Bu e-kitap - basılı kitap tartışmalarında konunun hala kitap kokusu, sayfaların çıkardığı ses gibi yerlere geliyor olması bana artık komik geliyor. Mesele klişe olmaları falan da değil, mantık çerçevesine oturtulamayacak, en iyi ihtimalle tamamen romantiklikten doğan savlar olmaları. Yani mesela birisi çıkıp da "Ben bilgisayardan veya telefondan müzik dinleyemiyorum. O albümü elime almam, müzikçalara takmam lazım, CD'nin dönerken çıkardığı sesi duymam lazım." dese neler hissedersiniz? Ya da bir adım ileri taşıyayım örneği. Belki duymuşsunuzdur, şu an yaygın olmasa da
yapay et çalışmaları yapılıyor. Bundan 50 yıl sonra, yapay et gerçek etle aynı besin değerlerini daha ucuz ve daha erişilebilir bir şekilde sağladığında (diyelim ki etin kokusu daha farklı olsun) "Ama gerçek etin verdiği hissi vermiyor, gerçek etin kokusunu içime çekmem lazım." diyebilir misiniz? Belki diyebilirsiniz ancak dünyadaki hayvan nüfusu önemli derecede azaldığında bu sözler nasıl karşılanır? (Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi'de canlı hayvan beslemek önemli bir saygınlık sebebiydi. İlginç olarak Yaban Diyarlardaki Yabancı'da da insanların evinde gerçek çimen olması bir zenginlik belirtisi olarak görülüyordu.)
Daha önce de zaujas bahsetmiş, bir de kitaba sahip olma meselesi var tabi. Bu neden pek dile getirilmiyor çünkü insanlar da biliyorlar kitabın fiziksel haline içeriğinden fazla değer verildiğinde, bir kitapseverden İnstagram'a Kürk Mantolu Madonna fotoğrafı koyan birine dönüşüyorsunuz. Tamam abartıyorum, sonuçta o kitabı hala okuyorsunuz belki ama yine de eğer iki taraf arasına bir çizgi çizersek çizginin diğer tarafına geçmiş oluyorsunuz. Açıkçası benim de hoşuma gidiyor kitaplığımda onlarca kitap olması, ara ara onlara bakıp kendimle gurur duymuyor değilim. Bunu da kendimde bir eksiklik olarak görüyorum, kapitalizmin içimize yerleştirdiği mülkiyet ile tatmin olma duygusu. Bir kitaba herkes eşit bir şekilde ulaşabiliyor olduğunda fiziksel kitaplar da fetiş olmaktan çıkacaklar, biz de yavaş yavaş kurtulacağız bu ilkel duygulardan.
Zaten bu tartışmalar teorik olarak güzel olsalar da pratikte pek bir anlam ifade etmiyorlar. Kabul etsek de etmesek de teknoloji ilerliyor, e-kitaplar basılı yayınlardan daha karlı olduğu anda piyasa o tarafa dönecektir tamamen. Distopyaları, Black Mirror'u falan ben de çok seviyorum ama biraz da gerçekçi olmak gerekiyor. Distopyalar yapıları gereği tamamen negatif noktalara odaklanıyorlar ve olumlu sayabileceğimiz şeyleri mümkün olduğunca es geçiyorlar. Teknoloji nasıl iktidarlara belli kolaylıklar sağlıyorsa aynı imkanları bizlere de veriyor. Birilerinin çıkıp bir kitabın internetteki bütün kopyalarını değiştirebilmesi ihtimali, yine aynı kişilerin o kitabın bütün basılı kopyalarını toplaması ihtimalinden daha az. E-kitap sayesinde sansür olmayacak mesela. Ahmet Şık'ın dağıtımı engellenen kitabını hiç satın almayacak insanlar internetten indirip okudular. Kitapların baskısı asla bitmeyecek, seyahate çıkarken hangi 2-3 kitabı götürsem sorunuyla karşılaşmayacaksınız (bu çok büyük rahatlık gerçekten, elimde basılı olarak bulunan bazı kitapları bile Kindle'dan okuyorum artık). Elinizin altında her an binlerce kitap olacak (Bilgiye erişimin kolaylaşması onun değerini düşürür mü? Günümüzde cevap evet gibi görünüyor ama bence tamamen kişiye bağlı bu. Bilgiye hak ettiği değeri vermeyen insanlar bundan yüz sene önce yaşasaydılar o bilgiye ulaşmak için çaba sarf eder miydi? Hatta bence bu sayede bilginin değerini ulaşılabilirliği değil de içeriği belirlemiş oluyor. Herkesin her şeye ulaşabildiği bir toplumda isteyen herkes alim olabilir.).
E-mürekkep teknolojisi normal kağıttan farklı değil artık ve kalitesi de gün geçtikçe artıyor. Her yerimiz priz dolu, şarj sıkıntısı yok. Arka ışıklandırma sayesinde karanlıkta dahi olabilecek en iyi şekilde okuma imkanımız var. Kitabın yazı fontunu, font büyüklüğünü değiştirebiliyoruz. Bilmediğimiz kelimelerin anlamını öğrenmek için kelimenin üstüne bir süre dokunmak yeterli. Kitabın temini, nakliyesi, kaplayacağı yer gibi sorunlar çağ dışı oldu. Yani bana kalırsa kazananı uzun süredir belli olan bir karşılaştırma bu.
Biliyorum çok uzattım ama Bay_Karamsar'ın
gönderisi üzerine de bir şeyler söyleyeyim. Ticaret konusunda hiçbir bilgim yok, ancak internetteki korsan içerik[*]özellikle torrent[/*] durumuna bir çare bulamadıkları sürece söylediğiniz hiçbir şeyin sorun olacağını düşünmüyorum. Oyunlar üzerinden gidersek, mesela bir oyun sorunlu yayınlandığında ve yapımcı çözüm sunmadığında hemen kullanıcılar devreye giriyor. Topluluk yapımı yamalar ortaya çıkıyor. Aynı şey sorunlu kitaplar için de yapılabilir. Kullanıcı kaliteden veya fiyattan memnun olmadığında korsanını temin edebileceği sürece yapımcılar kullanıcının memnuniyetini ön plana koymak zorunda. DRM koruma yöntemleri geliştikçe onları kırmak için de yeni yollar bulunacaktır. Eğer bir gün Steam kapanırsa ve oyunlarıma erişemezsem[*]ya da aynı kalitede bir servis bulamazsam[/*] korsana yönelirim, aynısı e-kitaplar için de geçerli.