Kayıt Ol

Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #60 : 31 Ekim 2017, 16:35:04 »
Merhamet yorumum:

Serinin nasıl çılgın bir hayranı olduğum gayet iyi biliniyor, fakat ben son kitap için iyi konuşmayacağım. Çünkü çok kızgınım.

Böylesine dahiyane bir seriye yakışmayan bir son. Awn, Skaiaat, Breq gibi harika karakterleri yaratmış olan Ann Leckie, sonrasında ağlak, aciz ve katlanılmaz ölçüde duygusal karakterlerle bir donanma kuruyor.  Elbette hepsi kendi duyguları, motivasyonları olan karakterler(di). Ama ilk kitaptan sonra seri feci bir düşüşe geçti. Özellikle sözde asker karakterlerin o ağlaklığı bu kitapta çekilmez bir boyuta geldi benim için.

Ben ki Teğmen Awn'ın hastasıyım, Breq'e ise saygım sonsuz, "Toren'ın Adaleti'nin askerleriyiz" diye kitabın konusu her açıldığında sözümü böyle sonlandırıyorum, bu ikisini yaratanın aynı yazar olduğundan şüphe ettim.

Serinin sonu benim açımdan facia şeklinde bağlandı. Ayrıca birçok mantık hatası mevcut. Mesela Sfen gibi bir karakterin işlevsizliği, Anaander gibi bir hükümdarın tüm karizmasının yerle bir edilip bu derece basitleştirilmesi, pek çok kez sert önlemlerle karşılaşmaları gereken durumlarda nedense başkarakterlere hiç sert müdahale edilmemesi başta göstereceğim nedenler. Yani adam galaksi yönetiyor ama olabilecek en aciz hareketleri yapıyor. Parmağının tek hareketi ile gezegen uçuracak adamın yaptıkları iş değil. Hem unutmayalım,

Spoiler: Göster
Anaader'ın o yönünde tek klonu bu kitaptaki değildi. Kendini gayet rahatlıkla feda edebilirdi.


Editörlük,

İthaki'nin bu seriye gösterdiği özensizlik beni çok üzüyor. Son kitaba geldik ama tüm kitap boyunca "eksik ekler" canımı iyice sıktı. Bir sayfayı tam okusaydım keşke.

Adalet'e aşık olmuş biri olarak beni korkunç bir hayal kırıklığına sürükleyen bir son oldu.

Canım çok sıkkın.

Önemli Not: Ama Adalet'i mutlaka okuyun.

Merhamet hakkında böyle düşünmen beni üzüyor, bir yüz yüze tartışmak gerek bu problemi. :) Sonuçta zevkler, renkler ve beklentiler farklı herhalde...

Spoiler: Göster

Kendi adıma duygusal karakter durumunu mantıksız bulmuyorum, bunu Breq'in duygusal açıdan gelişiminin bir parçası olarak görüyorum. O karakterler öyle olmasa Breq'in duygusal gelişimi de bu şekilde olmazdı diye düşünüyorum.
Sfen'in etkisizliği de bana mantıksız gelmiyor; yüz yıllardır hiçbir şey yapmamış bir gemiden bahsediyoruz sonuçta, eğer etkili olsa mantıksız olurdu.
Anander'in kendini feda edememesi de sahip olduğu bilgiyi aktaramadan ölmek istememesiyle alakalı bence ve yine bana göre mantıksız değil. Ne de olsa: "Bilgi güçtü. Bilgi güvenlikti. Eksik bilgiyle yapılmış planların tümü ölümcül kusurlara sahipti."


Editörlük konusunda diyebileceğim hiçbir şey yok... Adalet biraz aceleye gelmiş olsa da hem Kudret hem de Merhamet'in iyi bir okuma gördüklerini biliyorum. Benim hatalarım fazla herhalde ki bazıları gözlerinden kaçıyor. Üzerinde çalıştığım bir sorun bu. :(
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #61 : 31 Ekim 2017, 17:14:42 »
"Duvarda asılı duran silah oyunun sonunda mutlaka patlar." Ama Sfen patlayan bir silah değil, duvarda asılı durmaya devam eden bir silah :) İşte ben bunu mantıksız buluyorum. O zaman neden oradasın? Kurguya katkın ne? Olmuş olsun diye mi varsın, diyorum kendisine. Sonuçta ortada bir kurgu söz konusu, izleyiciye gösterilen bir silah var ve ayrıca,

Spoiler: Göster
Sfen Kudret'in sonu için çok önemli bir gizem ve "vay anasını!" heyecanı taşıyordu.


Peki ne oldu? Hiç. Uzay boşluğunda bir hiç.

Anaander içinse dediğine inanabilirim, fakat
Spoiler: Göster
Anaander'ın ne o dilleri destan ve tarihe damga vurmuş malum olayda öfkesi (sonuçta o kararı aldıran parçadan bahsediyoruz), ne de hükümdar gözüpekliğini gördüm. Anaander asla pısırık bir hükümdar olmadı. İlk kitapta ve ikinin başında çizdiği portre ile çok ters düşüyordu bana kalırsa.


Ya çok mutsuzum :( Çok mutsuzum Yapraaaak :(

Editörlük içinse senin hataların elbette çok olabilir ama iyi bir okuma gördüğüne inanamadım. "İyi" bir okuma görseydi her sayfada ek hatası görmezdim. Böyle olmamalıydı :/