Başım yatakta fazla kaldığımı fütursuzca hatırlatarak ağrımaya başlayınca önce doğruluyorum, gözlerimi kaşıyıp ve iyice kendimi uyandırdıktan sonra ayağa kalkıyorum. Rüyanın görseli ve işitseli zihnimden yavaş yavaş kaybolurken verdiği his ve beni içine soktuğu mod bir süre kalıyor. Uyanınca hatırlamadığım ama korkutmaya devam eden karanlık kabuslar gibi bir tad bırakıyor ağzımda. İyi ki gece uyanmamışım diye düşünüyorum, kendisi her ne kadar korkunç olmasa da tedirginlik hissi karanlıkta katlanarak gerçekte olduğundan çok daha fazla etki gösterebilirdi.
Allak bullak olan kafamı biraz olsun rahatlatmak için elime ilk gelen kitabı alıyorum ve rastgele bir sayfayı açıyorum.
Sanki daha iyi anlayacakmışım gibi kaşlarımı çatarak okuduğum satırları kafamın dağınıklığından algılayamayınca bir kez daha okuyorum. Dokunabileceğim kadar yakında olan ama yine de bana çok uzak gelen kelimelerin içinde kaybolana kadar okuyorum hatta. Sonra beğeniyor, takdir ediyorum bu satırları. Onaylıyor, katılıyorum. Ama şaşırıyorum aynı zamanda, çünkü daha önce buna benzer hiçbir şey okuduğumu hatırlamıyorum. Hatta bu tarz kitaplarla pek işim de olmaz, bir fikir vermesi için çevirip ismini okuyorum: "Purgatorio".
Geçtiğim günün ve gecesinin sıradışı deneyimleriyle kitabın yoktan evime gelmiş olabileceğini, veya birinin benim için bıraktığı bir işaret olabileceğini düşünüyorum önce. Saatlerle sınırlayabileceğim son zamanlarda başıma öyle tuhaf şeyler geliyor ki kitabın da tuhaflığını aralarına katmaktan, gerçekte sahip olmadığı ütopik anlamlar yüklemekten geri duramıyorum. Neden sonra (belki de beynim yeni yeni çalışmaya başladığından) hatırlamaya başlıyorum kitabı. Yazarına bakıyorum ve masadan aldığım küçük bir kağıda not ediyorum daha sonra araştırmak için. Notu da yatağımın başına yapıştırıyorum. O zaman da muhtemelen ilgimi çekmemiş ki bir kenara atmışım. Ama belki daha sonra bakabilirim düşüncesiyle kitaplıkta daha bir önlere yerleştiriyorum kitabı. Önlerde durmaktan gayet memnun, hatırlandığı için övünçle ve gururla bana bakıyor yeni yerinden kitap.
Garip ve aklımın belki de kaldıramayacağı yeni bir deneyim yaşamadan aceleyle banyoya atıyorum kendimi. Bu arada da dikkatimi hiçbir şey çekmesin diye sağa sola bakmamaya özen gösteriyorum. Hem bedenimi hem de zihnimi temizleyecek soğuk sudan daha iyi bir arkadaş bulamayacağım için başta beni irkiltmesine hiç bozulmuyor, gözlerim kapalı usulca kendimi ona teslim ediyorum.