Kayıt Ol

Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık

Çevrimdışı Khentis

  • **
  • 100
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« : 28 Haziran 2015, 01:59:51 »
Konu doğru bölümdedir diye umuyorum. Bugün yayında lafı geçince, forumda da bulunmasının iyi olabileceğini düşündüm -daha doğrusu kargasiz düşündü, ben değil :D. Neden üniversitelerin edebiyat bölümlerinde yaratıcı yazarlık dersi verilmesi gerektiğini düşündüğümü yazmak istiyorum. Siz de görüşlerinizi yazarsanız çok güzel olur.
 
Ben Ege Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı öğrencisiyim ve dört yıl boyunca yaratıcı yazarlık dersinin olmaması benim için bölümün en büyük eksiği. Türkiye'de başka üniversitelerde var mı emin değilim ama bildiğim kadarıyla hiç birinde yok. Edebiyat öğrencilerinin genelde içine düştüğü o "mezun olunca ne yapacağım ben" korkusunun sebeplerinden birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Dört yılı kitap okuyarak geçirdikten sonra insanların böyle düşünmesi çok normal, yalnızca kitap okumayı isteyen biri bunu pekala evde de yapabilirdi. Sığ bir görüş gibi gelebilir ama benim için öyle. Sadece kitaplar üzerine yorumlar yapılan bir bölümde okumak bana çok mantıklı gelmiyor. Hocalarımdan bir tanesi edebiyat herkese göre değildir, mezun olduktan sonra çoğunuz işsiz kalacak diyor. Haksız da değil çünkü bölümde bir iş için gerekli vasıfları kazandığımızı düşünmüyorum.

Örneğin ben hikaye yazmak istiyorum, ama gelin görün ki okul yoğunluğu yüzünden kendi hikayeme zaman bile ayıramadığım oluyor. Edebiyat bölümü okurken, ortaya edebi anlamda bir şey koyamıyorum. Ve mezun olma zamanı geldiğinde de tez yazmadan mezun olacağım. Dört yılın sonunda elle tutulur bir şey yapabileceğimi de bu nedenle düşünmüyorum.

Bölümde akademik yazarlık dersi bulunuyor , makaleler gibi şeyler için ve bu ders oldukça önemli, gereken  önem de veriliyor. Ama bunun yanında neden insanın hayal gücünü harmanlayacak, onu serbest bırakacak bir ders olan yaratıcı yazarlık dersi bulunmuyor emin değilim. En azından seçmeli bir ders olarak bulunması bile bölümdeki bir çok öğrenci için çok iyi olurdu.

Sizler ne düşünüyorsunuz? Edebiyat bölümü okuyan kişilerin yorumlarını özellikle merak ediyorum.
The wizard's crown I'll take on Halloween.

Çevrimdışı Tenekeci

  • **
  • 79
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #1 : 28 Haziran 2015, 02:27:15 »
Ben "yaratıcı yazarlık" gibi bir dersi pek uygun bulmuyorum, daha doğrusu varlığı bana saçma geliyor.

Yaratmak ve yaratıcılık bana kalırsa öncelikli olarak bir yetenektir, doğuştan gelir. Öğretilebilecek tek şey, imla ve dil bilgisi kuralları olabilir.

Benim fikrim daha kapsamlı... Bu gibi bölümlere özel yetenek ile öğrenci alımı yapılmalı, bölümün öğrencisi olduğun için en yakın şahidi sensindir zaten, gerekli gereksiz her türlü insan bölümle ilgisi ve alakası olmadığı halde oradalar ve sinerjiyi bozuyorlar.

Bu tarz bölümlere özel yetenek sınavı ile alım yapılırsa, eksik olan şeyler tamamlanır. Çünkü ilgisiz ve alakasız insanlar yüzünden kuramsal çalışmalara mecburen ağırlık veriliyor. Usta-Çırak ilişkisi yok hocalarla kimsenin arasında.

Kimsenin bölümünden yeterince faydalanamamasının sebebi de bu bence.

Aslında çok tehlikeli bir yorum yaptığımı fark ettim, yaratıcı yazarlık kavramını biraz açmak lazım. Ben ders alarak yazar olunabileceğini sanmıyorum. Fakat yabancı ülkelerde yazarlık atölyeleri var, belli bir yeteneği olan insanlar orada toplanıyor, daha üst seviye bir yazar ile yukarda bahsettiğim üstad-çırak ilişkisini yerleştiriyor ve gözlemliyor... Yazarın verdiği tek şey işini yaparken çıraklarına gözlemleme şansı vermek.

Eğer bu manada bir dersten bahsediliyorsa haklı olabilirsiniz. Ancak yazarlığın öğretileceğini sanmıyorum, hele yaratıcı olmak, asla ve asla öğretilecek bir şey değildir diye düşünüyorum.

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #2 : 28 Haziran 2015, 02:27:32 »
   Sadece edebiyat değil bütün bölümlerde aynı şey geçerli. Mantık ve uygulamaya dayalı bölümlerde bile ezbere dayalı sistem söz konusu olunca mezun olduktan sonra torpiliniz, şansınız veya kendi işinizi kuracak paranız yoksa mesleğinizi yapamıyorsunuz. Sonra çıkıp makine mühendisi şarkıcı oluyor, fizik bölümü okuyan kitap yazıyor, edebiyat okuyan kasiyer oluyor falan filan...

   Ülkemizdeki eğitim sisteminin çarpıklığıdır adam akıllı kalkınamamızın nedeni. He bir de "o işte iyi para var onu yapmalıyım" veya "şu işten kolayca para kazanıyorlarmış" kafasından kurtulup "yapabileceğim en iyi iş budur, ve bunu en kaliteli şekilde yapacağım" kafasına geçebilmemiz gerekiyor. Bu kafaya geçebilsek eğitimciler "adam akıllı eğitim vemeliyim, geleceği şekillendirecek gençleri eğitmeliyim", eğitim alanlar da "bu işi seviyorum ve çok para kazanamasam bile en güzelini ortaya çıkaracağım" der ve bir bakarsınız ülkemiz zirveye oynuyor (hayaller hayaller... Ama ülkemizde gerçekten bu kapasite var)

   Ama ne yazık ki sistem bu şekilde işlemediğinden ülkemizde başarı babanızın parasıyla, torpilinizle ve varsa şansınızla orantılıdır kısacası.

Çevrimdışı kargasiz

  • ***
  • 428
  • Rom: 7
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #3 : 28 Haziran 2015, 02:38:03 »
Öncelikle bu konuyu edebiyat bölümüyle sınırlamak yanlış olacaktır diye düşünüyorum. Edebiyat bölümlerinin amacı yazar yetiştirmek değil elbette, hatta yazar olmak isteyen kişiler için özel olarak açılmış dramatik yazarlık bölümleri mevcut diye biliyorum. (Kocaeli ve Ondokuz Mayıs Üniversitelerinde var sanırım). Edebiyat bölümü mezunları genelde edebiyat öğretmeni oluyorlar bildiğim kadarıyla (çoğu fen edebiyat fakültesi öğrencisinin mecbur kaldığı gibi).

Benim değinmek istediğim konu öncelikle yaratıcı yazarlık derslerinin ne olduğu ve gerekli olup olmadığı ile alakalı olacak. Bunun için neredeyse her ay bir atölye açılıyor, anlayan da açıyor anlamayan da. Sürekli konuşulduğu gibi yazar olmak için bu tarz derslere veya herhangi bir eğitime gerek yok. Öncelikle hayatı iyi okumamız gerekiyor. Yazmak isteyen her zaman yazar, yazacak zaman ve yer bulur çünkü içinde tutamaz ki o kadar birikeni.

Gelelim edebiyat bölümünde bu tarz bir dersin olup olmamasına, eleştiri ile alakalı bir dersiniz vardır sanırım. Bu ders yaratıcı yazarlıktan on kat daha yararlı değil midir sizce de? Grup halinde oturup bir kitabın iyi ve kötü yanlarını konuşmak, farklı bakış açılarıyla yazılanları incelemek en büyük katkıyı sağlamayacak mıdır?

Üniversitedeyken bir hocam demişti ki: "Üniversite size hiçbir şey vermez, siz en iyi bilgiyi kantinde edinirsiniz". Bu sözü genel itibariyle düşündüğümüzde bütün üniversite eğitimimden daha fazla katkısı vardır bana(bu arada matematikçiyim).

Merak ettiğim nokta bu dersleri alıp da kendini geliştirdiğini düşünenlerin fikirleri? Yaratıcı yazarlıktan kastedilen nedir?

Çevrimdışı eretrusilden

  • **
  • 139
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #4 : 28 Haziran 2015, 11:17:21 »
Ben "yaratıcı yazarlık" gibi bir dersi pek uygun bulmuyorum, daha doğrusu varlığı bana saçma geliyor.

 Ancak yazarlığın öğretileceğini sanmıyorum, hele yaratıcı olmak, asla ve asla öğretilecek bir şey değildir diye düşünüyorum.


Yaratıcı yazarlık, öykü oluşturmayı kolaylaştıran bir kaç tekniğe verilen genel bir isimdir, ama tabiki çalışan demir ışıldar;çalışarak yaratıcılığınızı arttırır ve ya daha etkili bir biçime kullanmayı öğrenirsiniz. Hopp çok yaratıcıyım, yazdım mı harika yazarım gibi olmuyor. Bu nedenle yaratıcı yazarlık öğretilebilir bir kavram- zira ben yıllardır hem uyguluyor hem de çeşitli platformlarda öğretiyorum.

Edebiyat fakültelerinde bu derse ihtiyaç var mı? Hayır yok, çünkü onlar, öykü oluşturmayı kolaylaştıran tekniklere ihtiyaç duymaz zaten tüm detaylarıyla konuyu işlerler. Yaratıcı Yazarlık bu anlamıyla, oldukça hızlandırılmış ve genellenmiş yazarlık dersi demektir, diyebiliriz. Yani yazarlığa giriş 101 gibi.  

Özetle; yaratıcı yazarlık dersi yaratıcı olmanızı sağlamaz, yaratıcılığınızı ortaya çıkarmanızı sağlar. Sİzi yazar yapmaz, nelere dikkat ederseniz daha "doğru" yazabileceğini konusunda yönlendirir. Yaratıcı yazarlık dersleri genellikle bir eser ortaya koymak, duygu düşünce belirtmek için değil, zihinsel ve yazınsal bir egzersiz olması amacıyla yapılır.

Örnek: Sadece başı verilen bir paragrafı tamamlama, rastgele seçilmiş kelimelerden öykü oluşturma; yaratıcı yazarlığın kullandığı tekniklerden bazılarıdır.

Düşünerek nereye varabilirsin ki bir ejderha karşısında!

Çevrimdışı hyp0thesis

  • *
  • 10
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #5 : 28 Haziran 2015, 12:28:53 »
Öncelikle, herkesin fikrine saygı duyduğumu belirtmek isterim. Bu konu hakkında yapılmış sayısız çalışma olduğu için, kendi yorumumu katmadan tamamen bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmış bazı bulguları paylaşmak isterim. Eğer konu ile ilgilenen olursa, bazı makaleler paylaşabilir ve bu bağlamda yapılan çalışmaları nasıl tarayabileceğinizle ilgili tavsiyelerde bulunabilirim.

Kısaca özetlemem gerekirse:
1960'lı yıllardan itibaren üzerinde çalışılmaya başlanmış olan Bilişsel Bilimler (Cognitive Sciences) kapsamında, biliş ve tasarım bilimi arakesidinde yapılan birçok çalışma sonucunda, yaratıcılığın öğretilebilen bir şey olduğu ortaya konmuştur. Zaten yaratıcılığın bilimsel tanımına baktığınız zaman, o kadar da tanımsız bir şey olmadığını görebilirsiniz. Bu görüşe ek olarak kabul edilen bir diğer önemli husus ise; bazı insanların, diğerlerine göre daha yüksek yaratıcı düşünce özelliğiyle doğduklarıdır. Bu durum, her bireyin beyninin ve dolayısıyla gerçekleştirdiği bilişsel süreçlerin ve düşünsel aktivitelerin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Yine de; bireylerin farklı yaratıcılık seviyelerinde doğuyor olması, diğer kesimin yaratıcılığını belirli tekniklerle geliştiremeyeceğini göstermez. Aksine; görgü sahibi (hayatında çok şey görmüş, gezmiş, okumuş ve tartışmış) birinin yaratıcılık ile ilgili eğitim alması durumunda, hayata kendisinden daha avantajlı başlamış birine oranla çok daha yaratıcı ürünler üretebilmesi tam anlamıyla mümkündür.

Çevrimdışı dwhale

  • *
  • 8
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #6 : 03 Temmuz 2015, 04:44:56 »
Yaratmak ve yaratıcılık bana kalırsa öncelikli olarak bir yetenektir, doğuştan gelir. Öğretilebilecek tek şey, imla ve dil bilgisi kuralları olabilir.

gerekli gereksiz her türlü insan bölümle ilgisi ve alakası olmadığı halde oradalar ve sinerjiyi bozuyorlar.

ilgisiz ve alakasız insanlar yüzünden kuramsal çalışmalara mecburen ağırlık veriliyor. Usta-Çırak ilişkisi yok hocalarla kimsenin arasında.

Pek saygıdeğer Tenekeci, fikirlerinize katılmıyorum.

Bence yetenek dediğimiz şey yatkınlıkla veya ilgi ile tanımlanabilir. Yetenek veya yaratıcılık her şeyden etkilenebilir. Doğuştan geldiğini düşündüğümüz yatkınlık, yaşadığımız hayat boyunca azalabilir veya artabilir.

Elbette bir sanat okuluna gitmeden de kişisel ilgimiz ve çabamızla belki bir de yetenek dediğimiz şey ile sanatı öğrenebilir hatta sanat okuluna giden birinden daha iyi üretebiliriz, fakat bir sanat okulunun da sanatçıya katkısını yok sayamayız. Sanatçı dediğimiz kişi ne kadar donanımlı olursa, ne kadar kendini ifade edebileceği enstürmanlara daha çabuk ulaşabilir ve onları kullanma yetkinliğine ulaşırsa, kendini de daha iyi ifade eder. Buradan varmak istediğim nokta yaratıcılığın öğretilemeyeceğini varsaysak bile (ki ben kabul etmiyorum) yazacak kişiye en azından nasıl "doğru bir okuma" yapılacağı öğretilebilir. Ya da kavrama hızı ve anlattığı zaman karşıdakinin kavramasını hızlandıracak yöntemler - ki bunlar tecrübenin şekillenmesidir.

Yani üretilen eserlerin güzelliği zevke bağlıdır tartışılabilir ama donanım, tecrübe, yetkinlik, hakimiyet gibi öğelere sahip bir yazar, ressam, çizer, okur, eleştirmen, müzisyen ve daha aklıma gelmeyen dolu örnek ürettiği şeyi daha iyi sunabilir.

Bir de yetenek sınavında ne soracaksınız bu insanlara? "Alakalı alakasız herkes girememeli bu bölümlere" demişsiniz. Öğrenci orada okumayı arzu ettikten sonra, alakasız olduklarına nasıl karar vereceğiz? ya okula başladıktan sonra ilgisi başlarsa, ya da okula başladıktan sonra oraya ait olmadığını anlarsa? Zaten yeterince adaletsiz bir eğitim sisteminden çıkıyoruz, bizlere kendimizi keşfetme fırsatı bile tanınmıyor.

Ben hayattan şunu öğrendim. Sadece YouTube Tutorialları ile bile her şey öğrenilebilir. Öğrenmenin sınırı olamaz. Tek parametre öğrenmeye çalıştığım şeye karşı ilgim. Sonuçları da belki maddi imkanlarımla sınırlı. Youtube den bir yazar olmayı da öğrenebilirim. Ama yazdıklarım berbat olur kimse sevmez ama 2 tane fanatiğim çıkar. Yani bana notumu hayatın bizzat kendisi verir.

Sözümün özü, Yaratıcılığın birinci ilkesi bence açık görüşlü olmak her fikre bir ihtimal vermektir. O yüzden öğretilebilir mi öğretlemez mi denemek lazım önce. falan filan, vesaire vesaire, etcetera etcetera :) blabla

Forumunuzda ilk kez bir şeyler yazdığım için ve belki de sabahın 4:40'ı olduğu için düşük cümleler kurduysam kusuruma bakmayın. ama saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum :)
inhale, exhale, dwhale

Çevrimdışı Tenekeci

  • **
  • 79
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« Yanıtla #7 : 03 Temmuz 2015, 05:49:42 »
Haklısınız ve tek bir görüş, bilinç, yaratıcılık nerede gibi sorulara cevap verilemediğinden, yani tek bir paradigma olmadığı için bunu eleştirmenin de mümkün olduğunu sanmıyorum. Çünkü mutlak bir gerçeklik yok ortalıkta.

"Ufuk açma", "Ufkum açıldı", "O şarkı benim ufkumu açıyor" gibi kalıpları çok kullanırız. Bence yaratıcılığın temel kısmı burada. İnsanın fabrika ayarlarında yaratıcılık, yaratma güdüleri zaten var. Bundan dolayı yaratıcılık öğretilemez diyorum, ancak insanlara o yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri bir yol çizilebilir. Fakat bu okullarda olmaz, usta-çırak ilişkisi içerisinde büyük çabalarla olabilir. Tabii kimin ufku nerede açılır, kime ilham nerede gelir o belli olmaz. Kişiden kişiye değişir bu.

Yaratıcılık mevzusunun kati suretle fabrika ayarlarıyla geldiğini kabul ettiğime göre bunu nasıl efektif kullanacağımız konusuna gelirsek, sosyolojik parametreler giriyor bu sefer role. Bir insanın nasıl yetiştiği, nerede ve kimlerle yetiştiği, çocukluğunda neler yaptığı hatta ailesinin dini inanışı bile bunu etkileyen faktörlerdendir. Bu gibi etkenler yüzünden bir çocuk doğduğu günden beri çok zengin kültürel şartlarda yetişmiş, sanatçı kişiliğe sahip olmuş ve yaratıcı olabileceği gibi tersi şekilde kapalı ve kültürel olarak fakir bir ailede birey gelişmeye başladığı günden beri yaratıcı zekasını köreltebilir. Sanatçıların yine sanatçı olan çocukları buna örnek olabilir. (Örneğin: Münir Nurettin Selçuk ve oğlu Timur Selçuk)

Bölümlere herkesin girmesi konusunda söylediklerimden önce şunu belirteyim, zaten böyle bir eğitimin edebiyat bölümlerinde verilebileceğini, öyle bir kalitenin ve bu işe ilgi duyanların olmadığını belirtmiştim. Yazarlık atölyeleri gibi yerlerin "ufku açma" etkinliği açısından daha yararlı yerler olduğunu düşünüyorum.

Herkesin girememesi konusuna gelirsek, zaten eğitimi kalitesiz kılan unsur alakasız ve diploma için üniversiteye gelen insanlar ve o insanları almak için yapılan saçma sınavdır bence. Büyük ölçüde tabir-i caiz ise öğrenci enflasyonu var bu ülkede. Vasıfsız öğrenci yuvası, işsizler memleketi. Harcanan zaman, para, akıl gücü tamamen israf. ÖSS için "hayatınızı değiştirecek sınav" deniliyor, bari bu buz dağının ardında ne var, ondan bahsetsin sistem.

Sanat ve zanaat kökenli mesleklerin bölümlerine özel yetenek sınavı uygulaması bence en adaletlisidir. Tıp fakültesi, sağlık bilimleri, sosyal bilimler, iibf gibi fakültelere özel yetenek gereksiz olur fakat. Mühendislik, mimarlık, edebiyat(eğer kasıt öğretmenlik ve benzeri değilse), hakeza zaten yapılan güzel sanatlar fakültesi bölümleri gibi bölümlere özel yetenek sınavı daha iyi sonuç verecektir bence.

Lisede matematiği iyi diye bir öğrenciyi mühendislik fakültesine alınca günümüzde olduğu gibi ortalıkta on binlerce vasıfsız mühendis geziyor. Kimisi sekiz senede bitiriyor, kimisi bitiremiyor bile, yine zaman, akıl gücü, maddi güç kaybı korkunç. Onun yerine mühendisliği başarabilme konusunda liseyi yeni bitirmiş bir insanı yeterli seviyede matematik ve çizim bilgisiyle harmanlı bir özel yetenek sınavı ile test edip fakülteye alsalar bence daha iyi sonuç alabilirler. Edebiyat içinde aynısı geçerlidir diye düşünüyorum. Deneme, kompozisyon, kısa hikaye, uzun hikaye bile olabilir. Bunların sınırları ve nasıl olacağı eğitimciler tarafından daha kapsamlı belirlenebilir, ben basitçe fikrimi söyledim.

Özet geçmek gerekirse; Yazmanın, şarkı bestelemek gibi bir durum olduğunu, ritim duygusu, müzik kulağı gibi olguların her insanda zaten en başında var olduğunu fakat gelişmediğinde bir işe yaramayacağına benzediğini iddia ediyorum.

Mevcut ilk mesajımda belirttiğim gibi yazmak yeteneği var olan ve bunu keşfetmiş insanların eğitimden geçirilebileceğini, ancak daha çok kuramsal eğitime dayalı ve böyle bir yeteneği keşfetmiş olmayı bırakın, böyle bir şeyi düşünmeyen insanların olduğu bir kurumda bunun gerçekleşeceğine ihtimal dahi vermiyorum. Olsa da verimli olmaz. :)

Usta-çıkar ilişkisi olan, içinde sadece bu alanda eğitim gören, bu alana meraklı insanların olduğu yazarlık okullarının bu işe uygun olduğunu söylemiştim. Yani hem Mercan hanım ile, hem de sizinle buluştuğumuz ortak bir payda var. :)

Zaten edebiyat bölümlerine gerekli düzenlemeyi yapıp, sizinde şikayetçi olduğunuz eğitim kalitesizliğini ortadan kaldırıp, bu işe uygun hale getirince benim dediğim şekilde bir ortam oluşacaktır, o zaman tartışacak bir problemde kalmaz, ki konunun çıkış noktası zaten edebiyat bölümlerinin kalitesizliğine vurgu yapmak.

Benim görüşlerim bunlar. Ortak paydayı bulduğumuz noktalar bu tarz okulların var olmasının faydalı olacağı. Ayrıldığımız noktalar ise ben yaratıcılığın herkeste var olduğunu, ancak herkeste gelişmediği, siz ise öğrenilebileceğini iddia etmiş olmanız.

Ortak paydalara katılıyorum, ayrıldığımız noktalara saygı duyuyorum. :)

Günaydın,
İyi günler...