Kururken dudaklarımız, seninle yeşil bir nehrin kenarında
Durup eflatun kum taneciklerine gömüldüğümüz sırada.
Bir mantık bahşet bana, tüm gerçekliği ile ruhumda şaklayan
Bir kırbaç gibi diriltsin metfun hislerimi - zarurette olan.
Kabul olunmayacağını bilerek ettiğimiz o nahoş dua
(Kaderin gaddar buyruğunca – kalbimde çöl yaraları açtıran)
Yakamozlar doğrayan sesinde son bir sızı ile son bir elveda
Ve olanaksızlığın safra tadı her kelimede boğaz yakan...
Tanrının en güzide yaratısı yıldızlar, peyda olurken birbiri ardına;
Gökyüzü payını almışçasına soyunur sanki papatya sarışınlığından.
Sinekkuşları –ki o nokta gözlerinde evrenin nice görkemini taşıyan-
İzbe bir kovuk ararken yağmurun canhıraş feryadından kaçınmak amacıyla
Sığınmışlar senin göğsüne benim çıkmakta olduğum açık-kanlı bir yaradan.
Nihayet bırakıyorum seni, rahmeti az çağlarda, gadre uğramış bir annenin mahzunluğuyla...