Bilimkurgu romanlarına bayılırım ve genelde su gibi içip kısa sürede sonunu getiririm. Ancak bu kitapta ağır giden birşeyler vardı. Çeviri sanki bir öğrencinin ingilizce makaleyi ne söylendiğini anlamadan Türkçe'ye çevirmesi gibi bir his bırakıyor. Ayrıca yayınevine ilettiğim bir husus da bölümler arasındaki alıntılar, listeler gibi kısımların anlaşılmaz, birbiriyle bağ kuramayacağınız ve okumayı zorlaştıracak başı sonu olmayan cümlelerden oluşması. Kitabın ilk çeyreğinden sonra bu kısımları atladım. Daha önce Sürü, Limit gibi 1000 sayfa üzeri bilim kurgu romanlarını bir solukta okumuşken bu kitabı sırf yarım bırakmamak adına ve zoraki bir merakla okudum.
Çevirmene "Kitabı iyi çevirememişsin sonu havada kalmış." diyen okurlar gördü bu gözler. "Tamam da yazar sonunu öyle yazmış," deyince de, "Olsun, çevirmen olarak o sonu tamamlamak senin görevin," deyip saatlerce ağız dalaşına girmesi de cabası.
Konuyla pek alakalı olmasa da, bir de şu yıllar ilerledikce bilimkurgu ve distopyanın soft a kayması yok mu Distopya denilence akla ilk olarak Açlık Oyunları ve türevleri gelen büyük bir güruhun olması, eskilerin yabana atılması (çoğu zaman da "akıcı değil" argümanı ile) üzüyor insanı.
İhsan abi, o notlar olmasa bazı göndermeleri anlamazdım bile Böyle bir eserin çevirisinin ne kadar zor olduğunu okuyanlar anlar ve çevirirken ne terler döküldüğünün de çok az kısmını
Tahminim doğruysa, şikayet edilen "başı sonu olmayan cümleler" romanın sonunda gayet mantıklı bir yere bağlanıyor. Türün belli başlı anlatım kalıpları olduğu farz edilerek mi böyle yorumlanmış acaba ?