Yayınevlerine ateş salınmasıyla ilgili beddua edecem ama bedduaya karşı biriyim olmaz.
Keşke sadece para olsa bir de mesele. Yayınevlerine attığınız maillerin cevaplanmaması bir yana, bazı yayınevlerinin istediği dosyalara hala aklım ermiyor. Son okuduğunuz 3 kitap var mesela bazılarında. Kel Oğlan, Cin Ali, Ayşecik yazıp göndereceksin aslında ama olmuyor işte. Kitabın özetini istemelerine ayrı bir sinir oluyorum. İlkokul çocuğu gibi özet çıkartırıyorlar. Ulen oku işte göndermişim kitabı. Koca kitabı üç sayfada neyini özetleyeyim. Yüzüklerin Efendisi'ni üç sayfada anlatsanız ne kadarını anlatabileceksiniz ki mesela?
Hele CV isteyenler yok mu :@ Çöpçüyüm arkadaş yok CV'im. Yanlış anlaşılmasın burada çöpçüleri aşağılamıyorum ama adamlar sürekli bir kariyer geçmişi peşindeler. Profesörüm, bilmem kaç tane öykü yarışması kazandım, bilmem ne derneğine üyeyim... Sanki iyi bir yazar bunlardan oluşuyor.
İlk kitap deneyimi olan kişinin elbette bir sürü yazım hatası, cümle bozukluğu, olay gelişiminde eksiklik olacaktır. Fantastik, bilimkurgu, polisiye veya korku romanı yazarları için ön planda olması gereken olay kurgunun ta kendisi olmalı. Diğer hatalar editörün yardımı ile zaten kolayca düzeltilir. Ama editör denilen arkadaşlar yaya yaya iş yapıp bir de utanmadan kitabın ilk sayfasına adlarını yazmayı misyon edindikleri için böyle çabalara girmeyi hiç adet edinemiyorlar.
Sistemi tam bilmiyorum ama her alanda torpil olan ülkemde editör de bu şekilde işe alınıyordur tahminimce. Okumayı seviyor musun? İyi gel çalış o zaman ya da bilmem kimin yiğeni falan diye işe giren kişiye kitabınızı emanet ediyorsunuz. Düşünün mesela bu kişi vampir romanlarına bayılıyor ve siz bilimkurgu gönderiyorsunuz. Sonra yetersiz bulunup aynen geri gönderiliyor -_-
Neyse, ben çok doluyum bu konuda daha fazla konuşursam sitedeki demirbaşların nefretini körükleyeceğim bu gidişle. Kısacası bizim ülkenin adam olması için yog'dan fazlası, hatta "yogobogodogo" gibi bir şey lazım.