Robert Downey Jr. olmasa bu seriyi izler miydim bilmiyorum. İyi ki o oynadı ve bir süre olsun sıkıcı dünyamdan sıyrılıp hiçbir şey düşünmeden eğlenceli filmler izlemiş oldum. Ben bu seriye bu gözle baktığım için her zaman eğlenmişimdir; bu film de eğlenceli, hızlı ve gösterişliydi. Senaryoya fazla takılmadan, beyaz perdede dönen, uçuşan, patlayan nesneleri ve kişileri izlerseniz sorun yok; ama birazcık durup düşününce senaryonun çok kötü olduğunu hemen görüyorsunuz. İzleyicinin zekasını yüceltmeyen bir öyküsü vardı filmin; lunaparkta hissettiğimiz keyif gibi, şu 5D filmlere gittiğimizde yaşadığımız kısa süreli görsel haz gibi gelip geçici bir his yaratıyor film.
Karakteri umutsuzluğa sürükleyerek, onu çaresiz kılıp insana daha çok yaklaştıracaklarını düşünmüş olmalılar; bu iyi işleyen bir senaryoda geçerlidir tabi ve film kişisinin içini doldurur ve onu daha gerçek kılar; ama bu filmde Iron Man'in içi öyle boşaltılmış ki o teknoloji harikası posasını izlemek bile sıkıcı oldu bazen. Serinin en salak Tony Stark'ı ile karşı karşıyaydık bu filmde. Yaptığı salaklıkları bağladıkları travma da gerçekçi olmadığı için iyice sinir bozucu oldu.
Yaratıcılıktan yoksun bir öyküsü vardı filmin: Aşağılandığı için öç alan karakterler, Amerika'ya kafa tutan doğulu terörist, dibe vuran baş kişi, aşka verilen karikatür değer, zıvanadan çıkan bilim insanları, baş kişiye büyük yardımları olan küçük film kişileri vs.
İyi dedim, kötü dedim, ne dedim? Senaryoyu umursamazsanız eğlenirsiniz, aksi halde sinir bozucu olabilir. Transformers serisini izlerkenki hisssettiklerimi duydum ben film boyunca: Bolca metal, parlak ve güçlü metaller ama içi boş; bunca ses de oradan geliyor.