Bir de benim yayınevlerine ve/veya dağıtımcı firmalara ve/ve hatta (

) kitapçılara karşı bir eleştirim daha olacak.
Yayınevlerinin kısmen gerekli olduğunu düşünmein sebebi onların işinin de yazarlıktan ziyade bir profesyonellik bir uzmanlık gerektirmesi, yani bir yayın evinin yapacağı işi bir yazar yapmaya kalksa belki yazmaktan soğuyabilir. Bu konuda yayınevleri, kitapçılar ve dağıtımcılara ihtiyaçları olabilir, katılıyorum. Kendileri de yapabilirler belki ama harcadıkları zamana ve emeğe değer mi acaba!
Ama bu işi kendi yapmaya çalışan insanların genelde şu sorunla karşılaştıklarına şahitlik ettiğim oldu, duyduklarım oldu. Diyelim ki ben kendi çabalarımla bir kitap basmayı başardım, bağımsız olarak, hiç bir yayın evine boyun eğmeden. Bunu bir kitapçıya götürünce "Kardeş kusura bakma, bizim anlaştığımız şu dağıtım firmasından getirmezsen sat(a)mayız kitabını", "kardeş çok güzel yazmışsınız derginizi, çok usta bir ekip kurmuşsunuz, tamam kar da koymamışsınız ilk etapta, ama ben ne kazanacağım bu işten 3 lira değilde 8 lira olsun bu derginin fiyatı, 5 lira da bana kalsıın" gibi şeyler görünce de ister istemez senin raflara çıkmana engel olacak herkese antipati beslemeye başlıyorsun. Bir de bunun ISBN miş vergisiymiş puluymuş püsürüymüş var, yani şeytan diyorki "varsın eser sahibi kendi kitabını korsan bassın satsın"
alemin içinden bir kimse değilim, uzman da değilim, ama bu işlerle eskiden uğraşmış insanların yaşadığı zorluklara bir zamanlar tanıklık ettim. Gayet üstün körü ,yukardan, uzaktan bakan bir eleştiri benimki.
Keşke imkanınız olsa da ya da bir ortam yaratsanız da, "kahramanın yol türküsü" programına bir yazar ve o yazarın yayımcısını aynı anda konuk etseniz, kim ne emek harcıyor, kim ne kazanıyor enine boyuna farazi olmadan konuşsak. Yazarların bu konuda konuşurken çok çekinceleri olacağını sanmıyorum, kitaptan zengin olmuş kaç yazar vardır zaten, ama yayın evlerinin çekincesi olur mu acaba

tabi benimki bir dilek sadece
