüne de üyeydi. Bir kaç arkadaşıyla beraber birbirlerine sigarayı ne kadar çok sevdiklerini anlatmaktan hiç vazgeçmemişlerdi. Çeşitli sigara içme yöntemleri ve markalar üzerine adeta master sahibiydiler. Şu anda arkamda yalanan kediye sorsan onlar bile bunu bilirdi.

Bir gün o kadın kovuldu. Neden o da bilmiyordu, ama kovuldu. Kovulmasının sebebi editorial ne demek bilmeyişiydi. Gazetede çalışıyordu, ancak esasında yeni medyadan olduğu için bu tarz kavramları anlamıyordu.

O gün evine yürürken yolda araba çarptı, öldü. Arabayı süren bendim. Cesedi alıp kuzeydeki göllerden birinin içine attım, içinde ağır taşlarla.

Eğer ceset torbasını bulursanız içinde bir not var, ve iki demir para. Charon kutsasın umarım nehirleri geçer de bir daha dönmez. O kısa saçları ve çirkin suratı görmek istemiyorum.

Hah, ayrıca, işe girdim. Beni işe aldılar inanabiliyor musunuz?

Önceki kadın işi iyi yapmamış duyduğuma göre.

Harry Jennings
Anılarım, S. 148


Not: Marius'un siteye bir şey yaz demesi üzerine...
#rekt