kitap gerçekten güzel başlıyor, Holston'ın ölümü maalesef şaşırtmadı çünkü spoiler yemiştim.

Ama yine de ne oluyor dedirtiyor. Sonrasında karakterlerin patır patır dökülmesi daha bir meraklandırdı, şaşırttı, yerimden hoplattı. Bu arada asansör mevzusu ilk sayfalarda benim de aklıma takılmıştı, yalan yok şimdi.

Kitabın ana karakteri konumuna gelen Juliette, sahneye çıktığı daha ilk anda ne kadar zeki olduğunu gösteriyor. Bir tamirat işi yaparken bile oldukça pratik bir karakter. Bazı durumları çabuk kavraması onu gerçekçilikten uzaklaştırıyor mu diye düşündüğüm zamanlar olsa da pek çok kitapta gözlerinin önündeki gerçeği göremeyen karakterlerdense Juliette'i tercih ederim, ki bunun üzerinde düşündüğüm zamanlarda olayları kavrayıp değerlendirime konusunda onu daha gerçekçi buldum.
Silo'nun o hapishane gibi ortamı biraz düşününce beni bassa da sanırım en çok şu temizlik kıyafetleri sahnelerinde kapana kısılmış gibi hissettim. O nedir öyle yahu?
Ve serinin en nefretlik karakteri. Bernard. Sen ne iğrenç bir insan evladısın ki... Devamını getiremedim. Ama sonu biraz fazla basit geldi bana. Bence dışarı çıkarılmalıydı.
Ama devam eden şeyler de var, daha 17. siloyla ilgili, ve tabii oradaki karakterlerle ilgili, öğrenecek çok şey var. Onları görünc Juliette gibi şaşırdım. Solo ise bambaşka bir mevzu bence. Gelişimini en çok merak ettiğim karakterlerden biri de o.