Kayıt Ol

Gördüğünüz en fantastik, maceralı rüyalarınız nelerdi?

Çevrimdışı Serenity

  • *
  • 5
  • Rom: 0
  • mutluluk ufak ayrıntılarda gizlidir..
    • Profili Görüntüle
Şu ana değin.. bu kadar kitap okudunuz veya filmlerini seyrettiniz illaki rüyanıza yansımıştır
bakalım..beyniniz ne kadar fantatik  ;D  ;D

Çevrimdışı Refeco

  • *
  • 35
  • Rom: 0
  • Aldattığını zannedenin aldanması yakındır.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gördüğünüz en fantastik,maceralı rüyalarınız nelerdi ?
« Yanıtla #1 : 07 Aralık 2013, 22:50:35 »
Sanırım bundan bir iki ay önceki bir rüyaydı.

Kardeşim ve mahalleden arkadaşlarımla birlikte apartmanların arasından yürürken uzay gemilerinin saldırısına uğruyoruz. Etraftaki apartmanlar yıkılırken nasıl oluyorsa kendi uzay gemimize(!) biniyoruz. Uzay gemisinde her şey otomatik tabii ki. Türk aklı işte, uzay gemisi yapınca sanırım malzemeyi bol bulduğumuzdan tuvaletin kapısına dijital parola korumalı bir kilit sistemi koymuşuz. İşin kötüsü parolayı unutmuşum, millete soruyorum kimse de bilmiyor. Uğraşıyorum falan, kapıyı açamıyorum. Bir taraftan uzaylılar saldırıyor, dünyanın geleceği bizim elimizde. Neyse, sonradan uyandım. Tabii ki ilk iş tuvalete gitmek oldu. :D
"Adalet uğruna kılıcım, kalkanım ve tek kullanımlık bir hayatım var. Bırakın gelsinler!" Nûbarron'lu Hirran

Çevrimdışı grikunduz

  • **
  • 368
  • Rom: 6
  • Est solarus oth mithas
    • Profili Görüntüle
    • HayalGezer
Ynt: Gördüğünüz en fantastik,maceralı rüyalarınız nelerdi ?
« Yanıtla #2 : 07 Aralık 2013, 23:20:01 »
En fantastiği mi bilmem o kadar derin bir hafızam yok ama 3 5 gün önce gördüğüm bir rüyadır. Bir kısmında yarı-uyanıktım.

Normal evdeyim salonda bir adam var tam hatırlayamadığım bir nedenle adamla kavga ediyoruz. Adamı en az 12 yerden bıçaklıyor um çok ciddi bir şekilde. Birisini ağızdan sokup kafatasını kırarak çıkartıyorum hatta. (O kısmı nedense iyi hatırlıyorum özellikle kemiklerin çatırdamasını) ama adamın ölmediğini tekrar kalkacağını bilerek içeri gidiyorum. Bu sefer kalktığında neyle dövsem diyorum. Bir şey bulamayınca ütüyü fişe takıyorum, işe yaramayacağını bile bile. Bir yandan da kendi kendime söyleniyorum "lan mal adamı kaç yerinden bıçakladın ölmedi ütü basınca mı ölecek. Tam tersine seni yakması için silah hazırlıyorsun" ama kelam eyleme fayda etmiyor. Ütü de tam ısınmadan adam dirilince yarı sıcak ütüyle gidiyorum üstüne. Adama ütüyü basmaya çalışırken adam ütüyü alıp bir yerlere falan atıyor. Sonra bi' yolunu bulup gene öldürüyorum gene geliyor felan.

Artık dayanamıyorum "şizofrenim lan ben" diye karar verip hastaneye gidiyorum ama yolda lavlar akıyor canavarlar geçiyor. "İşte bunlar hep şizofreni" diyorum. Hastaneye atıyorum kendimi "Şizofrenim lan ben" diye bağırıyorum. Ama aynı zamanda kendi kendime düşünüyorum "oğlum şimdi sen şizofren oldun, duyduğun ve gördüğün her şey anlamsız olacaktır. Hiçbir şeye güvenemezsin" falan filan derken bir zindana kapatılıyorum kendi kendime "Zindana kapatılmadın hastanedesin, burası da hücre değil senin odan. İşkence yapmıyorlar sana." diye söylenip duruyorum. Bana şiş saplamaya gelen zebanileri görünce "bak bunlar hemşire ya da hastabakıcı iğne yapıyorlar sana" diyorum. En son saçma sapan bişey söylüyorum canavara karşı. Ama söylerken dediğim şeyin çok zekice olduğunu düşünüyorum. Canavarda bunun zekice olduğunu söyleyince "ahha" diye bağırıyorum. "Bu dediğim çok aptalca olmasına rağmen çok zekice dedin. Zira ben zekice olduğuna inanıyordum ama aslında saçmaydı." Bunun üzerine iyice şizofren olduğuma inanıp sürekli bağırarak doktorlara durumumu anlatıyorum. "Şu anda üzerime geliyorlar, çok güçlüler" filan diye olay yerini tasvir ediyorum. "Hadi lan diyorum sen hikaye yazan adamsın iyice tasvir et belki çözüm bulurlar" diyorum.

Bu kısımdan sonrasını Tanrısal boyutta izliyorum. Doktorlar bana camların arkasından bakıp "çok enteresan bir olay. Dünya da böyle bir şeye rastlamamıştık" falan diyorlar. Olaylar olaylar işte.

Çevrimdışı Serenity

  • *
  • 5
  • Rom: 0
  • mutluluk ufak ayrıntılarda gizlidir..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gördüğünüz en fantastik,maceralı rüyalarınız nelerdi ?
« Yanıtla #3 : 07 Aralık 2013, 23:57:49 »
Refeco
çok iyiymiş gerçekten :)

grikunduz
kesmek,biçmek rüyada gerçekten çok zevkli ;  ama senin  yaptığın başka bir şey:) şizofrenliğede baya takıntılıymış kafan özetle hoş bir rüyaaa :)

Çok uzun mesajlarda alıntı yapmayıp yazan kişinin adını belirtseniz daha hoş olur. Ayrıca benzer konudaki mesajları arka arkaya atmamak da güzel bir davranış.
-Yetkili kişi

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Gördüğünüz en fantastik,maceralı rüyalarınız nelerdi ?
« Yanıtla #4 : 22 Aralık 2013, 20:07:44 »
Daha bugün gördüm  bu rüyayı.Biraz bilim kurgu tarzı bir rüya.Yalnız ilk kısmını unuttum.Aksiyon kısmından anlatmya başlıyorum :p

Karşımda 2 robot var ve bana ateş ediyorlar.Ben ise flash oyunlardaki gibi kahramanımı yani kendimi sağa sola atıyorum.O robotların arasında büyük bir çukur var ve hedefim oraya ulaşmak.Sonra bir anda hızlanıp ileri atılıyorum ve robot ateşlerinden kaçıp çukura dalıyorum.Ben atlar atlamaz arkamda bir ateş hissediyorum ve beni çukurun dibine kadar takip ediyor.Orda da büyükce bir kalabalık var.

Tabi bu kısımdan sonrası biraz karışık.Güya çukurda bir kapak var ve kapağın arkasında iran ve iran askerleri var.Bize kapağı açmada yardımediyolar ve kapağı açar açmaz bize saldırıyorlar.Ben gizlenip kaçıyorum ve bir koridora dalıyorum.Burda önüme gelen herkese bıçağımla tabiri caizse head shot yapıp kaçıyorum.(Dikkat : Bu kısımdan sonrası daha da saçma )
Sonra karşıma iki çocuk çıkıyor.Erkek olan bana beni saklayabileceğini söylüyor ben de onu takip ediyorum.Sonra beni bir kiliseye sokmak istiyor.Ama buna kardeşi itiraz edip buraya hristiyanlar giremez gibi saçma bir şey söylüyor.Halbuki burası bir kilise.Hemde iranda bir kilise !Her neyse çocuk kardeşini dinlemeyip beni içeri sokuyor.Sonra bir müddet sonra tavandan sesler geliyor ve kontrol etmeye gidiyoruz.Tavandan gelen ses bir insanın ayak sesleri ve biri merdivenlerden aşağı iniyor.Gelen kişi babannem ama çocuk gelen kişinin kendi babannesi olduğunu iddia edip ona sarılıyor.Ne ilginçki babannem de onun babannesi olduğunu söyleyip ona sarılıyor.Ben ise babannemin beyninin yıkandığını düşünüp ona.geçmişten bahsedip hafızasını yerine getiriyorum.Sonra kapağa gidip geldiğim çukura tekrar giriyorum.Çukurun içindekiler yerli yerinde ve hiçbiri ölmemiş.Sonra hep beraber çukurdan yukarı tırmanmaya başlıyoruz veeeeeeeeeeeeee  uyanıyorum :)
Rüyada baya eksik olan kısım var.Aklıma gelen kısım bu kadar.

Not: Şimdi yazdıklarıma bir baktımda roman olmuş resmen  ;D

Not 2: En ilginç ve saçma rüyalar listemde 2. sıraya oturdu bu rüya :D


Çevrimdışı safir

  • **
  • 57
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
       Bu konu tam benlikmiş aslında. :) Aşağıdaki birkaç ay önce gördüğüm bir rüyaydı. Uyanır uyanamaz not aldığım için hatırlamakta zorlanmadım. Biraz uzun oldu gerçi. :)   

       Küçük bir kız. Beş altı yaşlarında. Gözlerinde bir sorun var. Göremiyordu. Bir süre önce ameliyat oldu. Hastane odasında. Annesi yanında. Saçları koyu kahve, gözleri hafif çekik. Ufak bir burnu var. Küçük kızın saçları annesine benziyor. Gözleriyse babasına. Dalgın dalgın soluk mavi duvarlara bakıyor.
       O anda baba başka bir evde. Hayır, ev değil. Ucuz bir otel odası burası. Adam endişeli, kızgın, tedirgin. Bağırıp çağırmamak için kendini zor tutuyor gibi. Neyse ki elleri kolları konuşurken hiç durmuyor. Bu onu biraz sakinleştiriyor. Karşısında deri mont giymiş, kısa saçlı, hemen hemen adamla aynı boyda bir kadın var. Adamın avukatı. Kadın çetin ceviz. Adamın bildiği sırrı biliyor. Sırrı bir kişi daha biliyor. Onun da bir kadın olması muhtemel.
       Adam avukatına endişelerini anlatıyor. Peşindeki adamların şakası yok.
       Sonunda bir karara varıyorlar. Avukat otel odasından çıkıyor. Arabasına yürüyor. Dışarısı alaca karanlık. Sokak lambaları yanıyor. Metalik gri araba zengin duruşuyla sokağın sefaletine tepeden bakıyor. Kadın direksiyonun önündeki yerine yeni oturmuşken cam hafifçe tıklanıyor. Avukat irkiliyor, fakat çaktırmamaya çalışıyor. Gelen bir polis memuru. Lacivertler, maviler içinde. Eğilip, kadından camı açmasını isterken rahat görünüyor.
       Polis memuru avukata arabasının bir sorunu olduğunu, cezai işlem uygulayacağını söylüyor.
       Avukat itiraz edecek gibi oluyor. Ancak oyalanmak istemediğinden orta yolu bulmaya çalışıyor. Polis ısrarcı. Suratına alaycı, çokbilmiş bir sırıtma kondurmuş. Kadına ‘avukat hanım’ diye sesleniyor. O kelimelerden zehir gibi alaycılık akıyor.
       Her şeyin farkında olan kadın harekete geçmek istiyor, ancak geç kalıyor. Arabanın diğer ön kapısı açılıyor ve içeri iri bir adam dalıyor. Uzanıp kararlı hareketlerle eldivenli elini kadının ağzına bastırıyor. Diğer eliyle kadının boynunu sıkıyor. Adamın arkasında bir adam daha var. Artık üç kişiler. Biri öldürüyor, ikisi izliyor. Sonunda kadın debelenmeyi bırakıyor.
       Kadını öldüren adam torpido gözünde bir şeyler arıyor. Polis eğilmiş, adama bir şeyler söylüyor. Diğer adam ise alelade bakışlarla çevreye bakıyor. İzlenmediklerini düşünüyor.
       Yanılıyor.
       Birkaç metre ötelerinde duvarın karanlık köşesine sinmiş bir kız dehşet içinde onlara bakıyor.
       O da izlenmediğini düşünüyor.
       O da yanılıyor.

       Sokağın ucunda durmuş, sarı saçlı kızı izliyordum. Ondaki bir şey dikkatimi çekmişti. Omuzlarına dökülen hafif ıslak saçları yanağını kapatmıştı. Profilden görüyordum onu. Duvarın içine girmek istiyormuş gibi bir hali vardı. Tüm ağırlığı tek dizinin üstündeydi. Öyle korkmuş görünüyordu ki ona doğru gitmekten kendimi alamadım.
       Aramızda yedi sekiz adım mesafe kaldığında kız beni fark etti. Fişek gibi ayağa fırladı. Şaşırdım. Daha önce hayatımda böyle korkmuş bir insan görmemiştim. Kızın suratında kan namına bir şey kalmamıştı.
Kızın ayağa fırlamasıyla duvara dayanmış ıvır zıvır sessizliği parça pinçik ederek yere serildi. Kız inledi ve ardından koşmaya başladı. Biraz ötedeki köşeyi dönerek karanlıkta gözden kayboldu.           
       Kızın ayak seslerine başka ayak sesleri eklendi. Yana dönünce koşarak üstüme gelen bedenleri gördüm. Yüzlerine bile bakamadım. Tabiatlarındaki vahşilik öyle açıktı ki ben koşmam gerektiğini düşündüğümde bedenim çoktan koşmaya başlamıştı.
        Peşimden iki kişi geliyordu. İri olan hemen arkamdaydı. Canhıraş koşuyordum, zira yakalanırsam sonumun geleceği açıktı. İçler acısı bir şekilde öleceğimi düşündüm ve tüm gücümü ayaklarıma verdim. Bina labirentinin sokaklarında bir sağa bir sola dönerek koştukça koştum. Bir köşeyi daha döndüm ve labirentten çıktım. Artık bir kanalla paralel uzayıp giden bir yolda koşuyordum. Nefes alamaz bir hale gelmiştim.
       Adamlardan biri önüme çıkıverdi. Ben de düşünmeden kendimi yana, kanala doğru atıverdim. Suyun dibindeki küçük çardağın çatısı güven vermekten çok uzaktı. Yol hizasının yarım metre kadar altında oluklu saçtan yapılmış çatıda bir an dengemi kaybedecek gibi oldum, ama toparladım. Arkamdan adam da çatıya atlayınca çardağın ağırlığımızla yıkılacağını düşündüm. İki adım attım ve adamın elleri bana ulaşamadan kendimi kanalın suyuna bıraktım. Benim arkamdan adamın da suya atladığını görmekten çok duydum.
       Can korkusuyla yüzdüm ve suya atladığım için kendimden nefret ettim. Çok salakça bir hareketti. Kıyıya yaklaştım. Tırnaklarımla toprağa tutunarak sudan çıkmaya çalıştım. Ama toprak tepe gibi dik bir şekilde yükseliyordu ve bırak tırmanmayı nefes alacak halim kalmamıştı. Arkamdaki izbandutun benden daha idmanlı olduğu ortadaydı ve bana yaklaştığını hissedebiliyordum. Başımı kaldırınca tepemde dikilip benim yola çıkmamı bekleyen bir beden gördüm.
       Dehşetle sarsıldığımı hissettim. Ellerimdeki, ayaklarımdaki son güç kırıntıları da beni terk etti. Ayağım topraktan kaydı. Parmaklarım toprağa tutunmayı çoktan bırakmıştı zaten. Yolun sonuna geldiğini fark etmiş biri için tırmanılacak yer çok dikti. Kaba bir el ensemden tutup beni çekti. Geri geri kaydım. Sırt üstü suya çarpmadan önce bir an gökyüzünü gördüm. Öyle berraktı ki. “Ama yıldızlar yok,” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
       Ağzıma burnuma sular dolmaya başladı. Soğuk suyun içinden karanlık geldi. Ardından soğukluğu da hissetmez oldum.
       Gözlerimi tekrar açtığımda kanalın kenarında ayakta dikiliyordum. Üzerimden sular damlıyordu. İçimde bir soğukluk, aklımda ise tek bir düşünce vardı. O katillerin yüzünü gören tek kişiyi, o sarı saçlı kızı bulmam gerekiyordu. 

Çevrimdışı darrel standing

  • **
  • 51
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gördüğünüz en fantastik,maceralı rüyalarınız nelerdi ?
« Yanıtla #6 : 12 Şubat 2014, 04:12:28 »
Buda'yla birlikte Kadıköy Belediyesi'ne bisiklet yolu için dilekçe vermeye gidiyordum. böyle saçma sapan bir şeydi.

Çevrimdışı sting321

  • *
  • 17
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gördüğünüz en fantastik,maceralı rüyalarınız nelerdi ?
« Yanıtla #7 : 01 Mayıs 2014, 00:27:07 »
:P gördüğüm en fantastik rüya sanırım yarısı The Walking Dead ve çoğu oyuncunun bilebileceği DayZ oyunuyla geçen bir gün sonucu çıktı ortaya.
      Bir kasabada yaşıyordum. Kuzeyinde ufak ufak dağlar bulunduran, güneyinde ise asfalt yolların oluşturduğu tipik bir Amerika kasabasıydı. Bilmediğim bir salgın yüzünden ortalık bomboş olmuştu. Yanımda birkaç tanıdığım da vardı (kim olduklarını inanın hala hatırlayamıyorum :P) ve onlar da durumdan en az benim kadar hoşnutsuzlardı.
      Bizim kasabamızın ortasındansa aynı Hell On Wheels dizisindeki gibi bir ray hattı geçiyordu. Tek kurtuluş yolumuz da buydu, treni uygun zamanda bulmak ve en azından bir süreliğine rahatça yaşayabileceğimiz bir mekan olan hükümetin sosyal tesislerine gitmekti.
       Belki yıllardır kapalı olan garajımızda ise arka ve ön camları kuş pislikleriyle kaplı, fren sistemi altüst olmuş Ford marka bir araba yatıyordu. Sonrasında ise yanımdakilerle birlikte bu arabayla gürültü de çıkarsak uygun vakitte trene yetişip bir an önce yeryüzü cehennemine dönüş bu kasabadan kurtulmaya karar verdik.
        İlerleyen günlerde evin basık çatı katından elimle bir dürbünle tren yolunu gözledim. Bir gün öğle saatlerine doğru treni görmüştüm. O gün tanıdıklarım henüz mahalledeki hastalıklıları avlayıp eve gelmişlerdi ve iç çamaşırlarına kadar kan sıçramış bir şekilde öylece evin holünde uzanıyorlardı. Onlara seslendim ve onları tatlı uykularından uyandırmaya çalıştım. Bir tanesi güçlükle kalkabilmişti ve bilekleri balta sallamaktan tutmaz olmuştu. Gözü kan çanağına dönmüş halde ellerine, sonra da başını çevirip yatakta uzanan diğer kişiye baktı. Ona kızgınca bağırdı. O da sayısız kişi öldürdükten sonra ağzından salyalar akıta akıta ikimize bakıyordu. Yanımdaki kişi de bana endişeli gözlerle bakıyordu çünkü arabayı ehliyeti bile olmayan ben kullanacaktım.
         Zamanımız kısıtlıydı, trenin ne zaman kalkacağını kimse bilmiyordu ama çok durmayacakları kesindi. Yanımdaki adam baygın olanı sırtına yükledi ve doğruca arabaya koşturduk. Bana hızlı ve telaşlı bir şekilde ne yapacağımı söylüyordu fakat benim anladığım sadece tekdüze uğultulardı. Arabayı her nasılsa çalıştırdım, yanımdaki adam rahatlamış bir şekilde bana bakıyordu. Bir an acemice pedallara baktım, sonra gözlerimi kaçırıp gazı kökledim.
          Bir sokak geçip kasaba meydanından tren istasyonuna gittik. Trenin kapısı açıktı ve adeta bizi bekliyordu. Trende yolculuk kısmını ise zerre anımsamıyorum.
          Trenin bizi götürdüğü yerse beyaz ve devasa çadırlara benziyordu. Hepsi bu kadar, kalktığım zaman rüyadan aklımda kalanları not etmiştim.
         

Çevrimdışı Sayhh

  • **
  • 189
  • Rom: 15
  • Her şey başladığı yere döner.
    • Profili Görüntüle
Forumun ana sayfasını rüyamda gördüm. Kayıp Rıhtım yine rüyalarıma girdi. :)

Çok sade, güzel ve kullanışlı bulduğum forum tasarımı, tamamen değimiş, karmakarışık bir hale gelmişti. Dahası, her yerinden çeşit çeşit ürün videoları, pop-up reklamlar vb. fırlıyor, içeriğe ulaşmayı engelliyordu. Bir ara "Yalnızlar Rıhtımı" adlı bir evlilik sitesine yönlendirme bile gördüm ama ne kadar aradıysam da yeni gelen mesajların aktığı kısmı bir türlü bulamadım, üzüldüm. Rıhtım'ın görünümü de içeriği kadar önemliymiş benim için ve tasarımı değişecek diye gizli gizli korkuyormuşum. Diliyorum ki hep böyle kalsın!

Spoiler: Göster
Maceralı olmasa da fantastik diyebiliriz bu rüyaya bence. :P





Çevrimdışı maviadige

  • **
  • 161
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gördüğünüz en fantastik, maceralı rüyalarınız nelerdi?
« Yanıtla #9 : 05 Şubat 2016, 23:07:24 »
Çok görürüm ama en değişik olan filmlerdekilerin aksine benim bir şeytanın içine girdiğim rüyaydı. :)
Yakından bakarsan güzelleşecek.
Uzun süre bakarsan sevimli olacak.
Sen de aynısın...

-School 2013-

Çevrimdışı Elodin

  • **
  • 64
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gördüğünüz en fantastik, maceralı rüyalarınız nelerdi?
« Yanıtla #10 : 05 Şubat 2016, 23:35:27 »
Batman'in ben yatağımda yatarken pencereden fırlayıp boğazımı kesmesi gördüğüm garip fantastik rüyalardan biri. Ve bu rüyayı gördüğüm zaman anaokulundaydım galiba. O gün nasıl bir psikolojiyle yastığa başımı koyduğumu hala çözebilmiş değilim.