Kayıt Ol

Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş

Çevrimdışı Black Helen

  • ***
  • 782
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
« : 29 Kasım 2015, 17:02:18 »

Alıntı
“Genç edebiyatımız içinde Hasan Ali Toptaş’ın yazdığı romanların nereye konulabileceğini düşünüyorum. Sanıyorum genç edebiyatımızla sınırlı bir alanda değerlendirilmesi doğru da değil… Bu denli ayrıksı bir yaratıcılığın nereden doğduğunu merak ediyorum.” – Semih Gümüş

Türk edebiyatının güçlü kalemlerinden Hasan Ali Toptaş’dan, 1994 Yunus Nadi Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş, pek çok yabancı dile çevrilmiş ve sinemaya uyarlanmış eşsiz bir roman: Gölgesizler.

Zaman ve mekanı ters yüz eden, yenilikçi ve “ayrıksı” bir kurguyu yöresel detaylarla işleyen Gölgesizler’de, kentteki bir berber dükkanında başlayan hikaye, Anadolu’nun ortasındaki bir köye gidiş gelişlerle devam eder. Paralel evren kuramına benzer şekilde iki evren ve iki mekan arasında “kaybolan” ve  “beliren” karakterlerle beraber okuyucu da kurguda savrulup dururken, romanın gerilimi bir an olsun gevşetmeyen havasına kapılır, düşle gerçeği birbirine karıştırır.

Klasik çizgisel akışlı olay örgüsüne bir balyoz vuran yazar, köyde yaşanan belirsizliği, sıkışmışlık ve bunalım duygularını incelikle işlenmiş, mahalli karakterler aracılığıyla aktarır. Kaybolan insanların peşine düştükçe daha fazla kaybolan köy ahalisi mi daha gerçektir yoksa berber dükkanında bekleyişini sürdüren anlatıcı mı? İşte bu gerçeklik karmaşasının içinden doğar romanın olay örgüsü. Jilet almak için berber dükkanından çıkıp köye giden çırak, devletle muhtar arasındaki o muhtemel diyaloglarda saklı, belki biraz da eleştirel ilişki, hatta köyden sorumlu kişi sıfatıyla her kaybolan karakterin ardından kendini biraz daha “ruhu daralmış” hisseden muhtarın kendisi, Güvercin’in kayboluşunun ardındaki sır ve yine berber dükkanında aynanın üstünde asılı duran güvercin resmi… Roman boyunca hikayenin akışına dahil olan tüm bu olaylar varoluşsal bir sorgulamanın tezahürleridir aslında.


Bu kitapla tanışmam Fransa’da, rastgele ahbaplık kurduğum bir çift sayesinde olmuştu. Kendilerine Türk olduğumu söylediğimde bir anda Gölgesizler ve Hasan Ali Toptaş’dan şevkle bahsedip beni bir hayli şaşırtmışlardı. Kitabın yurt dışında da bu kadar tanınıp sevinmesinden ötürü duyduğum gurur, kitabı okumamış olmanın getirdiği mahcubiyete karışmıştı.

Sonrasında araya zaman girmesine rağmen bulduğum ilk fırsatta kitabın bir kopyasını edindim ve anlatıcının berberde geçirdiği zamanı, Cennet’in oğlunun başına gelenleri, umutsuzca muhtarın dönüşünü bekleyen bekçiyi okudukça Hasan Ali Toptaş’ın engin hayal gücü karşısında büyülendim. Bugün Gölgesizler, gözüm kapalı her okura tavsiye edeceğim ve bana kalırsa her Türk okurun da -ki dünya çapındaki ününü hatırlatmama gerek yokur sanırım- okuması gereken, kendi türünü kendisi yaratmış bir eser. Felsefi açıdan da, olay akışına getirdiği yenilik açısından da, hepimizin örnek alacağı pek çok yön barındıran Gölgesizler’in tüm bu nedenlerden dolayı bendeki yeri çok ayrı. Kitaptaki tüm bu paranormal gelişmelerle afallayan okuyucuya insani gerçekleri ustaca yansıtan yazarın duyarlılığının göz doldurduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Fakat şu noktayı vurgulamam hem kitaba saygı, hem de okurun beklentileri bakımından önemli; Gölgesizler kolay bir kitap değil. Anlatımı akıcı ve anlaşılır olsa da sizi tekrar tekrar düşünmeye itecek, felsefi altyapısı araştırma gerektiren, sembollerle dolu bir kitap. Bu yönünü göz önünde bulundurarak okursanız eminim alacağınız keyif, bakış açınızın değişmesi ve genişlemesiyle beraber daha da artacaktır.

Kısacası Gölgesizler’i okurken Cıngıl Nuri, Muhtar, Cennet’in oğlu, imam gibi pek çok aykırı ama bir o kadar da tanıdık karakterin peşine takılıp diken üstünde bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Kitabı bitirdiğinizde bulduğunuz cevapların tekrar sorulara dönüşmesi karşısında yeniden bu romanı okurken bulabilirsiniz kendinizi benden söylemesi.

Madem bu kayboluşu göze aldınız, o zaman kitabın en ünlü cümlesini  tekrarlayıp, sorayım:

Alıntı
Kar, neden yağar kar?
Spoiler: Göster

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
« Yanıtla #1 : 29 Kasım 2015, 17:51:04 »
Eline, kalemine sağlık Black Helen, çok güzel bir tanıtım olmuş. Fırtınakıran'ın yayınlarında birkaç kez bahsini duyup meraklanmıştım, şimdi de senden o merakı iyice alevlendiren bir tanıtım okudum.

Ve ne yalan söyleyeyim, adını çok duymama rağmen Hasan Ali Toptaş’ın hiçbir eserini okumamış olduğum için utandım. Özellikle senin de benzer bir durumdan bahsettiğin noktada... Umarım daha fazla gecikmeden tanışırım ben de kendisiyle.

Tekrardan kalemine sağlık...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Black Helen

  • ***
  • 782
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
« Yanıtla #2 : 29 Kasım 2015, 19:10:29 »
Çok teşekkürler sevgili mit, beğenmene sevindim. Kişisel olarak da çok sevdiğim bir kitap olduğu için, insanlarda okuma isteği uyandırabildiğimde gerçekten mutlu oluyorum  :)
Spoiler: Göster

Çevrimdışı Bozhermes

  • **
  • 94
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
« Yanıtla #3 : 03 Aralık 2015, 23:22:30 »
Uzun yoruma hacet yok. Okuyun ve kalitesini görün derim. Hasan Ali Toptaş sadece bu eseriyle değil her romanıyla, külliyatıyla hep okunmalı.

Çevrimdışı -Kötü karakteR-

  • **
  • 157
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
« Yanıtla #4 : 04 Aralık 2015, 19:30:11 »
Okulun kütüphanesinde üç tane Hasan Ali Toptaş kitabı görünce içimden çok beklediğim serinin yeni kitabı çıkmış gibi zıplamak gelmişti :D Ve o kitaplardan biri Gölgesizler'di şanslıyım!! Elimdeki kitapları bitirir bitirmez başlarım umarım ;)

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gölgesizler - Hasan Ali Toptaş
« Yanıtla #5 : 02 Ocak 2016, 23:33:08 »
Hasan Ali Toptaş'tan okuduğum ilk kitaptı. Black Helen'a bu başlığı açtığı ve beni Gölgesizler'le tanıştırdığı için teşekkür ediyorum :)

Kitabın arka kapağında bir yazı var. "Sırf Hasan Ali Toptaş okumak için bile Türkçe öğrenmeye değer" denmiş yabancı bir gazetede. Bu yorum benim çok hoşuma gitti. Dedim kendi kendime, umarım ben de bir gün birisine böyle şeyler söyletebilecek kadar iyi eserler çıkarabilirim.

Sonra kitap başladı. Bir günde bitti, öyle güzeldi. Toptaş farkını daha ilk sayfalardan belli ediyor. Daha önce hiç böyle bir şey görmedim duymadım diyemem, çünkü kitap nedense okurken bana sürekli Onur Ünlü'nün "Sen Aydınlatırsın Geceyi" filmini anımsattı. Aynı absürdlük iki eserde de var.

Yine de benim için oldukça yeni ve farklı bir romandı. Hasan Ali Toptaş'ın dili çok başka, almış başını gidiyor. Aklınıza gelmeyecek tamlamalar, benzetmeler. Dil size yeni gelse bile zorluk çekmiyorsunuz, hemen alışıyorsunuz.

Bir kere okuyup bırakılması gereken bir roman değil bence, oturup üzerine düşünmek gerekiyor. Kitabı dakikalar önce bitirmiş birisi olarak ben de az sonra tam olarak bunu yapacağım.

Sözün özü, Hasan Ali Toptaş Türk edebiyatının cevherlerinden biridir efendim, okuyun ve okutun.